Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat, Samanyolu Yayın Grubu'nun TÜRKSAT'tan indirilmesi ile ilgili değerlendirmelerde bulundu. "Zulüm abat olmaz." diyen Fırat, "Hukuk kuralları mutlaka ama mutlaka birilerine onu çiğneyenlere dahi bir gün gerekli olur. Hukuk dışı hareket eden kim olursa olsun, hangi mevkide olursa olsun bu sadece bir felakettir bir ülke için. Benim görebildiğim kadarıyla maalesef Türkiye 7 Haziran'a kadar bir kanun devletiydi, ama 7 Haziran'dan sonra maalesef bir kanun devleti demek imkanına ben sahip değilim. Çünkü uygulanan kurallar veya kuralsızlıklar olsa olsa mafyatik bir yönetimi andırmaktadır." ifadelerini kullandı.
1 Kasım Milletvekili Genel Seçimi'nin ardından, 26. dönemde görev yapacak milletvekillerinin Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) kayıt işlemleri devam ediyor. Meclis Şeref Holü'nde kurulan masalarda Halkların Demokratik Partisi (HDP) Mersin Milletvekili Dengir Mir Mehmet Fırat kayıt yaptırdı. Fırat, kayıt sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulundu.
BİR YERDE ATEŞ YANARSA MUTLAKA BAŞKA YERLERİ DE YAKAR
Bir gazetecinin, 'Paris'te yaşanan terör saldırıları ile ilgili neler söylersiniz?' sorusuna Fırat, şu cevabı verdi: "Bana göre bu hadise Paris'te olmadı, Suriye'de, Irak'ta oldu. Eğer bir yerde bir ateş yanıyorsa bu ateş mutlaka başka yerleri yakacaktır, özellikle de komşuları yakacaktır. Ben her zaman şunu ifade ettik. Türkiye olarak özellikle komşu ülkelerin iç işlerine mümkün olduğu kadar karışmamak gerektiğini söyledik. Ancak Ortadoğu'da ağırlığı olan ve bir imparatorluğun da bakiyesi olan Türkiye'nin bu bölgedeki Ortadoğu'daki ihtilaflarda taraf olmaktan çok aracı olması gerektiği kanısındaydım. Ama maalesef Türkiye bu konuda daha önceki politikalarını bir yana bırakarak komşularının iç işlerine doğrudan doğruya müdahalelerde bulundu. Ve yanan alev tabi ki terörü de beraberinde getirdi. Bugün aslında IŞİD tehdidi ile asıl yüzleşmesi gereken veya en büyük tehdit bana göre Türkiye'yedir.
Bunun yanında tabi Avrupa'ya da bugün 140'ın üstünde insanın can verdiği ama bundan bir süre önce Ankara'da da 102 insanımızın can verdiği olay oldu. Beni üzen noktalardan birisi Fransa'da terörden dolayı hayatını kaybeden Fransızlara olan ilgimizi maalesef buradaki 102 cana fazla o kadar ilgi gösterilmedi veya Suruç'ta IŞİD canavarları tarafından yapılan katliamda, Diyarbakır mitinginde yapılan katliamda maalesef bizim ülkemizi yöneten insanların Fransa'daki katliam kadar ilgilenmediklerini görmek beni şahsen üzdü. Ancak ben her şeyin ötesinde terörün har türlüsünü lanetliyorum. Bir kere hiçbir ideal, hiçbir varılmak istenen nokta artık 21. yüzyılda silahla elde edilemez. Ancak konuşularak tartışılarak problemler halledilebilir. Ümit ediyorum ki, bundan sonraki süreç içinde de özellikle terörle mücadelede müşterek bir dayanışmanın içerisine dünya girebilir. Silahlı olan bütün mücadelelerde bir şekliyle müzakereler yoluyla veya problemlerin analizi ve analiz sonucundaki sonuçların ortadan kaldırılmasıyla halledilir diye ümit ediyorum. Ama bütün hayatını kaybeden insanlara da Tanrı'dan rahmet diliyorum."
SİLVAN'DA GAZZE'Yİ HATIRLATAN ÇATIŞMA ORTAMINI GÖRÜYORUZ
Başka bir gazetecinin, 'Çözüm sürecinden ne bekliyorsunuz, ne olması gerekiyor?' sorusu üzerine Fırat, şunları kaydetti: "90'lı yıllarda değiliz, 21. yüzyıldayız. 1990'lı yıllar 20. yüzyıldı. Her ne kadar bir asır geçmiş gibi gözüküyorsa da o kadar geçmedi. 90'lı yıllardaki kuralları 21. yüzyılda uygulamaya kalkarsak, 1990'lı yıllarda alınan ne sonuç varsa aynı sonuca varacaktır, o da bir hiçtir. Ama kaybedilen canlar bizimdir. Her gün yüreğimizi kanatan şehit haberleri, cenazeler, sivil ölümlerle karşı karşıya geliyoruz. Bugün 10'ncu gündür Silvan'da Gazze'yi hatırlatan, hatta Gazze'nin ötesinde ağır silahların, tankların, topların kullanıldığı, sivil insanların hayatını kaybettiği bir çatışma ortamını görüyoruz. Bunu kabullenmek mümkün değil. Eninde sonunda mutlak suretle yine bir şekliyle müzakereye dönülecektir. Ama o zaman bu arada ölen yüzlerce canın hesabını birilerinin vereceği kanısındayım. Bu dünyada vermezse dahi eğer inançlarımıza göre öbür dünyanın var olduğuna inanıyorsak ki vardır, mutlaka bunun hesabı orada verilecektir."
KURALSIZLIKLAR MAFYATİK BİR YÖNTEMİ ANDIRIYOR
Başka bir gazetecinin, 'Samanyolu Yayın Grubu TÜRKSAT tarafından uydudan indirilme kararı kapsamına alındı. Daha önce mahkemenin bir savunma talebi vardı TÜRKSAT'tan bu bile beklenmeden bu gece muhtemelen uydudan indirilecek nasıl değerlendirirsiniz?' sorusuna Fırat, "Zulüm abat olmaz. Hukuk kuralları mutlaka ama mutlaka birilerine onu çiğneyenlere dahi bir gün gerekli olur. Hukuk dışı hareket eden kim olursa olsun, hangi mevkide olursa olsun bu sadece bir felakettir bir ülke için. Benim görebildiğim kadarıyla maalesef Türkiye 7 Haziran'a kadar bir kanun devletiydi ama 7 Haziran'dan sonra maalesef bir kanun devleti demek imkanına ben sahip değilim. Çünkü uygulanan kurallar veya kuralsızlıklar olsa olsa mafyatik bir yönetimi andırmaktadır."
CİHAN