Diyarbakır'ın Sur ilçesinde 8 gündür yaşanan sokağa çıkma yasağı yargıya taşındı. Halkların Demokratik Partisi ( HDP) Diyarbakır milletvekilleri Sibel Yiğitalp, Feleknas Uca ve Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'na suç duyurusunda bulundu.
Sur ilçesinde ilan edilen sokağa çıkma yasaklarının hukuksuzluğuyla ilgili HDP'li milletvekilleri Sibel Yiğitalp, Feleknas Uca ve Büyükşehir Belediyesi Eş Başkanı Gültan Kışanak, Diyarbakır İdare Mahkemesi'ne suç duyurusu dilekçesini sundu. Grup, daha sonra Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı.
Adliye önünde açıklamalarda bulunan Belediye Başkanı Gültan Kışanak, Sur ilçesinde yaşayan vatandaşların gıda sıkıntısını çektiğini söyledi. Çözüm ve barış istediklerini belirten Kışanak, ölümlerin durdurulması gerektiğini kaydetti. Kışanak, "Dünyanın hiçbir yerinde tankla, topla, zırhlı araçlarla en ağır silahlarla kamu güvenliliğini sağlandığı görülmemiştir. Kamu güvenliliğini barış sağlayabilir, demokrasi sağlayabilir, halk ve özgürlükler sağlayabilir, siyasetten konuşarak sağlanabilir." dedi.
Sur'da 9 gündür sokağa çıkma yasağının devam ettiğini hatırlatan Kışanak, yaşam hakkının korunması gerektiğini vurguladı. Kışanak, şöyle konuştu: "Oradaki vatandaşlar evlerinden çıkamıyorlar, gıda sıkıntısı çekiyorlar. Hasta olan doktora gidemiyor. Fırınlar kapalı. Bütün bunları söylediğimizde aslında kısık sesle söylüyoruz. Çünkü herşeyden önemlisi orada can kayıpları var. İnsanlar yaşamlarını yitiriyor. Şehrin ortasında Diyarbakır gibi önemli bir kentin önemli merkezi yerinde 9 gündür sokağa çıkma yasağı var. Hayat durmuş, sadece silahlar konuşuyor. Çatışma var, ölüm var. Oraya gıda yardımı götürmek istediğimizde engellenecek. İnsanlar doktora gitmek istediğinde engellenecek. Tahrip olan su kanallarını onaramayacağız. Yangına müdahale etme imkanı tanınmayacak. 9 gündür Sur'da yaşanan bu. Biz belediye olarak hiçbir hizmetimizi yerine getiremiyoruz. Halkın can güvenliliğini sağlayabilecek hiçbir çalışma yapılmıyor. Günde onlarca telefon alıyoruz Sur'dan. Halkımızın can ve mal güvenliliği koruyacak bu savaşı durduracak bir çözüm arıyoruz. Ankara'nın bunu duyması lazım. Silahla, çatışmayla çözümün olmayacağını çok açık. Bu duruma derhal son verilmesi lazım. Ölümler durmalıdır, silahlar susmalıdır, derhal bunu yapmak zorundayız. Kamu güvenliği sağlamak için savaş çıkartamaz. Biz çözüm ve barış istiyoruz. Yaşam hakkının korunmasını istiyoruz."
SUR İÇİNDEN ÇIKAN BÜTÜN YANGINLARA İTFAİYE EKİPLERİMİZ ANINDAN İNTİKAL ETMİŞTİR
Sur'da yakılan tarihi yapılara da değinen Kışanak, şu ifadeleri kullandı: "Sur'da yakılan tarihi geri getirme şansımız yoktur. Tıpkı Tahir Elçi suikastı gibidir. Artık Tahir Elçi'yi kaybettik. Orada yıkılan tahrip edilen evrensel bütünlüğü bozulan yapılarımızı bir daha eski haline getirmek mümkün değildir. Biz Kurşunlu Camii'nin kapısının aynısını yapamayız. Bütün bunların önlemlerinin alınması için gerekli müracaatları resmi yazışmaları yazdık, ne yazık ki bu konuda herhangi bir yanıt alamadık. Sur içinden çıkan bütün yangınlara itfaiye ekiplerimiz anından intikal etmiştir. Oradaki güvenlik kuvvetleri 'Güvenliği biz sağlayamayız, biz karşıdan ateş açıldığı anda cevap vermek zorundayız. Ateş altındasınız isterseniz buyurun gidin' diyerek itfaiyenin yangına müdahale etmesini engellemiştir." CİHAN