DİSKİ Genel Müdürlüğü İnsan Kaynakları ve Eğitim Dairesi Başkanlığı, kadın personeline meme kanseri ve rahim ağzı kanseri ile ilgili bir eğitim düzenledi. Eğitimin temel amacı ,hem personelin kapasitesini artırmak, hem de farkındalık oluşmasını sağlamak. Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) doktoru Ferda Oruç tarafından verilen eğitimde, meme ve rahim ağzı kanserinin nedenleri, risk faktörleri ve alınacak tedbirler anlatıldı.
Programda konuşan Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezi (KETEM) Doktoru Ferda Oruç, kanseri, 'vücudumuzdaki hücrelerin kontrolsüz çoğalması' olarak tanımladı. Oruç, 'Kanser hücreleri, iyi bakım görmekte olan bir bahçede kontrolsüz gelişen ve oradaki çiçeklere zarar veren yabani otlara benzetilebilir. Bu yabani otlar imha edilmediği takdirde bahçe bütünüyle yok olur." dedi.
Kadınlar arasında en sık görülen kanser türünün meme kanseri olduğunu söyleyen Oruç, "Meme süt bezleri ve burada üretilen sütü meme başına taşıyan kanallardan oluşur. Bu süt bezleri ve kanalları döşeyen hücrelerin, kontrol dışı olarak çoğalmalarına meme kanseri denir." diye konuştu. Oruç, meme kanserinin erken dönemde tespit edilen kanser türlerinden biri olduğuna dikkat çekerek, erken teşhis döneminde tespit edilmesi halinde iyileşme şansının yüzde 98 olduğunu söyledi. Oruç meme kanserinin risk faktörlerini şöyle sıraladı: "Anne ve kardeşte varsa, yüzde 2-5; ikisinde de varsa risk yüzde 8 artar. Beyaz ırkta risk yüksektir. Erken adet ve geç menopoz görmek, doğum yapmamak veya geç doğum yapmak, yağlı diyet ve obezite, tartışmalı olmakla birlikte kozmetik ürün kullanımı, alkol ve sigara kullananlar ile radyasyona maruz kalanlar."
'EMZİRME MEME KANSERİNDEN KORUR'
Meme kanserinde koruyucu faktörleri de anlatan Oruç, "Emzirme, kadını meme kanserinden korur. İlk çocuğun 30 yaş öncesinde doğmuş olması önemlidir. Haftada üç kez egzersiz yapmak riski yüzde 35-40 oranında azaltır." şeklinde konuştu. Oruç, meme kanserinin belirtilerini kitle, ağrı, meme başında akıntı, memenin dik ve yukarıda görünmesi, portakal kabuğu görünüm, deride ülserasyon ve ödem, meme üzerindeki deride ödem, meme başında retraksiyon, Komşu lenf nodlarında büyüme olarak sıraladı. Erken tanı için kendi kendine meme muayenesi (KKMM), klinik muayene ve mamografinin önemine dikkat çeken Oruç, 20 yaşından itibaren her kadının her ay düzenli olarak her meme için 5 dakika olmak üzere KKMM yapması gerektiğini söyledi. Oruç, klinik muayenenin ise düzenli olarak her 2-3 yılda bir yapılması gerektiğine dikkat çekti.
'TANIDA EN DEĞERLİ YÖNTEM MAMOGRAFİDİR'
Oruç konuşmasını şöyle sürdürdü: "20 Yaşına gelen her kadın KKMM yapmalıdır. Her kadın, risk faktörü (ailede kanser olması) yoksa 40-49 yaş arası bir kontrol mamografisi, 50 yaşından sonra ise 2 yılda bir mamografi çektirmelidir. Ailede meme kanseri varsa, hastalığın ortaya çıktığı yaştan 10 yıl önce mamografi çekimine başlanmalıdır. Tanıda en değerli yöntem mamografidir."
RAHİM AĞZI KANSERİ YÜZDE 100 TEDAVİ EDİLEBİLİR
Rahim ağzı kanserinin, kadın üreme organlarında en sık görülen kanser türü olduğuna dikkat çeken Oruç, bu kanser türünün erken teşhiste yüzde yüz tedavi edilebildiğini söyledi. Oruç, "Daha çok 30-35 yaşlar arasında kanser öncesi değişimler ortaya çıkar. Erken teşhis edilirse yüzde 100 tedavi edilebilir. Rahim ağzı kanseri erken dönemde bulgu göstermeyebileceğinden kanserin erken belirlenmesinde PAP smear ve HPV DNA önemli bir testtir" diye konuştu. Başarılı tarama çalışması yapılan her ülkede rahim ağzı kanserinden ölüm sayılarının azaldığına dikkat çeken Oruç, "Rahim ağzı kanseri tarama yapılmayan gelişmekte olan ülkelerde hala başta gelen ölüm nedenidir" dedi.
CİHAN