ABD Savunma Bakanlığının diğer müttefik hükümetlerle istişarelerde bulunarak öncülük ettiği bir yıllık çalışmanın ürünü olan belgeyle ABD ilk kez, nükleer silahlara sahip olmayan ülkelere karşı aynı tür silahların kullanımını ihtimal dışı bırakıyor.
Ancak yeni strateji, ülkelerin
Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşmasına (NPT) uymaları halinde ABD'nin olası bir nükleer misillemesine maruz kalmayacağı yönünde önemli bir unsur da içeriyor. Bunun, NPT'ye uymayan
İran ve
Kuzey Kore'ye "potansiyel
hedef olmaya" devam ettikleri mesajını verme amacını taşıdığı yorumu yapılıyor.
ABD'nin nükleer silahlara başvurmayı ancak "aşırı durumlarda" düşünebileceği ve yeni nükleer savaş başlıklarının geliştirilmemesine olan taahhüdün dile getirildiği stratejide, nükleer silahların ulusal güvenlikteki rolü azaltılırken, konvansiyonel silahların ise güçlendirileceği belirtiliyor.
Belgede ayrıca yeni bir
Stratejik Nükleer Silahların İndirimi Antlaşması (
START) konusunda mutabakata varılan
Rusya ile bu alanda yeni adımların atılması gayreti içinde olunacağı kaydediliyor.
ABD'nin hem Çin hem de Rusya ile daha istikrarlı ve şeffaf stratejik ilişkiler için üst düzey ikili diyaloğunu sürdüreceği ifade edilen belgede, "Çin'in nükleer silahları Rusya ve ABD'ninkilerden çok daha
küçük, ancak nükleer programları konusundaki şeffaflık eksikliği Çin'in gelecekteki stratejik niyetlerine dair soru işaretleri uyandırıyor" denildi.
Belgede, "
Küresel nükleer savaş tehdidinin, uzak bir olasılık haline gelse de nükleer saldırı riskinin arttığı" ifadesine yer verildi.