Wikileaks ile
işbirliği yapıtları gerekçesiyle
New York Times,
Le Monde ve Spiegel'in de aralarında bulunduğu 25 haber portalına ABD
Hava Kuvvetleri'nin erişimi engellemesi,
ifade özgürlüğü tartışmalarını alevlendirdi.
ABD, ifade özgürlüğünü Anayasal güvence altına almakla öteden beri övünmüştür. Wikileaks adlı internet platformunun,
Amerikan hükümetine ait kriptoları yayınlaması, bu konuda da bir "milat" işlevi gördü. Zira
ülke güvenliğine ve ABD'nin müttefikleriyle ilişkilerine zarar vereceği gerekçesiyle alınan birtakım önlemler, Washington'un artık eskisi kadar hoşgörülü olmadığının bir işareti olarak algılanıyor.
Kur'an-ı Kerim ve
bayrak yakmak serbest
Oysa daha birkaç ay önce aşırı dinci
rahip Terry Jones konusunda Amerika'nın takındığı tavır çok daha farklıydı. 11
Eylül terör saldırılarının yıldönümünde Kur'an-ı Kerim'i yakacağını duyuran Floridalı rahip Jones'un açıklamalarını "fikir ve ifade özgürlüğünün Anayasal güvence altında olması" gerekçesiyle sadece izlemekle yetinen Amerikan adli makamlarının bu tutumu, özellikle
Müslüman âleminde büyük tepkiyle karşılanmıştı.
Amerikan Anayasası'nın birinci maddesinde düşünce, ifade ve
basın özgürlüğü, vazgeçilemez temel haklar arasında sayılıyor. Bu nedenle, ağır
tahrik, suça
teşvik, halkı kışkırtma gibi unsurlar içeren ve dünyanın pek çok ülkesinde suç kabul edilen birtakım
eylem ve söylemler dahi ABD'de cezasız kalabiliyor.
ABD'nin en
yüksek yargı makamı olan Federal Yüksek Mahkeme nezdinde açılan davalarda pek çok kez ifade hürriyetinin sınırları sorgulansa da yargıçlar bugüne kadar hep özgürlükten yana karar verdi ve bu alanda her türlü sınırlamayı reddetti. En ilginç kararlardan biri 1989 yılında verildi: Ülkesini sevmediği için Amerikan bayrağını yakmak isteyen birinin, bundan men edilmesinin anayasaya aykırı olduğuna hükmedildi. Yani bir Amerikalı, düşünce ya da inançları gereği Amerikan bayrağını yakmak istiyorsa, bunu kimse engelleyemez!
Assange ve Bin Ladin aynı kefeye!
Ancak ulusal güvenlik söz konusu olduğunda işin boyutu değişiyor. Özellikle
11 Eylül'den sonra çıkarılan
terörle mücadele yasalarında çoğu kez basın, ifade ve fikir özgürlüğüne prangalar vuruldu.
Amerikalı vatandaşlık hakları savunucuları, bu yasal düzenlemelere büyük tepki gösterdi. Zira söz konusu yasalar,
protesto gösterilerine katılanlara bile "terör zanlısı" muamelesi yapılmasına imkan tanıyor.
İnternet platformu Wikileaks'in kurcusu
Julian Assange da benzer bir muameleyle karşı karşıya. Bazı Amerikalı politikacılar,
El-Kaide' class='textetiket' title='El Kaide haberleri'>El Kaide lideri
Usame Bin Ladin'le aynı kefeye koydukları Assange'ın gizli belgeleri ifşa etmesinin "
terörist faaliyetler" kapsamında değerlendirilmesini istiyor.
Amerikan Hava Kuvvetleri'nin "Wikileaks ile işbirliği yaptıkları" gerekçesiyle aralarında
New York Times, Spiegel ve Le Monde gibi dünyaca ünlü
gazete ve dergilerin internet sitelerine erişimi engellemesi de yine bu bakış açısından kaynaklanıyor. Wikileaks'in yayınladığı belgeler kısa süre içinde milyonlarca internet sitesinde paylaşıldı. Hal böyleyken, 25 haber portalına erişimin engellenmesinin ne kadar işe yarayacağı ise ayrı bir tartışma konusu.