İşte Şenay Şerefoğlu'nun yazısının ilgili bölümü
Dolar/TL 10,0 Seviyesine Yaklaştı, Gram Altında Yeni Rekor 568 TL
Türkiye'de enflasyon %20'ye yakın ve enflasyon oranı TCMB'nin ne yıl sonu ne de orta vadeli hedefiyle hiç uyuşmuyor. Üzerine TL, döviz karşısında rekor düşüşler yaşıyor, ama Merkez Bankası faizi indiriyor. Ekonomik görünümle ters olan bu politikaların nihayetinde piyasalarda merkez bankasına olan güven de düştü. Merkezin kredibilite denilen güvenilirliği en düşük seviyelerde ve para politikasında böylesi hatalar yapıldığı dönemde siyasi tansiyon da çok yüksek. Son hafta büyükelçi krizi ve 10 ülkenin nasıl bir tavır sergileyeceği belirsizliğiyle TL, yeni haftaya seansın ilk saatlerinde rekor düşük seviyeden başladı. Kur 9,85'i aştı. İnanılır gibi değil, Eylül başında 8,20'lerde olan dolar/TL kuru bugün 9,80'li seviyelerde. TL'nin dolar karşısındaki yıllık kaybı ise %32 oldu.
Kurdaki yükselişi rekabetçilik ve ihracat getirisi olarak görmeyi açıkçası doğru bulmuyoruz, çünkü bir kalemden kazanç sağlansa da bu, diğer kalemlerdeki açığı kapatamıyor. Sadece büyümeye ve ihracata odaklanılmasıyla kur bir nevi feda edilmiş durumda. Ama kurdaki her rekorun enflasyonu yükseltmesiyle bugünkü faiz indirimlerinin çok yüksek oranlı faiz artışları ile neticelendiğini defalarca tecrübe ettiğimiz için gidişatın benzerlik gösterdiğini de belirtelim. Bu sürede ihracatçılar kazanabilir, ama ülkede tek sektör bu değil ve reel sektörde imalat tarafında zorluklar artmaya başladı, bunu da düşen güven endeksinden görebiliyoruz. Netice de kur yükselirken kazanan kesim olsa da vatandaş kaybediyor, faiz değişince kazanan kesim olsa da yine vatandaş kaybediyor. Bunu bilen yetkililerin son günlerdeki bu duruma karşın bir aksiyon almaması belirsizliği daha da artıyor.
Ekonomide beklenti en büyük etken ve ülke içinde enflasyonun da kurun da daha yüksek olacağına dair bir kaygı var ve beklentilerin bu yönde olması iki kalemi de şimdiden yükseltiyor. Dolayısıyla bu beklentileri olumlu yönde değiştirecek adımı ise merkez bankasının atması gerekiyor, ama zaten bu beklentilerin böyle olmasında merkezin de etkisi yok mu? Döndük yine siyasi noktaya. Biz para politikası ve ekonomi üzerindeki durumu değerlendirdik, sebep siyasi ama siyasi değerlendirme o konudaki uzmanların.
Fiyatlara baktığımızda;
Ons altın uzun zaman sonra 1.800 dolar üstü denemeler yapıyor ve bu dönemde dolar kuru da tarihi seviyelere çıkınca gram altın da rekor üstüne rekor kırıyor. Fiyat bugün 568 TL ile yeni zirveyi gördü. Ne dolar ne euro kuru ne de gram altında teknik hesaplamaların yetersiz kaldığı bir dönemdeyiz. Bu nedenle siyasi tansiyonu azaltacak gelişmeler ve fiyatlarda da buna bağlı düşüşler olması durumunda dengelenen bölgeler üzerinden bir teknik yapılabilir.
Türkiye'de enflasyon %20'ye yakın ve enflasyon oranı TCMB'nin ne yıl sonu ne de orta vadeli hedefiyle hiç uyuşmuyor. Üzerine TL, döviz karşısında rekor düşüşler yaşıyor, ama Merkez Bankası faizi indiriyor. Ekonomik görünümle ters olan bu politikaların nihayetinde piyasalarda merkez bankasına olan güven de düştü. Merkezin kredibilite denilen güvenilirliği en düşük seviyelerde ve para politikasında böylesi hatalar yapıldığı dönemde siyasi tansiyon da çok yüksek. Son hafta büyükelçi krizi ve 10 ülkenin nasıl bir tavır sergileyeceği belirsizliğiyle TL, yeni haftaya seansın ilk saatlerinde rekor düşük seviyeden başladı. Kur 9,85'i aştı. İnanılır gibi değil, Eylül başında 8,20'lerde olan dolar/TL kuru bugün 9,80'li seviyelerde. TL'nin dolar karşısındaki yıllık kaybı ise %32 oldu.
Kurdaki yükselişi rekabetçilik ve ihracat getirisi olarak görmeyi açıkçası doğru bulmuyoruz, çünkü bir kalemden kazanç sağlansa da bu, diğer kalemlerdeki açığı kapatamıyor. Sadece büyümeye ve ihracata odaklanılmasıyla kur bir nevi feda edilmiş durumda. Ama kurdaki her rekorun enflasyonu yükseltmesiyle bugünkü faiz indirimlerinin çok yüksek oranlı faiz artışları ile neticelendiğini defalarca tecrübe ettiğimiz için gidişatın benzerlik gösterdiğini de belirtelim. Bu sürede ihracatçılar kazanabilir, ama ülkede tek sektör bu değil ve reel sektörde imalat tarafında zorluklar artmaya başladı, bunu da düşen güven endeksinden görebiliyoruz. Netice de kur yükselirken kazanan kesim olsa da vatandaş kaybediyor, faiz değişince kazanan kesim olsa da yine vatandaş kaybediyor. Bunu bilen yetkililerin son günlerdeki bu duruma karşın bir aksiyon almaması belirsizliği daha da artıyor.
Ekonomide beklenti en büyük etken ve ülke içinde enflasyonun da kurun da daha yüksek olacağına dair bir kaygı var ve beklentilerin bu yönde olması iki kalemi de şimdiden yükseltiyor. Dolayısıyla bu beklentileri olumlu yönde değiştirecek adımı ise merkez bankasının atması gerekiyor, ama zaten bu beklentilerin böyle olmasında merkezin de etkisi yok mu? Döndük yine siyasi noktaya. Biz para politikası ve ekonomi üzerindeki durumu değerlendirdik, sebep siyasi ama siyasi değerlendirme o konudaki uzmanların.
Fiyatlara baktığımızda;
Ons altın uzun zaman sonra 1.800 dolar üstü denemeler yapıyor ve bu dönemde dolar kuru da tarihi seviyelere çıkınca gram altın da rekor üstüne rekor kırıyor. Fiyat bugün 568 TL ile yeni zirveyi gördü. Ne dolar ne euro kuru ne de gram altında teknik hesaplamaların yetersiz kaldığı bir dönemdeyiz. Bu nedenle siyasi tansiyonu azaltacak gelişmeler ve fiyatlarda da buna bağlı düşüşler olması durumunda dengelenen bölgeler üzerinden bir teknik yapılabilir.