Zaman gazetesinin Washington temsilcisi Ali Aslan'ın haberine göre, Amerikan istihbaratının tespitleri doğruysa, Şii İran’ın Suriye’de bazı Sünni kökenli terör gruplarının palazlanmasına göz yumduğu ve kanunsuz operasyonlarda Türk topraklarının da kullanıldığı anlaşılıyor. Bakanlığın yaptığı yazılı açıklamaya göre, El Kaide’nin İran’daki şebekesi, örgütün çekirdek kadrosuna ve El Nusra dahil iltisaklı unsurlarına Körfez’den sağladığı fonların transferini yürütüyor. Ekip, Suriye’ye Türkiye üzerinden para gönderen Kuveytli ‘cihatçı bağışçılar’dan oluşan geniş bir ağa sahip.
İran’daki El Kaide yapılanmasının tepe yöneticisi Yasin al-Suri, örgütün tecrübeli elemanları ve liderlerinin Pakistan’dan Suriye’ye transfer çalışmalarına nezaret ediyor. Yeni kazanılan elemanların Türkiye üzerinden Suriye’ye seyahat edebileceği rotaları “organize ve idame” görevini de yürütüyor. ABD, al-Suri’ye operasyonlarında yardımcı olduğu belirlenen İslami Cihad Birliği üyesi Jafar al-Uzbeki adlı kaçakçıyı ilgili Amerikan kanunu çerçevesinde terör destekçisi (facilitator) ilan etti.
Uluslararası ve yerli basında birtakım haberlerde Türkiye’nin Suriye sınırından bu ülkeye çok sayıda radikal savaşçı geçtiği iddia edilmişti. Ankara, Suriye’de El-Nusra Cephesi’ne yardım ettiği ya da yardımlara göz yumduğu suçlamalarını reddediyor.
TÜRKİYE VATANDAŞI CANKO DA YAPTIRIM KAPSAMINA ALINDI
Bu arada ABD Hazine Bakanlığı, Ali Canko adlı Türk vatandaşını İran merkezli Tiva Sanat Group şirketinin nükleer silah üretim malzemesi tedarikine finans aracılığı yaptığı suçlamasıyla müeyyide kapsamına aldı.
Hazine Bakanlığı’nın terörizm ve finans istihbaratından sorumlu Müsteşarı David Cohen, İran’a yönelik yaptırımlarının “büyük çoğunluğu”nun yürürlükte olduğunu ve “güçlü” şekilde uygulanacağını bildirdi. Açıklamada Türkiye, İran, İspanya, Almanya, Gürcistan, Afganistan gibi bazı ülkelerden teröre aktif destekte “kilit roller” oynayan kurum ve şahıslar listelendi.