100 milyon doları Türkiye'ye geri verdi

Dünyanın gözü iki gün boyunca Almanya’nın Münih kentinde olacak.

100 milyon doları Türkiye'ye geri verdi

Çünkü bu yıl 47’ncisi düzenlenen Münih Güvenlik Zirvesi için 50 ülkeden devlet başkanları ve uluslararası kurumların temsilcileri ünlü Bayerischer Hof Oteli’nde bir araya geliyor. ‘Daha güvenli bir dünya için’ toplantılar yapılacak. Bu yılın sloganı ise ‘Finans krizinden siber savaşlara.’ Toplantıların resmi başlığı bu fakat Hillary Clinton’dan Lavrov’a David Cameron’dan Angela Merkel’e dünyanın etkili isimlerinin bir araya toplandığı ve üst başlığın‘güvenlik’ olduğu bir ortamda Irak, Filistin, Afganistan,Mısır, Libya ve Suriye’nin konuşulmaması mümkün değil. Özellikle de önceki gece Esad’ıngiriştiği katliamdan sonra. Türkiye’yi zirvede Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Müsteşar Feridun Sinirlioğlu temsil ediyor. İlk günün havasına bakılırsa en yoğun ikili görüşmeleri Davutoğlu’nun yapacağı/yaptığı açık. Çünkü gündemdeki tüm konular bir şekilde Türkiye ile ilgili. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun ‘komşularla sıfır sorun’ tezi son dönemde ülke içinde çok tartışılıyor. Özellikle muhalefet cephesi ‘sıfır sorun sırf sorun oldu’ söyleminde. Fakat Münih’ten bakıldığında tablo pek de öyle değil. Türkiye’nin son yıllarda attığı adımlar dikkat çekiyor. Tabii ki herkes desteklemiyor. Ama sonuçta karar masalarında söz söyleyenlerden birisi de Ankara. Öncelikle şunu not etmek şart. Türkiye gibi zorlu bir coğrafyada yaşıyorsanız tavırlı olmanız kaçınılmaz. Yani hadiseleri izleyen değil, süreci yönetmeye talip ülke olmak zorundasınız. Tavır almanın da bir bedeli olur; ya sevilirsiniz ya da eleştirilirsiniz. Bakan Davutoğlu özellikle muhalefetin eleştirilerinin art niyetli olduğu görüşünde. Ayrıca ‘sıfır sorun’ ilkesinin anlaşılamadığını söylüyor. Projenin aslında bir zihniyet devrimi olduğunu, herkesi düşman gören zihniyeti bırakıp, herkesle barışık bir ülke olmayı hedeflediklerini anlatıyor. Bakana göre bunda da ciddi mesafe alındı. Davutoğlu sıfır sorun ilkesinin pozisyonsuzluk demek olmadığını, muhalefetin ‘ilkesizlik yapan zulmedenlere sessiz kalın beklentisinde olduğunu, fakat bunu yapmadıklarını ve asla yapmayacaklarını’ anlatıyor. Bakan Davutoğlu yapılan eleştirilerin ilkesel ve stratejik olarak yanlış olduğu görüşünde. Diplomaside atılan adımların iyi hesaplandığını ve üç dört adım sonrasının analiz edildiğini anlatıyor. Mesela CHP’nin çok eleştirdiği Libya’ya gönderilen 100 milyon dolar yardım meselesi ile ilgili çarpıcı ayrıntılar verdi. Davutoğlu o paraların aslında Libyalıların Türkiye’de tutulan teminatlarından ödendiğini, o dönemde çok işe yaradığını, Libya hükümetinin de bugünlerde parayı iade ettiğini söyledi. Aynı zamanda Libyalı yöneticilerin ‘her şeyi unutabiliriz ama o yüz milyon doları asla’ dediklerini de not etmek lazım. SURİYE’DE YOLUN SONUNA GELİNDİ Türkiye Suriye ve Irak’ta olanlardan en küçük detayına kadar haberdar. Hatta şunu söylemek mümkün Türk Dışişleri’ne her sabah bir önceki gün hangi sokakta ne olduğuna kadar detaylı bilgi geliyor Suriye’den. Bakan detay vermiyor fakat diplomatik kaynaklar Esed rejiminin Şam’da sıkıştığını, herkese silah dağıtmaya başladığını teyit ediyorlar. Bir başka ayrıntı da rejimin ekonomik anlamda çöküyor olduğu. Öyle ki Suriye artık para bile bastıramıyor. Davutoğlu’na göre Kaddafi, Mübarek ve Esed benzeri liderlerin hüküm sürdüğü bir yer olmayacak Ortadoğu. Bu arada istihbarat dünyasında dolaşan bir bilgiyi de yeri gelmişken kayda geçelim. Temmuzdan bu yana Suriye ordusundan kaçanların sayısı 40 bini geçmiş durumda. 215 bin kara, 50 bin hava ve 6 bin denizciye sahip Suriye ordusundan kaçanların çoğu muhaliflerin safına geçti. Öyle ki Şam’ın dış mahallelerinde bile çatışmalar yaşanıyor. Diplomasi boyutuna dönersek. Davutoğlu gerek Kuzey Afrika’da gerekse de bölgemizde meydana gelen her olaya yakından baktıklarını anlatıyor. Kendi ifadesiyle Türkiye ‘en büyük riski Mısır lideri Mübarek’e ‘git’ dedikleri gün aldı. Çünkü o gün itibariyle hadise çok yeniydi ve Türkiye çok iddialı bir çıkış yapmış oldu. Fakat gelinen nokta yapılan analizin doğruluğunu gösteriyor. MÜBAREK’İN İDAMINI DOĞRU BULMAYIZ Mübarek’in de Kaddafi gibi bir sonunun olup olmayacağı yönündeki sorumuza ise “Mübarek’in idamını doğru bulmayız. Ne ülke için ne de bölge için katkısı olur” diyor. Bakan Davutoğlu Münih zirvesinden döndükten sonra uzun bir ABD seyahatine çıkacak. Çantasında doğal olarak çok dosya var. Bunlardan birisi de şüphesiz PKK. İpucu vermiyor ama ‘PKK’nın nasıl bir suç örgütü olduğunu artık herkesin görmeye başladığını’ not düşüyor. PKK gibi arkaik yapılara günümüz dünyasında yer kalmadığı görüşünde. Dünya siyasetinin etkin isimleri dün ve bugün Münih’te kapalı kapılar ardında dünyanın güvenliğini konuşuyorlar. ADEM YAVUZ ARSLAN - BUGÜN
<< Önceki Haber 100 milyon doları Türkiye'ye geri verdi Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER