Mahkeme bugün Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, Sabahat Tuncel ve Figen Yüksekdağ’ın da aralarında bulunduğu tutuklu sanıklar hakkındaki tahliye talebini görüşecek.
Türkiye’deki siyasi yargılamalardan biri olarak kabul edilen Kobani davasının Çarşamba günkü duruşmasında da hüküm açıklanmayacak.
Tüm savunmalar tamamlandığı için 19 Mart 2024’te yapılan bir önceki duruşmada Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi’nin hükmünü açıklaması bekleniyordu.
Ancak bu beklenti gerçekleşmedi ve duruşma 17 Nisan’a ertelendi.
18’i tutuklu 108 sanığın bulunduğu davada ertelenme kararı alınmasına gerekçe olarak 31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler gösterildi.
Öztürk Türkdoğan: “Mahkeme kalemi kararın çıkmayacağını iletti”
17 Nisan Çarşamba günü yapılacak duruşmada da kararın verilmeyeceğini İnsan Hakları Derneği eski başkanı ve DEM Parti Hukuk Komisyonu Sözcüsü Öztürk Türkdoğan kamuoyuna resmen duyurdu.
Türkdoğan aralarında DEM Parti’nin öncülü olan HDP’nin eski eşbaşkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da bulunduğu 18 tutuklunun tahliye taleplerinin inceleneceğini de belirtti.
DEM Parti Genel Merkezi’nde parti yöneticileri ve dava avukatları ile birlikte düzenledikleri basın toplantısında konuşan Türkdoğan, “Mahkeme kalemi bize bir haber ileti. Yarın mahkeme heyetinin incelemesinin devam ettiğini yarın karar çıkamayacağını ilettiler. Dolayısıyla yarınki duruşmada tutuk incelemesi gerçekleştirilecek. Kanunen zorunlu bir inceleme. Biz bütün hazırlıklarımızı yapmıştık yarın karar çıkacakmış gibi orada olmaya devam edeceğiz. Yarın saat 10.00’da Sincan Kampüs’teki duruşma salonunun önünde partimiz dost kurumlar ve bileşenlerimizle demokratik kamuoyu ile oradaki açıklamamızı gerçekleştireceğiz” dedi.
Öztürk Türkdoğan: “Demirtaş, Kışanak, Yüksekdağ ve Tuncel’in tahliye edilmesini bekliyoruz”
DEM Parti Hukuk Komisyonu Sözcüsü Öztürk Türkdoğan, tümü 15 Temmuz darbe girişimi sonrası tutuklanan Selahattin Demirtaş, Gültan Kışanak, Figen Yüksekdağ ve Sabahat Tuncel’in 7 yıllık tutukluluk sürelerini tamamladıkları için tahliye edilmeleri gerektiğini dile getirdi.
Türkdoğan, “Bu dava ile ilgili hukuksuzluk çok çok fazla. 2014 yılında suç olmayan bir şey 2020 yılında suç olarak nitelendirilemez. Bu da yargı yoluyla baskı politikasının geldiği noktayı gösteriyor. Bu davada yargılanan arkadaşlarımız suç işlememişlerdir. Politik kimliklerinden dolayı maalesef yargılanmaktadırlar. Bu davada Ceza Muhakemesi Kanunu’nun usul hükümlerinin neredeyse tamamı ihlal edilmiştir. Gültan Kışanak, Sebahat Tuncel kanuna aykırı olarak tam bir siyasi rehine olarak tutulmaktadırlar. Çünkü bu dava kapsamında 7 yıllık tutukluk süreleri aşılmıştır. Demirtaş ve Yüksekdağ da 7,5 yıldır yargılanıyorlar, tahliye edilmelidirler” diye konuştu.
Kobani olayları neden başladı, bilançosu ne oldu?
Kobani davasına neden olan olaylar, kamuoyunda “6-8 Ekim olayları” ya da Kobani olayları” olarak adlandırılıyor.
2014 yılı Ocak ayında Felluce’de devlet kurduğunu ilan eden ve Haziran ayında Musul’u ele geçiren IŞİD, aynı yılın Ekim ayında Suriye’nin Ayn el Arab kentine yönünü çevirdi. Kürtler’in Kobani adını verdikleri şehir, Şanlıurfa’nın Suruç ilçesinin şehir merkezinden yalnızca 11 kilometre uzakta bulunuyor.
IŞİD’in şehri kuşatacağı bilgisi sonrası Kobani’de yaşayan binlerce Kürt, güvenliklerini sağlamak için Türkiye’ye sığındı. 6 Ekim’de Kobani’nin dış mahallelerine IŞİD bayrakları asılırken başta HDP olmak üzere Türkiye ve dünyadan yapılan çağrılara hükümet sessiz kaldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kobani düştü, düşecek” demesi sonrası HDP’nin protesto çağrıları gerilimi tırmandırdı.
İnsan Hakları Derneği’nin kamuoyuna açıkladığı rapora göre, olaylarda 6 kişi öldü, 682 kişi yaralandı. Eylemlere katılan 323 kişi tutuklandı.
Toplumsal olayların dinmesinden 12 gün sonra Türkiye 20 Ekim’de Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’ne (IKYB) bağlı Peşmerge güçlerinin IŞİD’e karşı mücadele etmek üzere Türkiye üzerinden Kobani'ye geçmesine izin verdi.
Sırrı Süreyya Önder, “Kobani iddianamesi AKP’yi ileride yargılamak isteyenler bakımından bir ön iddianame” demişti
Bu davada yargılandığı için yurtdışı çıkış yasağı bulunan TBMM Başkan Vekili Sırrı Süreyya Önder, 8 Eylül 2023’te yaptığı savunmada davanın hukuk dışı olduğunu söylemiş, bir gün önce düzenlediği basın toplantısında ise “Kobani iddianamesi AKP’yi ileride yargılamak isteyenler bakımından bir ön iddianame niteliğindedir. Bunu bütün inancım ve tecrübemle söylüyorum. AKP içi iç iktidar kavgalarında çözüm sürecine muhalif olan kesim, bu iddianameyle onları yargılamanın tasfiye etmenin ilk adımını atıyorlar. İddianameyi okuyun, başta ben olmak üzere birçoğumuzla ilgili çözüm süreci faaliyetleri kriminalize ediliyor ve bir suç delili olarak değerlendiriliyor” ifadelerini kullanmıştı.
Kobani olayları sırasında gerilimin azaltılması için Kandil’e gittiği iddia edilen Sırrı Süreyya Önder, HDP milletvekiliyken 20 Mayıs 2016’da dokunulmazlığının kaldırılması görüşülürken dönemin AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan tarafından “Kandil’den talimat alanlar, gelip burada konuşuyor” sözleriyle suçlanınca “Sayın Cumhurbaşkanı başbakan olduğunda beni aradı, ‘Kandil’e gittiniz ne oldu?’ diye sordu. Bunun devamını mahkemelerde söyleyeceğiz. Bizi Kandil’e gönderen kimmiş, bunları mahkemelerde anlatacağız” ifadelerini kullanmıştı.
Yaklaşık 7,5 yıldır tutuklu olan Demirtaş, Kobani davasını “siyasi intikam davası” olarak niteledi
Davanın en önemli aktörü olarak kabul edilen eski HDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş 4 Kasım 2016’dan beri Edirne F Tipi Cezaevi’nde tutuklu.
Demirtaş dava kapsamında da 20 Eylül 2019 tutuklandı.
Davada ilk kez 25 Aralık 2023’te savunma yapan Demirtaş, “Hakkımda somut tek bir delil yok, bu bir siyasi intikam davasıdır, hukuken tutuklanmadık, hepimiz siyasi rehineleriz. Karşımda bağımsız, tarafsız, bir yargıçlar heyeti olmadığı için savunmamı mahkemeye değil, halkıma yapıyorum” dedikten sonra “Çözüm süreci Kürtler’e yarıyor diye yeniden silaha sarıldılar” sözleriyle bu olaylardan yaklaşık dört ay sonra Çözüm Süreci’ne son verilmesini eleştirdi.
Demirtaş, bir bölümünü Kürtçe yaptığı savunmasında Erdoğan için söylediği "Seni başkan yaptırmayacağız" sözünün arkasında durarak "Sana 'Başkan olamazsın' dedik. Onun dışında maşallah her şey oldun, tek adam oldun, devleti ele geçirdin ama hâlâ ‘başkan’ olabilmiş değilsin” dedikten sonra Türkiye’nin demokratikleşmesinin ancak “demokratik özerklik” ile mümkün olabileceğini dile getirdi.
Yargılamada üçüncü yıla giriliyor
Kobani soruşturmaları ilk kez 2014 yılında başladı.
3 bin 530 sayfa ve 324 klasörden oluşan iddianame 30 Aralık 2020’de mahkemeye sunuldu.
7 Ocak 2021'de Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi ise 7 Ocak 2021’de iddianameyi kabul etti.
Davanın ilk duruşması 26 Nisan 2021’de yapıldı.