TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmeye başlanan ‘Çarşı ve Mahalle Bekçileri Kanun Teklifi’ ile bekçilere silah kullanma, kimlik sorma, üst arama gibi yetkilerin verilmek isteniyor. Demokrasi ve Atılım Partisi (DEVA) kanun teklifine karşı yaptığı açıklamada, bekçilere verilmek istenen yetkilerin demokratik toplum ilkeleriyle bağdaşmadığı vurgulandı.
Bekçilerin teklif ile “genel kolluk kuvvetlerine yardımcı silahlı bir kolluk” olarak, adli ve idari kolluk faaliyetine dair geniş ve belirsiz yetkilerle donatılmak istendiği kaydedildi. Açıklamada, “Teklif ile bekçilere; halka yardım, vatandaşlara kimlik sorabilme, zor ve silah kullanma, devriye, gösteri, yürüyüş ve karışıklıkların önlenmesi, durdurma, üst arama yetkileri gibi soyut ve belirsiz kriterlerle görev tanımlarının ötesinde yetkiler verilmiştir. Bu durum anayasaya aykırı olacağı gibi, süreç içinde çok yaygın ve yoğun biçimde insan hakları ihlallerine sebep olacağı açıktır” denildi.
“TEMEL HAKLARI YOĞUN VE YAYGIN BİR BİÇİMDE TEHDİT EDECEKTİR”
Yasa teklifinin en sıkıntılı düzenlemesinin, “Adaylarda aranacak şartlar ve sınav”a ilişkin 3. Madde olduğu kaydedilen DEVA Partisi açıklamasında, “Özellikle ortaokul (ihtiyaç hâlinde ilkokul) mezunu kişilerin bekçi olmalarının önünün açılması ve bekçilerin eğitim, yaş, sağlık ve fiziki yeterlilik gibi özel şartların yönetmelikle düzenlenmesi, teklifte düzenlenen geniş yetkiler göz önüne alındığında, kabul edilemez niteliktedir” ifadesi kullanıldı. Teklifteki endişe verici diğer bir düzenlemenin de toplantı ve gösteri yürüyüşlerinde bekçilere tanınmak istenen önleyici tedbir alma yetkisi olduğu vurgulandı. Açıklamada, “Zaten mevcut durumda bu konuda birçok sorun yaşanırken, kolluk güçlerinden daha az eğitimli ve deneyimsiz kişiler tarafından; demokratik toplumun etkili işlemesinde önemli bir yere sahip olan bu hakkın sınırlandırılması ve keyfi uygulamalarla bastırılması, temel hakları yoğun ve yaygın bir biçimde tehdit edecektir. Bu nedenle mevcut düzenlemede ‘önleyici tedbir almak’ ibaresinin somutlaştırılarak, bu yetkinin sınırları açıkça çizilmeli ve yetkilerin kötüye kullanılmasının önüne geçilmelidir” denildi.
“KOLLUK KUVVETLERİNE TANINAN YETKİLERİN ÖTESİNDE…”
Teklifin 7 ve 8. maddelerinde, kolluk kuvvetlerine tanınan yetkilerin çok daha ötesinde bazı düzenlemelere yer verildiği belirtilerek bu durum “kaygı verici” olarak bulundu. Açıklamada, “Teklifle bekçilere tanınmak istenen; durdurma, kimlik sorma, arama ve yakalama yetkileri kolluk tarafından kişi hak ve özgürlüklerini ihlal etmeden ifa edilmesi gereken, CMK ve ilgili mevzuatlarla sınırları açıkça çizilen yetkilerdir. Bekçiler; kolluk kuvvetlerinden çok daha yetersiz eğitim seviyesinde olmalarından, hukuk ve insan hakları eğitimini sınırlı almalarından dolayı kolluktan çok daha sınırlı ve dar yetkilere sahip olması esas olmalıdır. Bu nedenle, Genel Kurul görüşmelerinde söz konusu yetki tanımlamaları; mevcut kanunlarla uyumlu olarak ayrıntılı olarak düzenlenmeli ve yetkilerin sınırları açıkça çizilmelidir” ifadelerine yer verildi.
“DEMOKRATİK TOPLUM DÜZENİNİN GEREKLERİYLE BAĞDAŞMIYOR”
DEVA Partisi’nin açıklamasında son olarak şöyle denildi: “Temel hak ve özgürlüklerin en geniş ölçüde sağlanıp güvence altına alınması asli amacımız olması gerekirken, bu hakları ihlal edecek nitelikte soyut kriterlerle çok geniş yetkiler veren düzenlemelerin yapılması demokratik toplum düzeninin gerekleri ile bağdaşmaz. Demokratik hukuk devletinin amacı olan bireylerin hak ve özgürlüklerinden en geniş şekilde yararlanmalarını sağlamak olduğu unutulmadan, zaten mevcut kolluk tarafından ifa edilen, sorumluluğu ağır görev ve yetkilerin bekçilere de öngörülmesi doğru değildir. Toplumun nefes alma alanları gün geçtikçe daraltılırken, toplumun güvenliği ve insan hakları dengesini sağlamak zorlaşmaktadır. Bu durumda bir de yetersiz eğitime sahip insanlara zor kullanma, silah kullanma, durdurma, üst arama ve kimlik sorgulama gibi polis yetkilerinin verilmesi telafisi zor insan hakları ihlallerine sebep olacağı açıktır. Ayrıca böylesi ağır sorumluluklar bekçileri de güç durumda bırakacaktır.”