Çankırı'da Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi tarafından hazırlanan, 'Olimpik Eğitim Projesi' kapsamında öğrencilere yönelik bilinçlendirme toplantısı düzenlendi.
Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Spor Kültürü ve Olimpik Eğitim Komisyonu ile Milli Eğitim Bakanlığı'nın desteğiyle yürütülen "Spor Kültürü ve Olimpik Eğitim Projesi" ile genç nesillerin erken yaşlarda spor kültürüne sahip olmaları amaçlanıyor.
Konuyla ilgili filmlerin ve animasyonların gösterildiği, ödüllü yarışmaların yapıldığı, eğitici olduğu kadar eğlenceli de olan, interaktif sunum akademisyenler, çocuk psikologları ve pedagogların desteğiyle hazırlandı.
Çankırı Gençlik Merkezi ve Spor İl Müdürlüğü, toplantı salonunda gerçekleştirilen etkinliğe; Dünya, olimpiyat ve Avrupa şampiyonu güreş federasyonu eski başkanı Ahmet Ayık misafir olarak katıldı ve hayatı, spor kariyeri ile ilgili öğrencilere bilgiler verdi
Spor hayatını anlatan slayt eşliğinde başlayan söyleşide öğrencilerin spora yöneltilmesi gerektiğine vurgu yapan ünlü şampiyon Ahmet Ayık; spordaki başarısını şu sözlerle anlattı: "9 yaşımda güreşe başladım. Spora erken yaşta başlamak her zaman bir avantajdır. Benim sizin gibi imkanlarım yoktu. Her istediğimde spor yapabileceğim alanlar olmadı. O zamanlarda köyde çayırlarda, harmanlarda güreş tutardık. O yaşlarda idolüm de yoktu. İdealimde yoktu." Dedi.
Çalıştığım hocaların hepside dört dörtlüktü diyen Ayık, "Bana güreş yapmaktan önce en önemli öğrettikleri şey, vatan sevgisi oldu. Devleti, milleti, bayrak ve İstiklal Marşı aşkını da veren hocaların oldu. Ben güreştiğim hiçbir yabancıya 'Gavur' tabiri kullanmadım. Ben 'yabancı' kelimesini kullandım. Biz milli mayoyu giymeden önce abdest alırdık. Hocalarımız abdest almamızı söylerdi. Ve öyle çıkardık mindere bu bizim hem uğurumuzdu hem de inancımızdı. İnançsız bir insan başarılı olamaz." diye konuştu.
Dünya şampiyonu olduktan sonra kendi hatamla bir kere yenildim diyen Ayık, "Yenildiğim adamı diğer maçlarla üç defa üst üste yendim. Sırtım hiç yere gelmedi. İnsanların hem inançlı olması, hem de iyi çalışması ve önce dürüstlük, insanlık, insan sevmek, rakibini sevmek onlarla iyi anlaşmak lazım. Minderde hayatın pahasına mücadele edersin ama minderden indikten sonra bir kardeş gibi sarılırsın, sohbet edersin. Sporun dostluğu da askerlik dostluğu gibidir" ifadelerini kullandı.
Sporda fiziğin önemine dikkat çeken eski şampiyon güreşçi Ahmet Ayık; "Yabancı ülkelerde bilimsel açıdan fiziksel özellikleri ele aldıkları zaman insanları ayırıyorlar. Uzmanlar yapılarına göre spor dallarını öneriyor. Bizde bu olay yakın zamana kadar yoktu. Şimdi var mıydı? Bilmiyorum. En azından şimdi hiç olmazsa daha bilinçli, daha bilgili hocalarımız var. Gözü görünce yapabilecekleri sporu ayıra biliyorlar. Böyle bir kanaat var. Genel anlamda fizik önemli, beslenme önemli ama en önemli şey hangi spor dalını yapmak istiyorsanız onu sevmeniz. Bu ön şart. Fiziğinizi çalışarak istediğiniz şekle getirebilirsiniz. Ben bunu kendi üzerimde denedim" dedi.
Konuşmaların ardından, Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Yönetim Kurulu üyeleri Seyit Bilal Porsun ile Oktar Tertemiz, tarafından Ahmet Ayık ve diğer katılımcılara plaket verildi.
CİHAN