Duvar'dan Didem Barut'un haberine göre, Maraş merkezli depremlerin ardından Malatya'da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın yürüttüğü hasar tespit çalışmaları sona erdi. Ağır hasarlı raporu alan evlerin içinde bulunan eşyaların taşınması ve demirbaşların sökülmesi deprem bölgesinde yeni bir sektör yarattı.

Yetkililer tarafından yapılan tüm uyarılara rağmen işçiler, belli bir ücret karşılığında eşyaların taşınması için ağır hasarlı binalara giriyor.


Nakliye firmaları, sosyal medya aracılığıyla "Ağır hasarlı evlerinizden kombi, petek sökülür. Ağır hasarlı evlerinizin demirbaşları sökülerek değerinde alınır" gibi ifadelerle ilanlar yayınlıyor. Malatya Valiliği ve Malatya Büyükşehir Belediyesi'nin ‘ağır hasarlı binaların içine girmek can güvenliği için yasaktır’ uyarılarına rağmen işçiler, risk alarak eşyaları taşıyor.

Yaptıkları işin yasak ve riskli olduğunu bildiğini ifade eden işçi Hasan Kaya, evlere korku içinde girdiklerini, birkaç kez evin içindeyken artçı deprem yaşadıklarını söyledi. Kaya, "Çalışmaktan başka yolumuz yok. Dışarıdan baktığınız zaman büyük hasar aldığını görebiliyorsunuz evlerin. Ama yine de giriyoruz içeri ve tüm eşyaları söküyoruz. Daha sonra hurdacılara ya da yeni ev yapan insanlara satıyoruz. Ekmek paramız çıkıyor. Biz de kazanıyoruz, evini kaybeden ve paraya ihtiyacı olan depremzede de" dedi.

Yeşilyurt ilçesi Zaviye Mahallesi'nde bulunan evlerden kombi, petek ve çelik kapı sökmek için 5 bin liraya anlaştıklarını söyleyen Kaya, "Telefonla bana ulaştılar, anlaştık. Ben 5 bin lira karşılığında evden kombi, petek sökecektim. Ertesi sabah için sözleştik. Ancak rüyamda evin üstüme yıkıldığını ve enkazda kaldığımı görünce vazgeçtim. O binaya girmedim" diye konuştu.


İşçiler, riskli olmasına rağmen para kazanmak için binalara girmek zorunda olduklarını anlattı.
Babasına ait evin ağır hasarlı olduğunu ve birkaç gün içinde yıkılacağını belirten depremzede Aytaç Yılmaz ise, "Devletin verdiği destek parası yetmedi. Üç aydır çalışmıyoruz, gelirimiz yok. Eşyaları alanların olduğunu öğrendik. Gelip baktılar, fiyat belirlediler, biz de kabul edince söküp götürdüler. Bu işi yapmak için Sivas'tan, Elazığ'dan gelen tesisatçılar, hurdacılar var. Riskli bir iş olduğunun farkındayız, kimsenin günahına girmek istemiyoruz ama herkesin maddi gelire ihtiyacı var" ifadelerini kullandı.  

Depremler nedeniyle işsiz kalan bir depremzede de para kazanmak için bu işi yapmaya başladığını anlattı: “Bir kot fabrikasında çalışıyordum ama depremden sonra üretim durdu. Çadırda 7 nüfusla kalıyoruz. Mecburen çalışmamız lazım. Evi ağır hasarlı olan bir arkadaşım, evdeki petek, musluk, kombi ve çelik kapısını söktürmek istediğini, tanıdığım olup olmadığını sordu. Ben de sökebileceğimi söyleyerek eve girdim. Çok korktum ama korkunun ecele faydası yok. Şimdiye kadar 15’e yakın ağır hasarlı eve girdim. Mutfak dolabı, tezgah, balkon demiri söktüren bile var. Ben satın alıyorum ev sahibinden, daha sonra daha yüksek fiyata hurdaya ya da geri dönüşüme satıyorum. Ama evdekiler bilmiyor, bilseler izin vermezler. Herkes geçim derdinde.”

Drone ile yüksek katlı dairelerin içine bakıldığını ifade eden işçi son olarak şunları söyledi:

"Bostanbaşı'nda bir siteye gittim eşya almak için. O sırada sitenin başka bir dairesi de eşyalarını satıyordu. Eşyaları alacak kişi drone kamerasıyla evin içine baktı ve eşyalara bu şekilde değer biçti. Yani krizi fırsata çevirdik. İlk başlarda korkuyordum çünkü tamir işinden anlamadığım için çok uzun sürüyordu. Daha sonra alıştım. Artık korkmuyorum. Sırada bekleyen çok insan var."