Yeni Akit gazetesi ile özdeşleşmiş isimlerin başında gelen Abdurrahman Dilipak'ın, geçtiğimiz gün ani bir kararla AKitTv'deki programı bitirildi, köşesi kapatıldı.
28 Şubat döneminde bile yazmayı sürdüren ve yaklaşık 30 senedir Yeni AKit için yazan Dilipak hakkında verilen bu kararla hem şaşırttı hem de "acaba neden?" sorusunun sorulmasına neden oldu. Dilipak, konuyla ilgili sessizliğini bozarak verdiği kararın arka planını Gerçek GÜndem'den Elif Ünsal'a anlattı.
Röportajın ilgili bölümü şöyle.
İKTİDARIN İÇİNDEKİ BELLİ BİR LOBİNİN GÖRÜŞLERİYLE ÇELİŞEN GÖRÜŞLERİM VAR
50 yıldır köşe yazarlığı yapıyor, 30 yıldır da Yeni Akit’te yazıyordunuz. 28 Şubat döneminde dahi yazmaya devam ettiniz ancak ani bir kararla Yeni Akit’teki köşenizi bıraktığınızı açıkladınız. Bunca yılın, bunca çekilen zorluğun ardından böyle bir karar vermenizin nedeni nedir?
- Seçime doğru gidiyoruz. Ben sivil bir kişiyim ve siyasi düşüncelerim de var. 5G ve aşı konusunda benim tavrım belli. Bu konularda da iktidarın içindeki belli bir lobinin görüşleri ile çelişen görüşlerim var. Bu ayrışma süreci Mc Kinsey ile başladı. İstanbul sözleşmesi, yolsuzluk, aile ve adalet konusunda itirazlarım vardı. Buna ek olarak; çevre, gıda, Trans-Humanizm gibi konularda farklı düşündüğümüz bir çok nokta ortaya çıktı. Tabi iktidara yakın bir kanal çevresinde bu görüşlerim tepki alıyordu. Sonuç böyle oldu.
Karar gazetesi yazarı Ahmet Taşgetiren, eleştirel çizginizden dolayı Ankara’dan gelen uyarı sonucu yazılarınızın sonlandırıldığını iddia etti. Bu durumu nasıl değerlendirirsiniz? Siz de artık sansüre uğrayan gazetecilerden biri misiniz?
- Ankara’dan kim, kime, nasıl bir mesaj verdi bilmiyorum. Bu mümkün ama özel bir bilgiye dayanmıyor. Öte yandan AK Parti genel merkezi, Kadın kolları, 81 il ve KADEM benim hakkımda dava açtı. Bu da bir mesaj aslında. Bu ayrılma konusu AK Parti çevresindeki basın ve STK’larda hemen hemen hiç haber konusu bile olmadı. Bu da sürecin çok normal bir süreç olmadığını gösteriyor.
- Ankara’dan kim, kime, nasıl bir mesaj verdi bilmiyorum. Bu mümkün ama özel bir bilgiye dayanmıyor. Öte yandan AK Parti genel merkezi, Kadın kolları, 81 il ve KADEM benim hakkımda dava açtı. Bu da bir mesaj aslında. Bu ayrılma konusu AK Parti çevresindeki basın ve STK’larda hemen hemen hiç haber konusu bile olmadı. Bu da sürecin çok normal bir süreç olmadığını gösteriyor.