Demirtaş, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerindeki çeşitli illerden gelen Esnaf ve Sanatkarlar Birliği başkanlarını, TBMM HDP Grup Yönetim Salonu'nda kabul etti. Görüşmede HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, Şanlıurfa Milletvekili Osman Baydemir ve Diyarbakır Milletvekili Nursel Aydoğan da hazır bulundu. Ziyarete gelen başkanların elini tek tek sıkan Demirtaş, gazetecilerin sorularını cevapladı.
6 -7 Ekim olaylarıyla ilgili hakkında başlatılan soruşturmanın sorulması üzerine Demirtaş, soruşturmanın yeni olmadığını, geçen yıl açıldığını söyledi. Savcının 10-11 aydır çalıştığını ama suçlayacak bir şey bulamadığını dile getiren Demirtaş, "Mevzu koltuklarımız, makamlarımız değil. Eğer çekildiğimizde barış gelecekse ne koltuğu, canımızı vermeye hazırız. Dokunulmazlık kalkacak diye ilkelerimizden, savunduklarımızdan vaz mı gezçeceğiz? Leyla Hanım, Hatip Dicle vaz mı geçti? Leyla Hanım şu an Meclis'te; onları atanlar nerde? Bunlara gerek yoktur." diye konuştu.
"KILIÇDAROĞLU İLE ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA GÖRÜŞECEĞİZ"
Erken seçim konusundaki sorularla ilgili ise Demirtaş, çözüm sürecinin erken seçimi beklemeyecek kadar nazik bir konu olduğuna dikkat çekti. Müzakerelere yeniden döndürecek bir yol bulunması gerektiğini vurgulayan Demirtaş, "Her gün canlarımız gidiyor. Amacımız oylar ve sandık değil, canlar gidiyor. Bütün anaların eli yüreğinde." ifadelerini kullandı.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ile yapacağı söylenen görüşme hakkındaki bir soruya da Demirtaş, "Önümüzdeki hafta Kılıçdaroğlu ile bir araya geleceğiz. Henüz saati ve günü belli değil. Bizi yok sayanlar bile dahil barış için bütün kapılarımız herkese açıktır ve biz de barış için tüm kapılara gideriz." karşılığını verdi.
Cumhurbaşkanı'nın HDP'yi baraj altı bırakıp erken seçimle AK Parti'yi yeniden tek başına iktidar yapmak istediği iddialarıyla ilgili Demirtaş, bunların kişisel görüş değil partisinin kurumsal resmi görüşleri olduğuna dikkat çekti. "Seçime kilitlenmekten çok barışa kilitlenmek zorundayız." diyen Demirtaş, "Seçim işleri kolay işlerdir." dedi.
"YAKILAN ARAÇLAR, İŞ MAKİNELERİ BİZİMDİR"
Demirtaş, PKK'nın şantiye basma ve iş makinesi yakma eylemlerini tasvip etmediklerini dile getirerek şunları söyledi; "Zaman zaman bölgeden araç yakma, işyeri ve iş makinesi yakma haberleri de alıyoruz. Bunların hiçbirini asla doğru bulmadığımızı, tasvip etmediğimizi belirtmek istiyoruz. Yakılan araçlar, iş makineleri bizimdir. Bunun derhal mazeretsiz bir şekilde durdurulması lazım. Bununla ancak bizler zarar görüyoruz. Başka kimse zarar görmüyoruz. Halkın malıdır, mülküdür, insanların krediyle, borçla aldıkları kamyonudur, traktörüdür."
"DOKUNULMAZLIKLAR GÜNDEME GETİRİLİRSE BU SADECE GERİLİM YARATIYOR"
Çözüm sürecinin tekrardan başlaması gerekliliğinin altını çizen Demirtaş; "Son 3 yıldır ağır aksakta olsa devam eden çözüm sürecinin tekrar başlaması lazım. Konuşmak inciltici, onur kırıcı bir şey değildir. PKK için de değildir. Teslim ol çağrıları yapmak yerine masaya davet etmek daha insani, vicdanidir. Türkiye toplumu olarak taraflara "Derhal elinizi tetiklerden çekin, bu iş masada çözülsün' demeliyiz. Böyle dönemlerde demokratik siyaset kanallarını sonuna kadar açmak çözümün parçasıdır. Parti kapatma, dokunulmazlıkların kaldırılması gibi tartışmalar demokratik siyaset kanallarını tıkar. Bizim Allah'tan başka kimseden korkumuz yok, halkımız verdiğimiz barış sözümüz var. Biz bu söze karşı mahçup olmamak için uğraşıyoruz. Yoksa dokunulmazlıkları kaldıralım. Fakat bu tarz baskı yöntemi olarak dokunulmazlıklar gündeme getirilirse bu sadece gerilim yaratıyor" diye kaydetti.
"SİLAHA DÖNÜŞ BİR SEÇENEK OLARAK DÜŞÜNÜLMEMELİDİR"
HDP lideri Demirtaş, silaha dönüşün seçenek olarak düşünülmemesi gerektiğini söyledi. Demokratik siyasetten başka hiçbir şeye ihtiyaçları olmadığını vurgulayan Demirtaş şöyle konuştu; "Bize oy veren 6 milyon yurttaşımızla birlikte bütün bu haksızlıklara karşı direnebilecek güçteyiz. Başka bir şeye gerek yok. Biz demokratik barışçıl yollarla kendimizi savunabiliriz. Zorluklar olsa da bu yol böyledir. Demokrasi mücadelesi düz bir yol değildir. Hiç kimse demokratik siyaseti tıkayacak işlere girmemelidir. Silaha dönüş bir seçenek olarak düşünülmemelidir. Biz bütün zorluklara rağmen burada, parlamentoda bütün halkımızla direneceğiz. Ülkemizi inşallah düze çıkaracağız, barışa ulaştıracağız. Bu topraklar hepimizin ortak vatanıdır."