Dünya Enerji Konseyi'nin enerji liderlerinin görüşlerini yansıttığı 'The World Energy Issues Monitor' raporu yayınlandı. Raporun Türkiye bölümünde, Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılıktan kömür kaynakları ile kurtulabileceğinin altı çizildi.
Dünya Enerji Konseyi (World Energy Council/WEC), yıllık 'The World Energy Issues Monitor' raporunun yedincisini yayınlandı. 1000'den fazla global enerji liderinin katkıları ile kaleme alınan rapor, 'İnovasyon İklimi-Emtia Fiyat Hareketlerine Cevap' alt başlığını taşıdı. 90 ülkeden enerji liderlerinin global soruların yanı sıra kendi ülkelerine dair 40 soruya verdikleri yanıtlar üzerinden hazırlanan raporda, fosil olmayan yakıtlara ağırlık verilmesi konusu öne çıktı. Liderler, uluslararası pazarın şekillendirilmesi, yenilenebilir enerji ve enerji depolama alanlarında inovasyonun şart olduğunu vurguladı. Raporda, enerji-su ilişkisi ve su kaynaklarına ilişkin meselelerin endüstri projelerini etkilediğine dair görüşlere de yer verildi. Raporun sonuçları, 9-13 Ekim 2016'da İstanbul'da düzenlenecek 23. Dünya Enerji Kongresi'nde yürütülecek tartışmaların da yönünü belirleyecek.
BEKLENTİ, KÖMÜRLE İLGİLİ POLİTİKA BELİRLENMESİ
30'un üzerinde ulusal pazarın ayrıntılı olarak incelendiği çalışmanın Türkiye bölümünde, Türkiye-Rusya krizi ve Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığı konuları ön planda yer aldı. Türkiye'deki enerji konusunda kanaat önderleri ve enerji yatırımcılarının görüşleri doğrultusunda hazırlanan kısımda, Rusya krizinin ardından Türkiye'de yatırımcıların gözünü kömüre çevirdiğinin altı çizildi. Çalışmada, Türkiye'nin enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye ağırlık verdiği ve doğal kaynaklara öncelik tanındığı vurgulanarak şöyle denildi: "Türkiye elektrik üretiminin yarısına yakınını ithal gaz ile gerçekleştiriyor. Enerji liderleri, devam eden hidroelektrik projelerinin yanı sıra kömürün yerli kaynak olarak enerji üretiminde ağırlığının artması gerektiği fikrinde birleşiyor. Kömür, geçmiş yıllarda enerji politikalarında önemli bir yeri olmasına karşın, giderek artan elektrik talebine hızla cevap verilmesi gerekliliği ve yeterince teşvik edilmemesi nedeniyle yatırımcıların dikkatini çekmiyordu. Sektör liderleri arasında, enerji ithalatını azaltabilmek için kömürün Türkiye için büyük önem arz ettiği kanısının kuvvetlendiği görülüyor. Ancak diğer yandan COP21 sonrasında yatırımcılar CO2 emisyonlarına karşı alınacak önlemlerin kömür yatırımlarını ne şekilde etkileyeceğinden emin değil; dolayısıyla kömür üretimi ve kömür bazlı elektrik üretimi konusunda hükümetin politika belirlenmesi konusunda beklenti de artmış durumda."
TÜRK YATIRIMCILAR 'YENİLENEBİLİR' İÇİN EK TEŞVİK BEKLİYOR
Raporda, Türkiye'nin yenilenebilir enerji yatırımlarının artışına da dikkat çekildi. Bu alanda yatırımların yoğunluğuna rağmen yenilenebilir enerjide büyük bir potansiyelin hala kullanılamadığı görüşünde birleşen Türk enerji liderleri, yenilenebilir enerji konusunda devletten ilave teşvik beklediklerini vurguladı. Bununla birlikte enerji yatırımcıları, dalgalanan döviz kurlarının kendilerini olumsuz etkilediğini ifade ederken; rapor yatırımları için uluslararası kredileri tercih eden iş adamlarının uzun vadeli yatırımlardan kaçındığını ortaya koydu.
Dünya Enerji Konseyi Türk Milli Komitesi (DEK-TMK) Başkanı Murat Mercan, bu yılki raporda DEK-TMK'nın katkılarıyla Türkiye için ayrı bölüm hazırlandığını söyleyerek, "Bu çalışma ile ülkemizde enerji sektörünü yönlendiren yatırımcıların, karar vericilerin ve önemli sektör oyuncularının uykularını kaçıran meseleleri analiz ettik. Raporla aynı zamanda, katılımcıların görüşleri ışığında, ülkemizin enerji konularına yaklaşımının detaylı bir haritasını kamuoyu ile paylaşıldı." dedi.
ENERJİ DÜNYASINDA İNOVASYON RÜZGÂRI ESİYOR
Dünya Enerji Konseyi Genel Sekreteri Christoph Frei ise raporla ilgili yaptığı değerlendirmede, karbon salınımını azaltmak isteyen enerji dünyasında 'inovasyon rüzgarı' estiğini söyledi. Frei, buna rağmen yaşanan sıkıntılara dikkat çekerek şunları ifade etti: "Raporda, emtia fiyatlarında gözlemlenen ciddi hareketlenmenin etkilerinin yanı sıra yenilenebilir enerjilerin fiyatlarının düşmesinden doğan fırsatlar, çevreyle ilgili tehditler ve yeni siber riskler karşımıza çıkıyor. Bu yıl, endüstri liderlerini en çok kaygılandıran konuların emtia fiyatlarının değişkenliği, küresel resesyon, iklim değişikliği çerçeve anlamasıyla ilgili belirsizlikler ve inovasyonun yoğunlaştığı yeni pazarın şekillendirilmesi ile elektrik depolanması olduğunu gördük. Liderleri meşgul eden meselelerin başında, sürdürülebilir enerji sistemine geçişin maliyetleri geliyor. Bununla birlikte esnek yaklaşımlar geliştirilmesinin, akıllı inovasyonun ve bölgesel bağlantıların oluşturulmasının çözümün bir parçası olması gerektiğine dair bir fikir birliği söz konusu." CİHAN