Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Toledo'yu örnek veren Başbakan anlaşılan o ki Franco'ya özenmiş durumda. Çünkü Sur'u düşürüp Toledo yapmak istiyoruz diyorsa 'ben de Franco olmak istiyorum' diyor, vay halimize; biri Hitler, öbürü Franco özentisi." dedi.
Selahattin Demirtaş, partisinin TBMM'deki haftalık grup toplantısında konuştu. Tarihi dönemlerin muhaliflerin yan yana durmasıyla aşılabileceğini söyleyen Demirtaş, gündemdeki Toledo tartışmalarına değindi.
Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun Sur ve Toledo örneğini tesadüfen vermediğini savunan Demirtaş, "Toledo, İspanya iç savaşında 69-70 gün direnmiş bir ilçe. Toledo düştükten sonra Franco, faşist dikta rejimi başlıyor 1975'e kadar. Ve Toledo, bütün o İspanya direnişinin sembollerinden biri haline geliyor. 1975'te Franco rejimi devriliyor, 1982'de Toledo özerk bir bölgenin başkenti oluveriyor. Yani şu anda Toledo'yu örnek veren Başbakan anlaşılan o ki Franco'ya özenmiş durumda. Çünkü Sur'u düşürüp Toledo yapmak istiyoruz diyorsa 'ben de Franco olmak istiyorum' diyor, vay halimize; biri Hitler, öbürü Franco özentisi. Böyle bir dehşetle karşı karşıyayız." diye konuştu.
"FRANCO TOLEDO'YU DÜŞÜRDÜĞÜNDE FAŞİZM BAŞLAMIŞTI"
Olup bitenler karşısında toplumun bütün kesimlerini dayanışmaya çağıran Demirtaş, şöyle devam etti: "Eğer ki bütün bu olup bitenleri Türk halkı da diğer halklar da iyi anlarsa, olup bitenlere ortak ses verme, yan yana durma konusunda basiretli, cesaretli davranırsa, emek örgütleri, sendikalar, meslek odaları, barolar, kadın örgütleri, ekoloji, inanç hareketleri, gençlik hareketleri, siyasi partiler, oluşumlar, platformlar, medya mensupları her yerde daha fazla yan yana durmak zorundayız. Tarihi günlerden geçiyoruz, yarın çok geç kalmış olabiliriz. Franco Toledo'yu düşürdüğünde faşizm başlamıştı, artık yapacak bir şey yoktu. Çok daha uzun sürdü, bedeller ağır oldu."
"ÜLKEMİZİN FRANCO'SUNA İZİN VERMEYELİM"
"Ülkemizin Franco'suna izin vermeyelim." ifadelerini kullanan Demirtaş, "Bugün yan yana gelelim, bugün hep birlikte faşizme karşı direnelim ki çocuklarımız artık daha fazla bedel ödemesinler. Bütün bu olup bitenler, bugünlerde yaşananlar; iç hukukta, uluslararası hukukta ağır suçlardır. Adalet Bakanı vekillerimizi teröristlikle suçluyor ama yarın bir gün devran döndüğünde kim teröristtir kim değil, ulusal ve uluslararası hukukta daha iyi ortaya çıkacak. Açık bir hükumet terörizmiyle yasa dışına çıkarak sivilleri katlederek, mevzuatı da bir kenara bırakıp açık bir şekilde katliamlar yapanlar, zannediyorlar ki sonsuza kadar bu iş böyle sürecek. Hayır, Bosna'da da Libya'da, Lübnan'da da, Ruanda'da katliam yapanlar, bir dönem muktedirken, diktatörken, bütün güç ellerindeyken 'bütün dünya bize bağlıdır' gibi düşünenler, günü geldi uluslararası ceza mahkemesinin önünde yargılandılar." diye konuştu.
Diktatörlerin Sudan'da katliam yaptıkları dönemlerde Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin henüz olmadığını hatırlatan Demirtaş, şunları kaydetti: "Bakın yıllar geçti, insanoğlu mücadeleyle Uluslararası Ceza Mahkemesi diye bir mekanizma kurdu ve bütün bu katliamcıları yargılamaya başladı. Bugün bu var, 10 yıl sonra ne olacak bilmiyoruz. Daha ilerisi olacak. Daha ileri yargılama mekanizmaları çıkacak, emin olun."
"BEKİR BOZDAĞ, BİR BAKMIŞSINIZ CEZA MAHKEMESİNİN ÖNÜNDE "
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ı da eleştiren Demirtaş, "Günü geldiğinde işte bu Bekir Bozdağ var ya, bugün atıp tutan, bizi terörist ilan eden, hedef gösteren, bir bakmışsınız, terör örgütlerine yardım yataklık suçlamasıyla ceza mahkemesinin önünde. Olmayacak diye bir şey yok. IŞİD'e El Nusra'ya Ahrar-uş Şam'a giden silahlar… Bunların hepsi gün gelir, mahkemelerin önünde dosyasıyla belgesiyle yargılamaya dönüşür. Zaten bu kadar korkmalarının paniklemelerinin nedeni budur. İktidar elden giderse dosya kabarık. Fakat dosya bu dünyada kabarık da öbür dünyada daha kabarık." ifadelerini kullandı.
CİHAN