Özgürlükçü Hukukçular Derneği Ankara Şubesi Eş Başkanı Nuray Özdoğan, Ankara katliamı sonrasında yaşanan gelişmeler ile ilgili açıklamalarda bulundu. Özdoğan, Ankara katliamının tek olarak incelenmesinin doğru olmadığına vurgu yaptı. Özdoğan, HDP'nin Diyarbakır mitingi öncesinde patlayan iki bombanın, Suruç'ta patlatılan bombanın ve Ankara'da iki bombanın patlatılmasının ortak planlar dahilinde gerçekleştiğini söyledi.
Özgürlükçü Hukukçular Derneği Ankara Şubesi Eş Başkanı Nuray Özdoğan, Mülkiyeliler Birliği binasında Ankara katliamı soruşturmasına yönelik tespit ve değerlendirmeleri içeren raporu açıkladı. Özdoğan, Ankara katliamının kullanılan teknik malzeme intihar bombacılarının profilleri, ilişkileri ve kimlikleri yöneldiği kitlenin politik özelliği gibi verilerle aynı karar vericilerin ortak planlaması dahilinde gerçekleştiğini kaydetti. Özdoğan, bunun göstergesi olarak Diyarbakır ve Suruç saldırılarını örnek gösterdi. Özdoğan konuşmasına şöyle devam etti: "Diyarbakır ve Suruç katliamlarının ardılı olduğu kanaatiyle saldırılarda hükümetin güvenlik ve istihbarat birimlerinin saldırının gerçeklemesine sebebiyet veren işlem ve eylemlerinin soruşturulduğuna dair elimizde hiçbir veri yoktur. Kısıtlama kararının da buna dair şüphelerinin basında yer almaya başladıktan sonra yer aldığı anlaşılmakta."
Özdoğan, başbakanlığın, 10 Ekim 2015 tarihinde aldığı milli güvenliğe dayalı olaya geçici yayın yasağı ile birlikte 14 Ekim tarihinde savcılık tarafından yayın ve eleştiri yasağı getirildiğini hatırlattı. Özdoğan, "Sınırsız süreli konusu belirli olmayan ve eleştiri gibi bir alanın daha savcılık kararı ve Sulh Ceza Hakimliği kararı ile soruşturmanın aydınlatılmasına değil, ne yazı ki müşteki ve mağdurların olayın aydınlatılmasına dönük çabalarının engellenmesi şeklinde kullanıldı. Kısıtlılık kararının ve yayın yasağı kararının tarafımıza verilmesi yönündeki talebimiz savcılık kararı ile yazılı bir red cevabı geldi bu husus savcılığın olaya yaklaşımını göstermekte." diye konuştu.
'KATLİAMIN ÖNCÜLERİYLE BİRLİKTE DEĞERLENDİRME YAPILMALI'
Özdoğan, araştırma sonuçlarını açıklamaya şöyle devam etti: "Türkiye'nin IŞİD ve benzeri örgütlenmelere verdiği destek, teşhis edilmeden katliamın sorumluluğunu hukukun araştırılamayacağını düşünmekteyiz. Katliamın öncüleriyle birlikte değerlendirme yapılması gerekmekte. Olayın faili olduğu yönünde olduğu yönünde ciddi deliller bulunana IŞİD ve benzeri örgütlerin Türkiye yapılanmaları ve bu örgütlerin devlet içindeki bağlı unsurların teşhiri zorunludur. Soruşturmanın intihar bombacılarının tespitiyle sınırlı tutulmaması, bu örgütün bağlarının da tespiti yönündeki tespiti ile ancak bir sonraki katliamların önüne geçilecektir.
Soruşturma konusu fiillerin insanlara karşı işlenen suç kapsamında değerlendirilmesi, sürecin bu şekilde yürütülmesi gerekmekte. Soruşturmanın terörle mücadele ekipleri üzerinden değil, savcılık ve bağımsız soruşturmaların yönetimine alınmalı. CİHAN