CHP Muğla Milletvekili eski savcı Ömer Süha Aldan, “Mahkeme eğer casusluktan Enis Berberoğlu’na ceza verirse o zaman Türkiye’nin yasa dışı olarak yurt dışına silah, mühimmat sevkiyatı yaptığı, bir mahkeme kararı ile tescillenmiş olacak. O zaman uluslararası mahkemede böyle bir yargılama ortaya çıktığı zaman en önemli delil Türkiye Cumhuriyeti mahkemesinin verdiği karar olur. O anlamda aslında Enis Berberoğlu’nun akıbeti Recep Tayyip Erdoğan’ın akıbetidir” dedi.
Aldan şunları söyledi:
“İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Dairesi geçtiğimiz hafta bir karar verdi. Bu kararı basit bir şekilde özetlemek gerekirse, ilki Enis Berberoğlu’nun casusluk suçunun havada kaldığını kabul etti. Yani ilk derece mahkemesi casusluk yaptığını iddia etmişti ama bu suçun oluşabilmesi için önce bir casusluk anlaşması lazım. Sonra karşıda bir devlet olması lazım. Oysa Enis Berberoğlu hakkındaki iddia, kendisindeki belgeyi Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar’a vermek. Buna göre, Can Dündar da bir casus olmadığına göre, bir devleti temsil etmediğine göre, ortada casusluk suçu yok. Bir diğer nokta ise Enis Berberoğlu gerçekten bu suçu işledi mi? Bununla ilgili çok derin araştırma yaptık. Baz istasyonlarından verileri alarak inceleme yaptık. Söylenilen zamanda Berberoğlu’nun iddia edilen suçu işlemesine imkan yok. Bu tamamıyla hayal.”
Araştırmalarında, dosyalarda çok önemli bilgilere ulaştığını da belirten Aldan, şunları kaydetti:
“Bir devlet sırrı olayından dolayı 25 yıla mahkum olmuş Enis Berberoğlu. Bir devlet sırrı suçunun olması için o sırrın daha önce ortaya çıkmaması lazım. Eğer ‘devlet sırrı niteliğindeki bir belge daha önce bir yerde yayınlanmışsa, ilgisi olmayan birinin eline geçmişse o takdirde devlet sırrı olmaz’ diye Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ve Yargıtay’ın açık kararı var. Bu kapsamda araştırma yaparken şunu da öğrendik ki 2014’ün Kasım ayında Türkiye’den 4 kişi gitmiş ve Türkiye karşıtı bir Hollandalı parlamentere bütün bu devlet sırrı niteliğindeki belgeler verilmiş. Hıristiyan Demokrat Partiye mensup bu kişi, bu kişi de devlet sırrı niteliğindeki Jandarma raporlarını o TIR’ların içinde ne olduğuna dair bütün belgeleri olduğu gibi Hollanda’nın Güvenlik ve Adalet Bakanlığı’na ve İstihbarat şefine teslim etmiş. 2014'te bize, ‘Devlet sırrı’ diye yutturdukları bütün belgeler aslında Hollanda Devleti’nin elindeymiş, bunu kanıtladık. Türkiye’yi daha fazla zora sokmamak için de o Hollanda’dan gelen belgeleri kamuoyu ile paylaşmadım. Bunun ötesinde önümüzdeki hafta Enis Berberoğlu’nun artık şu andan itibaren beraat edeceği yüzde 100 ortaya çıkmış durumda. Bir an önce tahliye edilmesini istiyoruz. Ürkek bir dürüstlük içinde görmek istemiyoruz mahkemeyi. Mahkeme bozma kararını veriyor çok güzel ama ürkek davranmamalı tahliye kararını bir an önce vermeli. Eğer tahliye kararı çıkmazsa önümüzdeki Çarşamba günü çok önemli iki belgeyi daha Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde paylaşacağım.”
CHP’li Aldan, şöyle devam etti:
“Eğer orada silah yoksa da bebek maması, çocuk bezi varsa, o zaman o TIR’lara neden Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) mensupları eskortluk yaptı. Eğer orada algı yaratılmışsa ortada suç yoktur. Casusluk suçu yoktur, beraat kararı verilmelidir. Hukuken biz buna ‘işlenemez suç’ deriz. Ama mahkeme eğer casusluktan Enis Berberoğlu’na böyle bir cezayı verirse o zaman Türkiye’nin yasadışı olarak yurtdışına silah, mühimmat sevkiyatı yaptığı, bir mahkeme kararı ile tescillenmiş olacak. O zaman uluslararası mahkemede böyle bir yargılama ortaya çıktığı zaman en önemli delil Türkiye Cumhuriyeti mahkemesinin verdiği karar olur. O anlamda aslında Enis Berberoğlu’nun akıbeti Recep Tayyip Erdoğan’ın akıbetidir. Ortada bir devlet sırrı yoktur.”
Kronos