Türkiye'de ekonomi yönetimi tek haneye düşen yıllık enflasyonu "ekonomideki dengelenme sürecinin başarısı" olarak yorumlarken, sokaktaki vatandaş ekonomiye olan güvensizlik nedeni ile dolara hücum ediyor. Merkez Bankası verilerine göre, son 1 ayda yurtiçi yerleşiklerin döviz tevdiat hesapları 3,9 milyar dolar arttı. Son 1 haftalık artış ise 1 milyar doları aştı.
193,7 milyar dolar ile rekor kırdı
Merkez Bankası verilerine göre, 23 Ağustos haftasında 1,6 milyar dolar azalarak 188,9 milyar dolara gerileyen döviz mevduat hesapları, o günden bugüne geçen son 1 ayda hızla arttı. 29 Ağustos-27 Eylül arasındaki 4 haftalık süreçte Türkiye'deki döviz hesapları 3,9 milyar dolar yükseldi ve 193,7 milyar dolara ulaşarak rekor kırdı.
Son 1 yılda, Türkiye'deki döviz hesaplarındaki para yüzde 25,5 artarken, toplam mevduatlar içindeki döviz payı ise 2014 yılı başındaki yüzde 33 seviyesinden yıllar itibariyle artış göstererek 20 Eylül 2019 itibariyle yüzde 50,1'e çıkmış oldu.
Vatandaş ne diyor?
Bir döviz bürosu önünde dolar alırken rastladığımız Rıdvan Ulaş, birikimini dolar alarak değerlendirmeyi tercih eden yüz binlerce kişiden biri.
Fotoğrafının çekilmesini istemeyen Ulaş, "Neden Dolar alıyorsunuz?" sorumuza, "Çünkü ekonomiye güvenmiyorum" yanıtını veriyor. Sıradan bir vatandaş olarak az da olsa birikimlerini hayat pahalılığı karşısında korumak istediğini ifade eden Ulaş, "Sonuçta ben ekonomiden çok anlamıyorum. Biraz da etraftan duyduğuma, gördüğüme göre hareket ediyorum" diyor.
İstanbul'un büyük AVM'lerinden birinde kafe işleten Gökhan Çam, "Dolar alıyor musunuz?" sorumuza, "Evet uzun süre aldım, ama bu aralar pek alamıyorum" yanıtını veriyor.
Bir AVM esnafı olarak Doların artmasından en olumsuz etkilenen kesimlerden biri olduklarını vurgulayan Çam, "Geçen yıldan beri bizim kiralar Dolar bazında olduğu için, feci şekilde arttı. Maliyetlerimiz çok yükseldi" diye konuşuyor. Pek çok kişinin kar etmek için değil, parasını enflasyona ezdirmemek için dolara yöneldiğini belirten Gökhan Çam, "Dolardan vurgun yapanlar var mı, var? Ama onlar büyük oynuyorlar, milyon dolarlık oynuyorlar. Bizimkisinden ne olacak" şeklinde konuşuyor.
Tanınmış bir kuaför zincirinde kuaförlük yapan Bayram Baysal ise, "Birikiminizi Türk Lirası’nda mı yoksa döviz ya da altında mı değerlendiriyorsunuz? " sorumuza, "Tabii ki dolar ya da altın… Çünkü ekonomiye baktığımızda ben doların ve altının daha da değerleneceğini düşünüyorum" diyor.
Baysal, TL'nin siyasi gelişmelere göre ani değer kayıpları yaşamasının pek çok insanı dolar almaya ittiğini söylüyor.
YEP hedefleri kafaları karıştırdı
Türkiye'de geçen hafta açıklanan Eylül ayı enflasyonu, 26 ay aradan sonra ilk kez yıllık bazda tek haneye düştü. Böylelikle Eylül 2018'de yaşanan kur krizi ile yüzde 24,52'ye kadar çıkan yıllık enflasyon, Eylül 2019'da baz etkisi ile yüzde 9,26'ya gerilemiş oldu. Yıllık enflasyonun tek haneye düşmesini değerlendiren Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, "ekonomideki dengelenme sürecinin çok başarılı bir şekilde ilerlediği" açıklaması yaptı.
Ancak özellikle doğalgaz, elektrik ve benzinde birbiri ardına gelen zamlar, enflasyon hesaplamasına yönelik itirazları artırmış durumda. Sosyal medyada binlerce vatandaş, TÜİK verilerinin sokaktaki enflasyonu yansıtmadığı görüşünü dile getiriyor. Bununla birlikte 30 Eylül'de Berat Albayrak tarafından açıklanan ve önümüzdeki 3 yılı kapsayan Yeni Ekonomi Programı’nda (YEP) yer alan hedefler de kafaları karıştırdı. Bugüne kadar ithalata dayalı büyüme modelini uygulayan Türkiye’nin 2020-2022 döneminde hem yüzde 5 büyüme hem de enflasyon ve cari açıkta gerileme öngörülmesi, pek çok ekonomist tarafından ‘izahata muhtaç’ olarak değerlendirildi.
TÜSİAD: "Ekonomiye güven zayıf"
Ekonomideki güven sorunu, iş dünyası örgütleri tarafından da dillendiriliyor. Son olarak geçen cuma günü Van'da gerçekleştirilen bir toplantıda konuşan TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, "Ekonomiye güven henüz zayıf ve yatırım iştahı son derece düşük" açıklaması yaptı. YEP'te yer alan hedeflere ulaşmanın 'oldukça zor' olduğunu dile getiren Kaslowski, "Önümüzdeki yıl finansman maliyetlerindeki gerilemenin talebi bir miktar olumlu etkileyebileceğini düşünüyoruz. Ancak krizin altında yatan asıl nedenleri ortadan kaldırmadan yüksek büyüme oranlarına tekrar dönmemiz mümkün görünmüyor" diye konuştu.
Hal böyle olunca, ekonomide 'kağıt üzerinde' yaşanan iyileşme sokakta da hissedilmiyor. Ekonominin henüz düze çıkmadığı düşünen vatandaşlar birikimlerini Türk Lirası yerine Dolar'da değerlendirmeye devam ediyor.
"Dolar almak, Türkiye’de kriz dönemi alışkanlığı"
Ekonomide 'dolarizasyon' adı verilen dövize yönelme eğiliminin önümüzdeki dönemde de devam etmesi bekleniyor. Enflasyondaki gerilemenin kalıcı değil, geçici olduğunu dile getiren uzmanlara göre, enflasyonun yeniden yükseleceği beklentisi içindeki vatandaşlar, paralarını dolarda tutmayı sürdürecekler.
Türkiye’de ayılık olarak yayınlanan ekonomi ve finans dergisi Capital'in Haber Müdürü Şeyma Öncel Bayıksel, "Türkiye'de toplum her zaman bir yatırım aracı olarak doları güvenli bulur" diyor. Son 1 yılda vatandaşların ekonomideki sorunlar nedeni ile 'tramvatik' bir süreç yaşadığını dile getiren Bayıksel, "Harcama kararları ertelenirken, vatandaş kriz ortamında geçmişten gelen alışkanlığını sürdürüyor ve dolara yöneliyor. Geçen yıl dolar alanlar ise dolardaki gerileme nedeni ile zarar etmemek için doların tekrar yükselmesini bekliyor" diye konuşuyor.
"TL mevduat faizlerinin düşmesi de etkili oldu"
İstanbul Kültür Üniversitesi Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sinan Alçın ise, enflasyon gerilerken dolara olan talebin artmaya devam etmesinin birkaç nedeni olduğunu söylüyor. Vatandaşların son 1 yılda 7 TL ile 5,2 TL arasında farklı fiyatlardan dolar aldığını ve dolarını bozdurmak için farklı fiyat seviyelerini beklediğini anlatan Prof. Alçın, "Bununla birlikte Merkez Bankası’nın son 3 ayda yaptığı 750 baz puanlık faiz indirimi, TL cinsi mevduat faizlerinin de düşmesine neden oldu. Bu da dolara yönelmeyi yeniden artırmaya başladı" diye konuşuyor.
Özellikle ekonomiye olan güven konusunda hane halkının hala olumsuz bir noktada durduğuna işaret eden Sinan Alçın, "Hane halkı ekonomiye güven duymaya başlayıp harcamalarını artırır ve TL'ye dönmeye başlarsa, ancak o zaman döviz tevdiat hesaplarında kalıcı bir çözülme görebiliriz" değerlendirmesinde bulunuyor.