İngiliz istihbarat birimi MI5 tarafından her adımı izlenen, ancak yakalanmadan 10 yıl süresince
Sovyetler Birliği'ne
İngiltere'nin nükleer teknolojisiyle ilgili bilgi taşıyan ve böylece Soğuk Savaş'ın yolunu açan "Eric" lakaplı köstebeğin kimliğinin Engelbert Broda olduğu bildirildi.
Nükleer araştırma programının merkezi konumundaki
Cambridge Üniversitesi'nin Cavendish laboratuvarlarında çalışan
Avusturyalı
bilim adamının kimliği, KGB ile MI5'ın, 70 yıl aradan sonra ilgili dosyalarını açmasıyla ortaya çıktı.
MI5'ın dosyalarına göre Berti adıyla da tanınan Broda'nın, kendisini Sovyetler Birliği'nin en gözde
casusu yapan hikayesi Almanya'da başladı.
Time dergisinin, MI5 dosyalarını kaynak göstererek verdiği habere göre Avusturyalı bir aristokratın oğlu olan, zekasının yanı sıra düzgün fiziğiyle de dikkati çeken Broda, Sovyet yetkililerle ilk temasını, eğitim gördüğü Berlin'de kurdu.
Ateşli bir komünist olan Broda, Almanya'da komünist öğrencilerin lideri konumuna yükseldi ve Naziler tarafından iki kez cezaevine konuldu. Broda, bu sırada Sovyet yetkililerle birçok temas kurdu ve sonradan karısı olacak Hildergarde ile tanıştı.
Avusturyalı
genç bilim adamının İngiltere macerası, 28 yaşındayken 1938 yılında bu ülkeye gelmesiyle başladı.
Broda, 1941 yılında, kendisinin Sovyetlerin en değerli casusu olmasına olanak sağlayacak iş
teklifini aldı.
Fransız fizikçi Hans Halban'ın yönetimindeki
Cambridge Üniversitesi Lavendish Laboratuvarlarının, MI5'ın uyarılarına rağmen Broda'ya, nükleer reaktörlerde iş teklif etmesi, İngiltere açısından çok büyük bir hata oldu ve Sovyetler Birliği, Broda'nın ilettiği bilgiler sayesinde nükleer teknolojide rakiplerini yakaladı ve bu, Soğuk Savaş'ın başlangıcı olarak kabul edildi.
"Casusluk riski bulunmaktadır" şeklindeki MI5 raporuna rağmen Broda, Cambridge Üniversitesi tarafından değerli bir bilim adamı olarak karşılandı ve ABD'nin ilk
atom bombasının geliştirildiği Manhattan Projesi de dahil olmak üzere birçok bilgiye rahatça ulaşabileceği bir konuma getirildi. Broda, işe başlamasının üzerinden bir yıl geçmeden ilk bilgileri, yine Avusturya doğumlu komünist arkadaşı, fotoğrafçı Edith Tudor Hart aracılığıyla KGB'ye iletti ve KGB'nin, nükleer teknolojinin çalınmasını amaçlayan programının can damarını oluşturdu.
Dosyalara göre Broda'nın kimliği ilk olarak, komünist bir casusun Viyana'da öldürülmesiyle ortaya çıktı. Ölen casusun odasında yapılan araştırmada,
casusluk faaliyetlerine ilişkin bir dizi doküman ele geçirildi. Bu dokümanda, Broda'nın da kurye olarak çalıştığına dair bilgiler yer alıyordu. Yeterli kanıta ulaşamayan MI5, Broda'nın İngiltere'deki faaliyetlerinin önüne geçemedi ve Broda, İngiltere'de yaşayan sol görüşlü Avusturyalı göçmenlerle temaslarını artırdı, Avusturya Komünist Partisi'nin İngiltere'deki lideri konumuna yükseldi.
MI5, Broda'nın tüm mektuplarını
kontrol etti,
telefon görüşmelerini dinledi, evini aradı, attığı tüm adımları yakından izledi, ancak komünist kimliğinin ve bilim adamı olmasının dışında hiçbir bilgiye ulaşamadı.
Broda, hakkındaki tüm MI5 raporlarına rağmen hiçbir zaman yakalanmadı ve yaklaşık 10 yıl süresince hem İngiltere'nin hem de ABD'nin nükleer alandaki ilerlemelerini, ayrıntılarıyla SSCB'ye iletmeyi başardı.
Avusturyalı casus, 1983 yılında, 73 yaşındayken öldü ve Viyana'da toprağa verildi.
AA