Deniz Baykal'dan sert sözler

Eski CHP Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, Türkiye'de herkesin devletin tapusu olduğunu belirterek, "Tapuyu kaptırmayın" dedi.

SHABER3.COM

Baykal, iktidarın referandum konusunda istediği gibi bir tablo olmadığını kaydederek, "Hayırlar önde görünüyor. Cumhurbaşkanı devreye çıktı, yine olmadı. Her geçen an hayıra çalışıyor. Bu referandum Türkiye Cumhuriyeti'nin yeniden kuruluşu gibi bir olay haline dönüşecek. Bu yola çıkanlar pişman olacak" ifadelerini kullandı.

Başkanlık sisteminin geçmesi durumunda devlet memurlarının sözleşmeli personel haline döndürüleceğini anlatan Baykal, “Deniz söylemişti diyeceksiniz" diye konuştu.

CHP Antalya İl örgütünün seçim bürosunun açılışında konuşan Baykal, anayasa değişikliğiyle Türkiye'nin 100 yıllık tarihsel birikimiyle oynandığına dikkati çekerek, değişiklikleri konuşmak için yeterli süre tanınmadığını söyledi.

"Söylediklerinin tasarıyla hiçbir ilişkisi yok"

Milletin referandumu anlamadığını ifade eden Baykal, "İktidarın sözcülerine kulak versem, benim de feleğim şaşacak. Söylediklerinin tasarıyla hiçbir ilişkisi yok. Korkutma çabası, yıldırma çabası var. Bunun hayrı ne olacak, hiç öyle bir şey yok. 'Güçlü Türkiye için istiyorum' diyor. Bunu biz de istiyoruz. Bunlar slogandır, hedeftir. Bunun güçlü Türkiye ile ne alakası var. Güçlü Türkiye anayasa değişikliği ile olacaksa o zaman iş çok kolay, oturur bir anayasa yapar, güçlü Türkiye'yi sağlarız" dedi.

"Senin döneminde olduğu kadar, Türkiye bir vesayet rejimi yaşamadı"

Baykal, iktidarın 'Vesayet rejimini kaldıracağız' dediğini belirterek, “Senin döneminde olduğu kadar, Türkiye bir vesayet rejimi yaşamadı. Senin himaye ettiklerin, yoldaşların, ortakların yıllarca Genelkurmay Başkanı'nı içerde tuttu. 100 bin kişinin işine son verdin. Kurunun yanında yaş da yanabilirmiş, olmasın arkadaş. Bundan ala vesayet olmaz. Korku rejimi haline geldin sen" diye konuştu.

"Bütçeyi cumhurbaşkanlığı hazırlayacak"

İktidarın 7 Haziran seçimlerinde gitmenin işaretlerini gördüğünü ifade eden Baykal, şöyle devam etti:

"Meclis'ten iktidarı, egemenliği, Meclis'in elinden cumhurbaşkanlığına aktarmayı gayret ediyor. Bütçeyi cumhurbaşkanlığı hazırlayacak. Meclis sadece onaylayacak. Onaylamazsa eski bütçe yürürlüğe girecek. Değiştirme imkanı yok, milletin temsilcileri milletin parasının nereye harcanacağına karar veremeyecek. Sesini çıkarana söyleyeceği şey, 'Ortada bir yanlış varsa, şu mahkemeye ver kardeşim' diyecek. 400 milletvekili bir araya gelecek ve mahkemeye götürecek. Ama 350 milletvekilini zaten sen yazıyorsun. O geriye kalanın içinden sen 400 imza bul diyorsun.”

"Meclis Mustafa Kemal'e bile bu hakkı vermedi"

Cumhurbaşkanı'nın seçtiği adi işlerde de 400 milletvekilinin imzası olması gerektiğini dile getiren Baykal, “Mesela birine komplo düzenlendi. Komployu yönlendirdi. Herkes ifadelerini vermeye başladı ve gerçekler ortaya çıkmaya başladı. Bakıldı ki sorumlu bu. Telefon dinleme polis, şu sanık tamam. Birisi de derseki falan kişi talimat verdi, ben yaptım. Bu kanıtlanırsa ne olacak? Yine aynı kapsam, 400 milletvekilinin imzası gerekiyor. Cumhuriyetin özünde herkes eşit hukuka sahip, kimse kimseye tepeden bakma hakkına sahip değildir. Ben ayrı yargılanacağım, sen niye böyle yargılanacaksın. Atatürk böyle mi yargılanıyordu? Meclisi tek başına feshediyor. (Suriye Devlet Başkanı Beşar) Esad, gerekçe göstererek ancak feshediyor. Bizimkine gerekçe de gerekmiyor. Meclis Mustafa Kemal'e bile bu hakkı vermedi" diye konuştu.

"Tapuyu kaptırmayın"

Türkiye'de herkesin bu devletin tapusu olduğunu belirten Baykal, “Tapuyu kaptırmayın. Burada verilir mi bu tapu, aman ha, her işin temeli bu. Bunun geri dönüşü yok. 5 yıllığına ver diyor, 1 dakikalığına vermem" dedi.

"Geçenlerde ifademi aldılar..."

Kanunları Meclis'in yaptığına dikkati çeken, ve bu kanunlara saygı gösterilmesi gerektiğini söyleyen Baykal, “Meclisin yaptığı kanuna hiç yüksünmem, hiç onurum zedelenmez. 10 yıl önce Çorlu'da seçim konuşmasında saat 17.00'den sonra konuşmuşum. Birileri şikayet etmiş. Dokunulmazlık kalkınca tahkikat yapıldı. Geçenlerde ifademi aldılar. Kabul ettim, öyle oldu dedim. Cezam neyse çekerim dedim. Savcı, 'Eğer mahkumiyet olursa cezanızın açıklanmasının ertelenmesini talep ediyor musunuz' diye sordu. 'Hayır etmiyorum' dedim. Neyse cezam çekerim. Hüküm geldi 1500 liraya mahkum olmuşum. Ödeyeceğim, hiç yüksünmüyorum, o bizim koyduğumuz kural. Kanun benim kanunum. Ben öderim onu.”

“Seni halk seçti arkadaş" diye devam eden Baykal, “Milli iradenin yüzde 50'sisin. Meclis'te yüzde 100 var. Sen yüzde 50 ile yüzde 100 feshediyorsun ve kendi hükmünle herkesi bağlamaya kalkıyorsun. Bu milleti bölmek değil midir? Millet devletten kopacak. Meclis, milleti ayrım gözetmeden devlete aktaran organdır. Aktarma organını kaldırır, 5 yılda beni seç, gerisine karışma dersen, milletin devletle bağı kopar. Birinci Meclis gibi Meclis istiyoruz. Milleti pıstır, Meclisi pıstır, pısmayacağız. Sen de pısarsan bitti artık" dedi.

"Deniz söylemişti dersiniz..."

Başkanlık sisteminin geçmesi durumunda devlet memurlarının sözleşmeli personel haline döndürüleceğini anlatan Baykal, “Deniz söylemişti diyeceksiniz. Gel buraya, iki yıllık sözleşme yaparım. Gözlerimin içine bak, tamam seni yaparım. Sen git kardeşim başkası gelsin. Böyle bir devlet düzeni olur mu? Birbirimize girmez miyiz, kırılmaz, kopmaz mıyız? Bu devleti her an sahipleneceğiz. Oynamayın bu düzenle. Bu milletin başı dik olsun, en önemlisi bu" diye konuştu.

"Pişman olacaklar"

Baykal, iktidarın referandum konusunda istediği gibi bir tablo olmadığını kaydederek, "Hayırlar önde görünüyor. Cumhurbaşkanı devreye çıktı, yine olmadı. Her geçen an hayıra çalışıyor. Bu referandum Türkiye Cumhuriyeti'nin yeniden kuruluşu gibi bir olay haline dönüşecek. Bu yola çıkanlar pişman olacak" ifadelerini kullandı.
<< Önceki Haber Deniz Baykal'dan sert sözler Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER