Türk
hizmet sektörünün
Avrupa'da "
Vizesiz Serbest Dolaşım" hakkı için Avrupa Adalet Divanı'nın vereceği kararın sonuç
duruşması yapıldı ancak konuya ilişkin karar önümüzdeki aylarda açıklanacak.
Daha önce olumlu yönde görüş bildiren
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu sonuç duruşmasında görüşlerini olumsuz yönde değiştirdi.
Almanya ise, kararın Türk nakliyeciler lehine olması halinde bile bunu uygulamayabileceğini açıkladı.
13 yıldır Türk nakliyatçı Osman Çat tarafından Alman Federal Çalışma Ajansı ve Alman
Dışişleri Bakanlığı'na karşı yürütülen hukuk mücadelesi karar aşamasına geldi. Türk Hizmet sektörünün Avrupa Biriliği'nde "vizesiz serbest dolaşımı" için son derece önemli olan tarihi "C-228/06 - Mehmet Soysal - İbrahim Savatlı"
davasının sonuç duruşması Lüksemburg'da bulunan Avrupa Adalet Divanı'nda yapıldı. Davanın sonuç duruşmasına yoğun ilgi yaşandı. Türk nakliyatçıların yanı sıra basın mensupları da davayı takip etti.
Tarafları son kez dinleyen
mahkeme heyeti kararını önümüzdeki aylarda açıklayacak. Kararın en geç iki ya da üç ay içinde açıklanacağı belirtiliyor. Türkiye'den Avrupa'ya hizmet vermek için gelecek Türk işverenleri ve çalışanları ile Avrupa'da faaliyet gösterip Türkiye'den hizmet desteği alan nakliyat firmaları şoförlerinin "Avrupa'da Serbest (Vizesiz) Dolaşım Hakkı"nın karara bağlanması için mahkeme son kez toplandı. Önümüzdeki aylarda açıklanacak karar eğer olumlu olursa ve dava kazanılırsa, Türkler vizesiz seyahatte 1980 öncesi haklarına kavuşacak.
Daha önceden olumlu yönde görüş bildiren Avrupa Birliği (AB) Komisyonu
Sözcüsü, sonuç duruşmasında görüşünü olumsuz yönde değiştirdi. Fikir değişikliğine gerekçe olarak
Schengen bölgesinde böyle bir kararın uygulanması durumunda çok ciddi güvenlik zafiyetlerinin yaşanabileceği öne sürüldü. Davada ilk kez Schengen boyutu ele alınmış oldu. Mahkeme heyeti fikir değişikliğine şaşırdı ve sorularıyla zaman zaman
AB Komisyonu Sözcüsü'nü zor durumda bıraktı. Özellikle
raportör hakimin "Gökten bir haber mi aldınız da radikal bir şekilde kararınızı değiştirdiniz?" sorusuna
komisyon sözcüsünün
cevap veremediği gözlendi.
Danimarka ve
Yunanistan sözcüleri de böyle bir kararın uygulanması durumunda özellikle Schengen bölgesinde illegal ticaretin, uyuşturucu ve insan ticaretinin artacağı yönünde fikir beyan etti. Hakimlerden biri AB Komisyonu Sözcüsüne "
İngiltere bu kararı uyguladı ve güvenlik zafiyeti yaşamadı. Bu karar Schengen bölgesinde uygulanmak istendiğinde mi böyle bir zafiyet oluştu?" şeklindeki sordu. Sözcü İngiltere'nin durumunun farklı olduğunu söyledi.
Alman Dışişleri temsilcisinden vize uygulamasını halihazırda nasıl yaptıkları soruldu. Onlar da duruma göre, "üç, altı veya bir yıllık vize verdiklerini söylediler". Davada
Almanya'yı temsil eden sözcü, mahkemenin kararının olumlu olması durumunda bile bunu uygulamaya koymayabileceklerini söyledi. Bu özellikle duruşmaya müdahil olarak katılan nakliyeci ve hukukçular tarafından "mahkeme heyetini etkilemeye" yönelik bir davranış olarak yorumlandı. Soysal ve Savatlının Alman Avukatı Dr. Rolf Gutmann, Almanya'nın 1980 ihtilalinden dolayı aşırı bir mülteci akımına engel olması düşüncesiyle Türkiye'ye geçici vize uyguladığını ancak halihazır durumda böyle bir tehlikenin olmadığını dolayısıyla vize uygulamaları konusunda 1980 öncesi mevzuatın dikkate alınması gerektiğini ifade etti.
Sonuç duruşması yaklaşık 1 saat 15 dakika sürdü. Duruşmada, mahkeme heyeti, sözcüler ve taraf avukatları söz aldı. Duruşma sonunda bir açıklama yapan Türk nakliyeciler ve avukatları, kararın olumlu çıkmasını beklediklerini ifade etti. Ancak AB Komisyonu'nun görüş değişikliğine gitmesini şaşırdıklarını ve kendileri için büyük bir
sürpriz olduğunu söyledi.
(CİHAN)