Diyarbakır'da öğretmenlerin "gözaltı" isyanı

Diyarbakır'da geçen hafta gözaltına alınan 29 öğretmenden biri tutuklandı, diğerleri serbest bırakıldı. Gözaltıların bir gözdağı olduğunu savunan Eğitim-Sen, öğretmenlerin gözaltına alınma şekline de tepkili.

SHABER3.COM

"Sabah 06.00'da geldiler. Eşimi de gözaltına alacaklardı. İki yaşındaki kızımı bırakacak kimse olmadığı için sadece beni aldılar”.

Bu sözler, Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) Diyarbakır 1 nolu Şubesi'nin Örgütlenme Sekreteri Tahir Çetin'e ait. Çetin, 6 Kasım'da Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen "terör" soruşturması kapsamında, gözaltına alınan 29 öğretmenden biri. Çetin, Terörle Mücadele Şubesi'nde iki gün gözaltında kaldıktan sonra ifadesi alınıp serbest bırakıldı.

Polis sorgusunda kendisine 8 Mart gibi katıldığı etkinliklerle ilgili sorular sorulduğunu söyleyen Tahir Çetin'e göre operasyonun sebeplerinden biri iktidara yakın sendikanın üye kaybetmesi. Son dönemde Eğitim-Sen'in üye kaybının az olduğunu, hatta altı aylık sürede yeni üyeler kaydettiklerini söyleyen Elçi, "Bu, belli kesimleri rahatsız etmiş olacak ki operasyona karar verildi. Bizim de herhangi bir suça bulaşmamız söz konusu olmadığı için uyduruktan gerekçeler hazırlandı" iddiasında bulunuyor.

Bu kez farklı bir uygulama yaşandığını söyleyen Çetin, "Hepimizin okullarında arama yapıldı. Bu uygulamaya ilk kez gidildi diye düşünüyorum. Daha önce hiç rastlamadım. Burada bir mesaj verilmek istendi herhalde. Bütün eğitim camiasına 'ayağınızı denk alın' mesajı verildi" diye sözlerini sürdürdü.

Beş öğretmen okullardan gözaltına alındı

Diyarbakır'da yürütülen soruşturma kapsamında ilk kez okullara operasyon yapıldı, beş öğretmen sınıfta veya Öğretmenler Odası'nda gözaltına alındı.

Ancak gözaltına alınan öğretmenlerin savcılığın 2019'da açtığı dosyaya itirazı var. 'Terör' iddiasıyla başlatılan soruşturmaya sendikal faaliyet, mitingler ve basın açıklamalarına katılımın konu edildiğini belirten Eğitim-Sen, adresleri belli olan ve kaçma şüphesi olmayan devlet memurlarının ifadeye çağrılmadan şafak operasyonu ile gözaltına alınmalarına da tepkili.

Gözaltına alınan öğretmenlerden sadece Eğitim-Sen eski Şube Başkanı Abbas Şahin, örgüt üyeliği suçlamasıyla tutuklandı. Diğer öğretmenlerin bir kısmı emniyetten, bir kısmı da adliyeden serbest bırakıldı. 24 üyesi gözaltına alınan Eğitim-Sen'e göre ise operasyonun amacı sendikal faaliyetlere yönelik gözdağı.

"Amaç sendikal faaliyetleri baskı altına almak"

Eğitim-Sen Diyarbakır 1 Nolu Şube Başkanı Sadrettin Kaya, operasyonda ilk kez gördükleri yol ve yöntemlere başvurulduğunu söylüyor. Okullara baskın yapılmasının ve öğretmenlerin, öğrencilerinin gözleri önünde gözaltına alınmasının yaratacağı olumsuzlukları hiç kimsenin düşünmek istemediğini belirten Kaya, "Bir öğrencinin öğretmeniyle ilişkisi sınıfta başlar. Sınıftaki o durum, yaratılmak istenen psikolojik havayı düşünün. Bu durumu gören öğrencilerin düşebileceği psikolojik sorunlar, yaşayacaklarının hafızalarından silinemeyeceği gerçeği var" diyor.

Sadrettin Kaya, sendika yöneticilerinin ihraç edilmiş bir öğretmeni arayıp bayramını kutlamalarının bile soruşturmaya konu edildiğini söylüyor. Tarihin en komik soruşturması ile karşı karşıya olduklarını savunan Kaya, operasyonun asıl amacının sendikal faaliyetlerin baskı altına alınması olduğunu söylüyor.

"Örgüt üyesi olmakla suçlanabilirsiniz"

Hukukçular ise bölgedeki öğretmenlerin sıklıkla "terör" suçlamasına maruz kalarak gözaltına alındıklarına dikkat çekiyor. Eğitim-Sen dosyasını takip eden Avukat İbrahim Avşar'a göre, bu durum bölgede fiili bir uygulamaya dönüştü. Avşar, "terör örgütü üyesi olma" veya şiddetle ilişkilendirme iddilarının oldukça ölçüsüz ve sınırsız bir şekilde uygulandığını düşünüyor.

Avşar, "Diyarbakır'da normal bir bir basın açıklaması yaptığınızda veya herhangi bir konuda hükümete veya iktidarın politkalarına muhalif bir şey dile getirdiğinizde çok kolay bir şekilde örgüt üyesi veya terör örgütü üyesi olmakla suçlanabiliyorsunuz. Bu dosya da bundan ibarettir. Dosya kapsamı tamamen basın açıklamaları, toplantı ve gösteri yürüyüşlerinden ibaret" diyor.

Gözaltına alındıkları için şaşkınlık yaşayan öğretmenler ise endişeli. İsmini açıklamak istemeyen bir öğretmen, soyut iddialarla yapılan soruşturma nedeniyle görevlerinden bile ihraç edilebileceklerini düşünüyor.

Savcılık: Örgütsel eylem ve etkinliklere katıldılar

Eğitim-Sen, operasyonun sendikal faaliyetlere yönelik olduğunu açıklasa da savcılık aynı görüşte değil. Savcılığa göre, PKK'ya müzahir görüşte olan şüpheliler, örgütsel eylem ve etkinliklere katıldı, PKK'ya yönelik operasyonlarda ele geçirilen molotof kokteyli ve Abdullah Öcalan posterlerinin üzerinde de bazı şüphelilerin parmak izleri bulundu. Dosyada, daha önce öğrenci olan bir tanığın, iki öğretmen hakkında "Derste örgüt propagandası yapıyorlardı" ve “Öğrencileri PKK’nın gençlik yapılanması YDG-H saflarına yönlendiriyorlardı" şeklinde ifadeleri bulunuyor.

Ancak 5 yıl önceye ait bu iddiaların hedefindeki iki öğretmen ifadelerinin ardından serbest bırakıldı. Savcılık, iki öğretmenin serbest bırakılması kararına üst mahkemede itiraz etti ve tutuklanmalarını istedi.

<< Önceki Haber Diyarbakır'da öğretmenlerin "gözaltı" isyanı Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER