Katar’dan 15 milyar dolar yatırım sözü aldı. Ancak uzmanlara göre bu yardım, Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krize geçici bir rahatlatma sağlayabilir. Alman basını, Türkiye ekonomik darboğazının bir kaç milyar dolarlık yardımla atlatılamayacağına işaret ediyor. Ekonomik krizin görünenden daha fazla bir yer kapladığına dikkat çekiyorlar.
Almanya’da yayın yapan Die Welt Gazetesi, Türkiye borsasındaki sermaye dolaşımı konusunda verdiği rakamlar da bunun bir göstergesi niteliğinde. Gazete, Türkiye borsasındaki toplam sermayenin 122 milyar dolar olduğunu belirtiyor. Buna karşın, McDonald’ın tek başına 124 milyar dolarlık sermayeye ile tek başına Türkiye’de dolaşımda olan sermayeden daha fazla olduğuna dikkat çekiyor. Die Welt Gazetesi, ironik bir dil kullanarak, Erdoğan’a yönelik eleştirilerini sürdürüyor. İncil’den alıntı yaparak Erdoğan için “ Rab, Sahip, Ağa, Bay” anlamına gelen “Herr” yakıştırması yapıyor. “Yedi Cüceler” isimli çocuk masalında kullanan, “küçülme ve cüceleşme” anlamına gelen “verzwergt” sözcüğünü sık sık kullanan gazete “Büyük Usta Türkiye’yi cüceleştiriyor” başlığıyla Türkiye’nin yaşadığı ekonomik krizi sayfasına taşıdı.
Die Welt ekonomi servisi şefi Holger Zschäpitz tarafından kaleme alınan yazı şu şekilde başlıyor:
“Lira, ocak ayından bu yana üçte bir oranında değer kaybetti. Ülke refahı yok edildi. İncil’de yer alan ‘Sahip verdi, Sahip aldı’ ifadesi, ilk bakışta nükteli bir şekilde Recep Tayyip Erdoğan’ın Ekonomi bilançosuna denk geliyor. Severek, içten bir şekilde Allah çağrıda bulunan Erdoğan, önce ülke ekonomik canlanmasını güçlü bir şekilde katkıda bulundu. Şimdi ise, ekonomi ve borsadaki kargaşanın artmasında ön ayak olan Erdoğan’ın politikası, sürdürülebilir bir değil, tersine bunun düzeltilmesi gerekir. Erdoğan realiteye bakmak yerine, bildiğini okuyor ve kendi politikasını uygulayarak, ülke ekonomisini trajik bir kör düğümün sarmalına sürükledi. Otokratlığıyla tek adam yönetimini isteyerek inşa eden ‘Ankara sultanı Erdoğan, ülkesini cüceleştirme konusunda en doğru yolu bulmuş! Çöküş dramatik görünüyor.”
Gazete, yıl başından beri Türk Lirası’nın dolar karşısında sürekli değer kaybettiğini hatırlatıyor. Erdoğan’ın bu konudaki tutumuna yer veriyor. Dünya mali piyasaları açısından bunun ne anlama geldiği konusundaki soruları yeniden sayfalarında yanıt arıyor. Zschäpitz, Doların dünya mali piyasalarına etkisini analiz yazısında şu şekilde yorumluyor:
“Çünkü Dolar, küresel refahın ölçüsü açında önemli bir gösterge ve bu Türkiye’nin dünya mali piyasaları içindeki resmine dair fikri ortaya koyuyor. Bu da Türkiye’nin küresel piyasada refah ve büyüme bakımında gerilediğini gösteriyor. Aslında Erdoğan şanslı, Çünkü Türk Lirası’ndaki değer kaybı güncel haliyle istatistiklere yansımıyor. Şu andaki rakamlar, yıllık değer kaybı esas alınarak hesaplanıyor. Aksi taktirde, Türkiye Doların finans piyasalarında sahip olduğu değer karşısında, Suudi Arabistan’ın içinde bulunduğu duruma düşerdi. Ama bu ortalama değer, Erdoğan’ın pohpohlanmasını gerektirmiyor. Dünya finans piyasalarında Türk para birimi değerinin, sene sonuna kadar beş doların üzerinde bir seyir izleyeceği belirtiliyor. Bu şu anlama gelir: Dünya finans piyasalarında yıllık ekonomisi 800 milyar dolar olan Türkiye, bu yıl bu rakamı yakalamayacak ve bunun altında gerçekleşecek. Eğer bugün yapılmak istenenler, beş yıl önce yapılsaydı, bu hamle, gayri safi milli geliri çatırdayan Türkiye için, büyük bir gerilemeye anlamına gelirdi. Türkiye, dünya mali piyasalarında gayri safi milli geliri eski de 1,3 oranındaydı. Bugün ise, yüzde birin altında seyrediyor. Erdoğan için daha da trajik olan borsalarda belirgin bir şekilde yaşanan büzülme. Yatırımcılar, günlük olarak ekonomideki bu değer düşüşünü onaylıyor ve bu durum, ‘Büyük Başkan’ için ‘alçaklık’ anlamına geliyor. Şu anda ülkenin borsa piyasasında dolaşan sermayesi, 122 milyar dolar. Türkiye’deki bütün işverenlerin kazancı, ABD’li bir fast-food zincir olan McDonalds’dan daha az bir değeri var. McDonalds tek başına dünya borsalarında 124 milyar dolarlık bir sermayesi ile dünyadaki diğer firmalar arasında 64’üncü sırada yer alıyor.
En büyük Türk borsacı girişimcilerden olan Erdemir Çelik Şirketi’nın geliri, sadece 6,9 milyar dolar. Erdemir Çelik Şirketi, dünya borsasına öncülük eden ilk 500 büyük şirketler arasında yer almıyor. Erdoğan, kendi ekonomi politikasıyla öncelikli olarak, Bankaları belini kırdı. Vakıfbank, Garanti gibi kredi enstitüleri bu yıl yüzde 40’ın üzerinde değer kaybetti.”
Die Welt Gazetesi, dünya ekonomi yatırım bankalarından olan Goldman Sachs’ın raporuna yer verdi. Türk para biriminin değer yitmesi ile ilgi istatistiki bilgiler paylaştı. Gazete, gelişmelerin ekonomi ve piyasalar açısındaki ne anlama geldiği konusunda yorumlara yer verdi.
Dolar ve Türk Lirası’nın gerilimli seyrine ilişkin şu notu düştü:
“Haftanın başında kurlarda, iniş çıkışlar yaşandı, Türk Lirası, dolar karşında 5,74 dolayında değer gördü. Türk Lirası’nın değer göstergesi, Erdoğan’ın olan güvenin bir ölçüsü olarak karşılık buluyor. Son olarak Türk Cumhurbaşkanı, son olarak da Avrupa’nın üzerine yürümüş ve hedef almıştı.
Ancak Türkiye, küçültme çabalarına bir yere kadar tahammül edebildi. Erdoğan ilk politik kariyerine sahip olduğu yıllarda Dolar, 1,66 değerindeydi. 2008 yılında ülke ekonomisi ve bankalar güçlüydü. Bu sayede Türk para birimi, Dolar karşısında 1,15 olarak değer gördü.
Bu zaman aralığında Erdoğan, gayri milli safi geliri üç kat arttırdı. Ülke, Avrupa Birliği üyelik konusunda önemli bir mesafe kaydetmişti. Ancak Erdoğan, otokrasiye giden yolu adım adım döşedi Erdoğan, seçimlerden sonra merkez bankasına zinciri vurduğunda, zaten duvara toslamıştı. Ve Şimdi Türkiye bu noktaya taşındı.”