Sosyal medya hesabından bir paylaşımda bulunan Demirtaş, önce seçimlerdeki yenilgi nedeniyle özür diledi, ardından da aktif siyaseti bıraktığını duyurdu.
Eski HDP Eş Başkanı, “Ben kendi adıma, halkımıza layık bir politika ortaya koyamadığımız için içtenlikle özür diliyorum. Pratikteki çabalarımla bu eksiklikleri giderme sözü veriyorum. Ayrıca, bana yönelik yapıcı eleştirilere teşekkür ediyorum. Eleştirilerden yararlanmaya çalışacağım. Mücadeleyi cezaevinden her yoldaşım gibi dirençle sürdürürken, aktif politikayı bu aşamada bırakıyorum” dedi.
Demirtaş’tan HDP’ye: “Yöre derneği seçim çalışması gibi amatörce bir yaklaşımla başarılı olamazsınız”
Bu ifadeleri Perşembe günü Artı Gerçek internet sitesinde İrfan Aktan imzalı röportajda sarf ettiğini belirten Demirtaş, bu sabah (Çarşamba günü) yine aynı yayın organı için kaleme aldığı yazıda da HDP yönetimine sert eleştiriler getirdi.
Edirne F Tpi Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski İstanbul milletvekili, “Geride bıraktığımız seçimler her bakımdan çok önemli olmasına rağmen Kürt siyasi hareketi bunu çok geç fark etti veya çok geç bilince çıkardı. Bunu yaptığında da büyük oranda iş işten geçmişti. Partimiz, oylama gününe bir ay kala seçim çalışmasına yüklendi. O da ancak yarım yamalak ve dağınık bir çalışma şeklinde olabildi. 63 milyon seçmenin olduğu bir ülkede ‘milletvekilliği seçiminde yüzde 15’i aşacağız, cumhurbaşkanlığı seçiminde de muhalefet adayının yüzde 50’yi geçmesini sağlayacağız’ diyorsanız seçime bir ay kala başlattığınız ve profesyonellikten uzak, bir yöre derneğinin seçim çalışması gibi amatörce bir yaklaşımla başarılı olamazsınız” ifadelerini kullandı.
Demirtaş’tan sert eleştiri: “Lafta radikal, pratikte okey masasından kalkamayan düşkünler”
“Son beş yıldır HDP Genel Merkezi’ne yazdığım mektuplarla, gönderdiğim mesajlarla ve makalelerimle bu gerçeği anlatmaya çalışıyorum fakat her seferinde sesim yankılanıp bana geri dönüyor” diyen Demirtaş, 1 Ocak’ta başlattığı seçim kampanyasında beş bin kişiye mektup ve kart, binlerce tweet ve yüzlerce röportaj yapmasına rağmen “kendisini öne çıkarıyor” düşüncesiyle linç edilmeye çalışıldığını söyledi.
Parti binalarında “boş dedikodular” yapıldığını belirten HDP’nin eski eşbaşkanı, “Kürt orta sınıfı da siyasal hedefsizlik, işinden aşından olma korkusu gibi nedenlerle hızla geri çekildi. Bunun yerini ne devrimci tarz doldurabildi ne de reformcu tarz. Bu boşluğu dolduranlar lafta radikal, pratikte okey masasından kalkamayan düşkünler oldular. Slogan dışında hiçbir numarası olmayan tipler, siyasal ve sosyal ortamı domine edip
nitelik ve nicelik kaybına yol açtılar. Kraldan çok kralcı davranarak ortamların hakimi oluverdiler” gibi ifadelerle parti yönetimini ve yönetime gelmek isteyen bazı isimleri sert sözlerle eleştirdi.
Sezai Temelli’nin eleştirileri Yeni Özgür Politika’da yayınlandı
Selahattin Demirtaş’ın bu çıkışının, kendisinden sonra bir dönem HDP’nin eş başkanlığını üstlenen Yeşil Sol Parti Muş milletvekili Sezai Temelli’nin Kürt siyasi hareketinin etkili gazetelerinden Yeni Özgür Politika’da dün kaleme aldığı yazıdan hemen sonra gelmesi dikkat çekiciydi.
Temelli yazıda, “Üçüncü yol stratejisinin merkezi rolünün ihmal edildiği konular başta olmak üzere kapsamlı bir değerlendirme süreci kaçınılmaz olarak bizi bekliyor. Neye karşı mücadele ettiğimizi ve bu mücadelenin nasıl bir seçim süreciyle istenilen sonuçlar yaratabileceği konusunda var olan bütün riskleri yeterince göremeyen, geçmişin hatalarını iyi değerlendiremeyen bir seçim süreci yönetimi, karşılaştığımız tablonun ortaya çıkmasına önemli ölçüde etki etmiştir. Sosyal medya fenomenliği ve pop star kampanyacılığının etrafı kapladığı bir süreçte, politik söylemlerin ve paradigmal referansın gölgelenmesine karşı maalesef güçlü bir hamle geliştirilemedi. Bütün risk analizleri ve araştırma sonuçlarının ısrarla gösterdiği, bilimselliği merkezine alan açıklamalara rağmen nefessiz kalma hali bu sonuçlarla karşılaşmamıza neden olmuştur diyebiliriz” sözleriyle hem Demirtaş’ı hem de ittifak ortakları Türkiye İşçi Partisi’ni eleştirdi.
Sezai Temelli, Demirtaş’ın “Aktif politikayı bu aşamada bırakıyorum” açıklaması sonrası Artı TV’de gazeteci Onur Öncü’ye verdiği röportajda, “O siyaseti bırakmak istese de ne biz onu bırakırız ne de siyaset onu bırakır. Beraber siyaset yapmaya devam edeceğiz" sözleriyle eski yol arkadaşına destek verdi.
Demirtaş’a en güçlü destek ise Kürt siyasetinin en kıdemli ismi Ahmet Türk’ten geldi. HDP’nin öncüllerinden Demokratik Türkiye Partisi’nin eski genel başkanı ve kayyum atanan eski Mardin Büyükşehir Belediye Başkanı, 10Haber internet sitesinden Hazar Dost’a verdiği röportajda “Örgütlü bir yapı yoktu. Parti içinde birçok genel merkez oluştu. Hepimizin yeniden düşünmesi gerekiyor. Seçim sürecinde eksiklik vardı. Bu eksiklikler, adaylıklardan programa birçok yerdeydi. Kürt bölgelerindeki sonuçlar bunu gösteriyor. Bundan sonra halk konuşacaktır. Ben de Demirtaş’la konuşacağım” dedi.
Ahmet Türk, böyle bir kararının kendisi için de sürpriz olduğunu söyledi.
Vahap Coşkun: “Yeniden bir parti kurmanın şu anda koşullarını da sosyolojisini de görmüyorum”
PekiS elahhatin Demirtaş’ın bu sözleri ne anlama geliyor? Bu açıklamasından sonra yasal Kürt siyasetinin en etkili aktörü sahadan çekiliyor mu? Dahası bu süreç yeni bir partiye evrilebilir mi?
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun, “Yeni bir partileşme olacağını zannetmiyorum. Demirtaş'ın HDP dışında bir siyasal harekete ilişmesi veya Demirtaş’ı savunanların başka bir siyasal yapı içerisinde kendilerini var etmelerinin çok zor olduğunu düşünüyorum. Bunu yapsalar bile bunun siyasal bir geleceği olmaz. Asıl önemli olan HDP’nin kendi içinde dönüşmesini sağlamak. HDP’nin kendi içerisinde daha yerele duyarlı daha demokratik, parti içi demokrasiyi daha fazla ön plana çıkaran bir siyasi yapıya evrilmesini sağlamak. Yoksa yeniden bir parti kurmanın şu anda koşullarını da sosyolojisini de görmüyorum” dedi.
“Hem Demirtaş hem HDP açısından radikal bir karar”
VOA Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Vahap Coşkun, “HDP yönetimine bu kadar ağır eleştiri getirip bir şey olmamış gibi devam etmek zordu. HDP’nin seçmen sosyolojisini okuyamadığı, slogan siyasetine hapsolduğu, HDP’deki bazı aktörlerin siyaset yapmaktansa slogan atmayı tercih ettiği ve benzeri çok ağır ifadeler kullanmıştı. Ama siyasetten çekilme kararı Demirtaş açısından da HDP açısından da radikal bir karar oldu. HDP’nin kendisini yeniden gözden geçirmesini, yeniden konumlandırılmasını gerektiren bir karardır” ifadeleri ile Demirtaş’ın kararının şaşırtıcı olmadığını vurguladı.
Ruhavioğlu: “Geri dönüşünün çok uzun sürmeyeceğini düşünüyorum”
Araştırmacı Reha Ruhavioğlu da Kürt sokağında en çok kabul gören sivil siyasetçi olan Demirtaş’ın siyaseti bırakmasının söz konusu olmadığı görüşünde.
VOA Türkçe’nin konuştuğu Ruhavioğlu, “Aslında eleştirilerinden sonra ilk olarak kendisini cezalandırıyor Demirtaş ve aktif siyaseti bıraktığını açıklıyor. Ben geri dönüşünün çok fazla süre almayacağını düşünüyorum. Demirtaş, “Kraldan çok kralcılar var’ diyerek partide fiili bölünmeyi görünür kıldı. Demirtaş çizgisi ve geri kalanlar. En az iki kulvar. Demirtaş kulvarı doğrudan sokağa ve seçmene sesleniyor. Popülaritesini halka borçlu bir siyasetçi ve oradan karşılık üretiyor. Bugün Diyarbakır’da çok apolitik, dümdüz seçmen diye tanımlayabileceğimiz HDP’lilere Demirtaş’ın kararını sordum. Hepsi üzgündü ve moralleri çok bozuktu. HDP bugünkü siyaset etme biçimiyle devam edecekse, Demirtaş’ın kurucu eş başkanı olduğu partiyle bugünkünden daha yakın bir ilişkiye girmesi zor görünüyor. Parti başka bir siyaset inşaat eder o kapının anahtarını açarsa Demirtaş belki de partinin başına döner” sözleriyle Demirtaş’ın kararını değerlendirdi.
“Üç ay sonra ‘bir parti kurayım’ derse kendisi için de iyi olmaz”
Peki Edirne Cezaevi’ndeki siyasetçi yeni bir partileşme sürecine gidebilir mi?
Reha Ruhavioğlu bu soruyu şöyle yanıtlıyor:
“Bölünme giderilemez ve Demirtaş ile HDP arasında onarılamaz bir şeyler girerse bir ihtimal. Bugünden yarına ‘ayrılır parti kurar’ demek için erken; ‘bu asla olmaz’ demek de zor. Ama ben sosyoloji gözetilerek bir yerde buluşacaklarını düşünüyorum. Kürt siyasetinde böyle bir aktör olmadı. Güçlü bir halk desteğine sahip. Tam da bu nedenle istisnai bir yerde duruyor. Üç ay sonra ‘bir parti kurayım’ derse kendisi için de iyi olmaz. Ama tabii bazı aktörler Demirtaş’ın yokluğunda partiyi kendileri yönetmek istiyor. Bu da çelişki yaratıyor. Şimdi Demirtaş, aktif siyaseti bırakırken HDP siyasetini yönlendirmek isteyenlere de vermeleri gereken hesaplar olduğunu hatırlatıyor. Ve tabii ‘buyrun siz yapın’ da diyor.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın seçim sonrası Külliye’de yaptığı konuşmada Demirtaş’a yönelik sert eleştirilerde bulunmasının ardından “Selo’ya idam” sloganları atılmıştı.
Ruhavioğlu, Demirtaş’ın kararının bu durumla ilgili olmadığını savunuyor.
“HDP’de muhasebe süreci hızlanabilir”
Dicle Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Vahap Coşkun da Demirtaş’ın bu kararının HDP’de değişimin önünü açacağı kanaatinde.
Dr. Coşkun, “Önümüzdeki dönemde HDP içerisindeki sorgulama muhtemelen daha da derinleşerek devam edecek. HDP bunu yapmak zorunda. HDP çok uzun bir süredir, neredeyse 2015 ten bu yana yapması gereken muhasebeyi bir türlü yapmadı. Sürekli kendi siyasetini gözden geçirmeyi erteledi, sürekli bir şekilde devletin kendi üzerindeki kurduğu baskıya atıf yaparak, kendi eksikliklerini yanlışlarını, hatalarını, açmazlarını görmezden geldi. Bunun sonucu olarak sandık HDP açısından iç açıcı olmadı. HDP bir muhasebe yapmak durumunda. Demirtaş’ın aktif siyasetten çekildiğini açıklaması bu süreci hızlandırabilir ve derinleştirebilir” diye düşünüyor.