Türkiye konuları üzerine çalışan Mısırlı araştırmacı Dr. Müna Süleyman, Hizmet hareketinin kurucusu ve ilham kaynağı olan İslam düşünürü Fethullah Gülen Hocaefendi'nin, 1999’dan beri ikamet ettiği Pensilvanya’da vefat ettiğinin ilan edilmesinin, onu sevenleri ve takipçileri için dünya genelinde büyük bir üzüntüye neden olduğunu söyledi. Çünkü onun fikirsel ve kurumsal etkisi İslam dünyasının ötesine geçmişti. Gülen, pek çok dile çevrilen onlarca kitap yazdı. Kitaplarının odağında İslam düşüncesi, dinler ve medeniyetler arası diyalog, İslam’ın doğru ve sade bir şekilde anlaşılması ve bunun laik bir devlet olan Türkiye'de nasıl yaşanabileceği gibi konular yer alıyordu.
Dr. Muna Süleyman, Türk Zamanarabic’e yaptığı açıklamada, “Bence Fethullah Gülen, İslam’ı 20. yüzyılda itidalli ve orijinine uygun bir şekilde yeniden yorumlayan bir düşünürdü. Çünkü İslam, her çağ için geçerli bir dindir. Gülen, radikal düşüncelerden uzak durdu, terörist grupları ve onların her türlü eylemlerini eleştirdi ve reddetti. Modern yaşamla İslam’ın özünü nasıl bağdaştırabileceği üzerine düşünceler sundu. Bu sebeple uluslararası alanda pek çok ödül aldı ve Avrupa ile Amerika'daki üniversitelerde adına bölümler kuruldu.” dedi.
Hocaefendi'’ye yönelik siyasi suçlamalar hakkındaki görüşleri sorulan Dr. Süleyman, Hocaefendi'’nin “Hizmet” hareketini kurma ilhamını nasıl aldığını ve bu hareketin 20. yüzyılın 70’lerinde Türkiye’de sivil bir toplumsal hareket olarak nasıl doğduğunu anlattı. “Hizmet hareketi, ücretsiz eğitim kurumları ve merkezleri kurup eğitim faaliyetleri yaptı. Hareketin ekonomik ve medya kuruluşları vardı ve Türkiye’de sosyal hayat üzerinde büyük bir etkisi oldu. 2002-2012 yılları arasında Erdoğan, Hizmet’in faaliyetlerinden ve popülaritesinden faydalanmak için bu harekete destek verdi. Ancak 2013 yılında (Erdoğan’ın oğlu ve bazı bakanların karıştığı) yolsuzluk skandalının ortaya çıkmasıyla taraflar arasında bir anlaşmazlık yaşandı. O dönem, bu skandalın ortaya çıkmasında (Hizmet) okullarından mezun olan bazı polis memurlarının rol oynadığı iddia edildi ve Erdoğan’ın hareketle düşmanlığı başladı. 2016 yılının ortasına gelindiğinde ise Erdoğan, yasal delil olmaksızın hareketi ordu içerisindeki bazı unsurlarla birlikte başarısız darbe girişimini düzenlemekle suçladı. Nasıl olur da yıllardır başka bir ülkede yaşayan birisi (Gülen) darbe planlayabilir? O tarihten bu yana hükümet, hareketin tüm mal varlıklarına el koydu; bu mal varlıklarının yaklaşık 100 milyar lira değerinde olduğu tahmin ediliyor. Ayrıca hareketle ilişkili gazeteciler, yazarlar ve iş insanları tutuklandı. Erdoğan, Gülen’e yöneltilen bu siyasi suçlamaları, halkı kendine çekmek ve olası bir yeni darbe tehlikesine karşı toplumu yanında toplamak için kullandı. Gülen’in vefatının ardından Erdoğan’ın bu suçlamaları yöneltebileceği yeni bir hedef araması gerekecek.”
Hocaefendi'nin vefatından sonra Hizmet hareketinin geleceğine dair Dr. Süleyman, “Fethullah Gülen’in vefatı, Hizmet hareketinin geleceği hakkında birçok soruyu gündeme getiriyor. Bence hareket, Gülen’in vasiyet ettiği şekilde yoluna devam edecek. (Erdoğan) tarafından Türkiye içinde ve dışında üzerlerine uygulanan baskıya rağmen yolunu sürdürecektir. İkinci soru ise, Türk devletinin vefat haberine nasıl yaklaşacağı. Özellikle yakın zamanda Kenya’da Hizmet hareketine mensup 5 kişinin kaçırılması gibi olaylar göz önünde bulundurulursa, devletin bu hareketin üyelerine yönelik baskısı devam edecek mi? Sanırım bu soruların cevapları önümüzdeki günlerde netleşecek. Son olarak, Gülen’in vefatının Türk-Amerikan ilişkilerine etkisi hakkında şunu söyleyebilirim: 2016 yılından beri Ankara, Washington’dan Gülen’in iadesini talep ediyor ancak yasal bir delil bulunmadığı için Amerika bu talebi reddediyordu. Gülen’in vefatıyla bu sorun ortadan kalkacak ve her iki tarafın diğer anlaşmazlık konularını çözmeye odaklanması gerekecek.”