KOCAELİ (CİHAN)- Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, önümüzdeki genel seçimde MHP ittifakına ilişkin Devlet Bahçeli ile bir görüşme yapmadıklarını söyledi. "Bu iş bitti diye bakanlar, bu beklenti içerisinde olanlar... Evet bu bitmedi. Böyle bir neticelenmiş, mutabakata varılmış bir şey yok. Hatta görüşülmüş diye bir şey yok bu anlamda. Sadece bir beklenti var." diyen Destici, şöyle konuştu: "Tarihin, milletin, tabanımızın, coğrafyamızın bize yüklediği bir sorumluluk varsa, bu sorumluluktan kaçan taraf biz olmayacağız. Yani biz sorumluluğun bilincinde hareket eden ve sonunda kadar da işbirliği arayan taraf olacağız."
Partisinin Kocaeli İl Başkanlığı binasının açılışını yapmak için İzmit'e gelen Büyük Birlik Partisi Genel Başkanı Mustafa Destici, kente görev yapan gazetecilerle buluştu.
Bir gazetecinin, BBP'nin ittifak arayışında MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile görüşüp görüşmediği sorusuna BBP Lideri Destici, henüz görüşmediğini belirterek, "Ben çok defa görüştüm. Ama bu ittifakla ilgili görüştünüz mü derseniz, görüşmedim. Tabi Devlet beyle bizim çok eskiye dayanan bir tanışıklığımız var, hukukumuz var. Dolaysıyla bu anlamda Türkiye'nin temel meseleleri üzerine de rahatlıkla görüşebileceğimiz bir kişi. Biz geçmişte kendisiyle çok defa görüşmüşüzdür. Ama ittifak konusu... Bu konuyla ilgili bu süreçte kendisiyle bir görüşme yapmadık. Bu iş bitti diye bakanlar, bu işin algı olmasını arzu edenler, bunu yakıştıranlar, bu beklenti içerisinde olanlar.. Evet bu bitmedi. Böyle bir neticelenmiş, mutabakata varılmış bir şey yok. Hatta görüşülmüş diye bir şey yok bu anlamda. Sadece bir beklenti var." şeklinde cevap verdi.
Büyük Birlik Partisi olarak hep sağduyunun sesi olduklarını belirten Destici, şöyle devam etti: "Hep hoşgörünün tarafı olmuşuz. Hep ülkemiz ve milletimiz için, devletimiz için işbirliğinden yana olmuş bir siyasi partiyiz. Bunu geçtiğimiz dönemlerde de göstermişiz. 95 yılında seçim ittifakı ile Meclis'e girmişiz. Türkiye'de bir hükumet krizi yaşanırken bu krizi Büyük Birlik Partisi çözmüş. Yine aynı şekilde bir dönem önce 1991 yılında bizim de içinde bulunduğumuz Milliyetçi Çalışma Partisi, Refah Partisi ve Islahatçı Demokrasi Partisi seçim işbirliği gerçekleşmiş. Bu da Türkiye'de hem demokrasinin önünü açmış, hem Türkiye'de siyasi arenayı rahatlatmış. Dediğim gibi yine Türkiye'de hükumetlerin kurulmasına öncülük etmiş. Bu anlamda ve dolaysıyla da biz Büyük Birlik Partisi olarak seçimlere hazır siyasi partilerin başında geliyoruz. Ama ülkemizin, milletimizin taleplerini, tabanımızın taleplerini görmezden gelemeyiz. Dolaysıyla da tarihin, milletin, tabanımızın, coğrafyamızın bize yüklediği bir sorumluluk varsa bu sorumluluktan kaçan taraf biz olmayacağız. Yani biz sorumluluğun bilincinde hareket eden ve sonunda kadar da işbirliği arayan taraf olacağız. Çünkü bunu ülkemiz adına, milletimiz adına ve devletimiz adına istiyoruz."
'YASAYI TANIMAM' SÖZÜ KABUL EDİLEMEZ
TBMM'deki konuşmasında 'Anayasa'yı tanımıyorum' diyen eski İçişleri Bakanı Efkan Ala'ın sözlerine tepki gösteren Mustafa Destici, "Yasaları ya da Anayasa'yı beğenmemek, yanlış bulmak başka bir şeydir, tanımamak başka bir şeydir. Bir kere hepimiz yasalara ve Anayasa'ya saygılı olmak zorunda değiliz. Doğru bulmadığımız yasa ve Anayasa'ya saygılı olmayız. Bunu yanlış bulduğumuzu söyleriz. Ama yasa ve Anayasa yürürlükte olduğu sürece hepimizin ona uymak gibi bir yükümlülüğü ve sorumluluğu vardır. Eğer biz bunlara uymaz isek hem yasal hem anayasal suç işlemekle kalmaz, aynı zamanda bir kargaşanın çıkmasına da sebebiyet vermiş oluruz. Özellikle devleti yönetenler, yasaları ve Anayasa'yı değiştirme yetkisini elinde bulundurup da bunları değiştirenlerin "Ben bu Anayasa'yı tanımıyorum, bu anayasa darbe anayasasıdır" sözü bana göre hiçbir karşılığı yoktur. Bu şu demektir: Ben işime gelen yasayı tanırım, işime gelmeyen tanımam. İşime geleni değiştiririm, işime gelmeyeni değiştirmem; Bu kabul edilemez. Bu demokratik ülkelerde, toplumlarda söylenebilecek bir söz de değildir. Uygulanabilecek davranış da değildir." şeklinde konuştu.
'3 PARTİYE 530 TRİLYON YARDIM, DİĞERLERİNE YOK'
Destici, Meclis dışındaki partilerin yok sayıldığını ve devlet yardımından mahrum bırakıldığını anlattı. BBP Lideri Destici, bu konuda şunları aktardı: "Aynı şekilde hazine yardımı. Ocak ayında 530 trilyon verildi 3 siyasi partiye. 300 trilyon AK Parti, yaklaşık 170 trilyona yakın CHP, 70 trilyona yakın MHP. Medya da bunu yazmıyor, bunun üstünde durmuyor. Yani bu ne haksızlık, bu adaletsizlik ne? Bunun 3'te ikisi seçim yardımı, üçte biri hazine yardımı. Çünkü yerel seçimde hazinenin yardımının iki katı, genel seçimde üç katı veriliyor. Normalde bu para 160 trilyon civarında olması lazım. Ama genel seçim olduğu için 3 katı veriliyor. 530 trilyonun üzerinde. Adı seçim yardımı!. Seçime 30 parti giriyor, yardımı 3 parti alıyor. Böyle bir adaletsizlik, böyle bir taksim nerede var? Böyle bir sistemde biz sandıktan milli idarenin tam olarak yansımasını bekliyoruz. Gerçekten büyük adaletsizlik, büyük haksızlık var. Bu haksızlıklar, bu adaletsizlikler yokmuş gibi çıkıyorlar bas bas 'milli irade'den bahsediyorlar. Ayıp, gerçekten ayıp. Tam bir komedi."
'PKK'NIN TALEPLERİ ÜZERİNE TIPIŞ TIPIŞ GERİ ÇEKTİLER'
İç Güvenlik Paketi'nde yaşananlara tepki gösteren Mustafa Destici, "Paketin içerisinde asla kabul edemeyeceğimiz demokratik toplumlarda, demokrasilerde yönetilen ülkelerde asla olmaması gereken yasal düzenlemeler var. Biz yasalarımızı daha da demokratik hala getirmeliyiz. Yani şiddeti önlemek için -evet birtakım ceza içeren yasalar getirmeliyiz ama bunların iki taraflı olması lazım- uygulayıcıların ya da kolluk güçlerinin de yasalarla yetkilerinin belirlenmesi lazım. Bu yasaların da demokratik kurallara tam uygun olarak düzenlenmesi ve öyle işletilmesi lazım. Bizim endişemiz şu: Bizim endişemiz, Türkiye'de zaten bir hukuk devleti kavramından pek çok kimse söz etmiyor. Yani bu kavramdan söz eden az bir kesim kaldı. Böyle giderse artık bir hukuk devleti olmaktan çıkacak. Türkiye gibi önemli bir kesimde endişe var. Bu yasa bu endişeleri güçlendiriyor. Bu endişeleri güçlendiren bu yasanın biz çekilmesini ve gerçekten daha demokratik bir hala getirilmesini arzu ettik. Peki hükümet bu yasayı ısrarla savundu, sonuna kadar çıkaracağını söyledi. Ama PKK ile yürütülen müzakereler neticesinde, HDP ile yapılan müzakereler neticesinde yasa şu anda 67 madde hariç geri çekildi. Bunu da iktidarın Türk toplumuna anlatması lazım. Yani sen toplumun, muhalefetin taleplerini dikkate almıyorsun, ona kulaklarını tıkıyorsun, kavga gürültü ne pahasına olursa olsun dişe diş, kana kan diyerek bu yasayı çıkarmaya çalışıyorsun. Ama PKK'nın talepleri, müzakere süreci, pazarlık süreci gündeme gelince tıpış tıpış yasayı geri çekiyorsun. Bence milletin bunu iyi değerlendirmesi lazım. Bu yasada bir pazarlık konusu yapıldı. Keşke yapılmasaydı ama yapıldı. Milletimizin bunu iyi görmesi lazım." ifadelerini kullandı. CİHAN