İnternet Andıcı dahil, bazı
darbe planı iddialarına karşı yeni soruşturmaların başlatıldığına işaret edilen
raporda, TSK İç Hizmet Kanunu'nun hâlâ değiştirilmemesi eleştiriliyor.
Basına sızan
taslak raporda, Türk
Ceza Kanunu'nda yer alan birçok düzenlemenin
ifade özgürlüğünü sınırlamaya devam ettiği savunuluyor ve '
Anayasa'nın tümüyle değiştirilmesi' görüşü ortaya konuluyor.
AB'nin '
terörist örgütler' listesindeki PKK'ya karşı
Türkiye'nin verdiği mücadele ise
destekleniyor.
Komisyonun yıllık "İlerleme Raporu ve Genişleme
Strateji Belgesi"nin önümüzdeki ay yayımlaması bekleniyor. Anka ajansının haberine göre rapor taslağında 12
Eylül referandumu, yargı
reformu,
ekonomik gelişmeler ve Türkiye'nin "
Arap Baharı" mesajlarına destek verilirken, ifade özgürlüğü sınırlamaları ile
Ergenekon ve
Balyoz gibi davalarda uzun tutukluluk süreleri eleştiriliyor. Komisyon bürokratlarının rapora son şeklini verdikleri, son dakikaya kadar üzerinde çalışılacak olan rapor ile ilgili Türk tarafıyla da istişarelerin sürdüğü kaydedildi.
Yunanistan ve Rum Yönetimi'nin
sondaj krizi çerçevesinde Ankara'nın yaptığı "uyarıları"nın rapora dahil edilmesi için girişimde bulunduğu belirtiliyor. Anayasanın yenilenmesi istenen raporda genel uzlaşı içinde değiştirmenin, yeni anayasa sürecine tüm siyasi partilerin ve
sivil toplumun dahil edilmesinin güvence altına alınmasının önemine vurgu yapılıyor.
TSK İÇ HİZMET KANUNU DEĞİŞTİRİLMELİ
Sivil-asker ilişkilerinde sağlanan ilerlemeden dolayı Türkiye'nin övüldüğü raporda, TBMM'nin güvenlik güçleri ve
savunma bütçesi üzerinde tam denetim yetkisinin güvence altına alınması talep ediliyor. Raporda ayrıca, orduya siyasete müdahale konusunda manevra alanı bırakan TSK İç Hizmet Kanunu'nun hâlâ değiştirilmemesi eleştiriliyor. Yüzde 10
seçim barajının indirilmesi istenen rapor,
Ergenekon davası ve diğer darbe planlarına yönelik soruşturmaların Türkiye'de demokratik kurumların işleyişini ve hukukun üstünlüğünü güçlendirmek için fırsat olarak kullanılması isteniyor. Türk Ceza Kanunu'nun 220, 301, 314 ve 318'inci maddeleri ve Terörle Mücadele Kanunu'nun 7'nci maddesi gibi birçok düzenlemenin ifade özgürlüğünü sınırlamaya devam ettiği savunuluyor. Raporda, Türkiye'deki mevzuatı gecikmeksizin gözden geçirerek ifade özgürlüğü noktasında
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (
AİHM) kararlarıyla uyumlu hale getirmesi çağrısı yapılıyor.
Raporda, Türkiye'de basın özgürlüğüyle ilgili sorunlar bulunduğuna dikkat çekilirken, tutuklanan gazetecilerin tutuklanmasının, yargılamalarda güven kaybına yol açabileceği kaydediliyor. Raporda ayrıca, "soruşturmanın gizliliğini ihlal" ve "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" suçlamalarıyla gazeteciler aleyhine açılan davalardan endişe duyulduğuna işaret edilirken, Türkiye'de makul sürede adil yargılama koşullarının eksikliğine dikkat çekiliyor. "Ergenekon" ve "Balyoz" davaları kapsamındaki aşırı tutukluluk sürelerinden duyulan kaygının da dile getirildiği raporda, tüm zanlılar için "gerçek yargı güvencesi" isteniyor.