ABD’nin
Türkiye’nin de içlerinde bulunduğu bir çok
ülke üzerinde
GDO (genetiği değiştirilmiş organizma) ihracatının zarar görmemesi için, genetiği ile oynanmış
gıdaların zararlı olmadığı yönünde
lobi faaliyetleri yürüttüğü ortaya çıktı. Haber sitesi Bianet, Amerikalı diplomatların yazışmalarını yayımlayan Wikileaks belgelerini inceleyerek, ABD’nin Türkiye ve diğer ülkelerde yürüttüğü “GDO sağlığa zararlı değildir” politikasını gözler önüne serdi.
‘Türkiye kaybedilmemeli’
Tüm yazışmalarında Türkiye’de yetkililerden kamuoyuna kadar herkesin “GDO konusunda yanlış bilgi sahibi” olduğunu vurgulayan Amerikalı yetkililerin aynı zamanda her yıl Türkiye’ye yapılan GDO’lu
ürün ihracatının tutarlarını da belirterek, Türkiye pazarının kaybedilmemesi gerektiğini vurguladıkları görülüyor.
Türkiye’de GDO’lu gıdalar konusundaki “yanlış bilgilenmenin” önünü kesmek içinse gazetecilerden bilim insanlarına, hükümet yetkililerinden çiftçilere kadar her kesime gerek Türkiye içerisinde gerek yurtdışında genetiği ile oynanmış ürünlerin sağlığa zararlı olmadığını söyleyen Amerikalı uzmanlar tarafından “bilinçlendirme çalışmaları” düzenlenmiş.
‘
Bilimsellikten uzaklar’
2005 yılı
Şubat ayında ABD Büyükelçisi Edelman’ın Ankara’dan kaleme aldığı belgede, “Türklerin bilimsellikten uzak olduğu”, aynı yıl eylül ayında yazılan bir belgede Türklerin genetiği ile oynanmış gıdalar konusunda “şehir efsanelerine” inandıkları vurgulanıyor. 15 Şubat 2005 tarihli belgede ABD’nin Tarımsal Bioteknoloji Danışmanı Madelyn Spirnak’ın Türkiye hükümeti yetkilileriyle yaptığı “bilinçlendirme” görüşmeleri anlatılıyor.
Belgenin sonuç kısmında Spirnak’ın basına, iş dünyasına, milletvekillerine ulaştığı ve bu kişileri tarımda bioteknolojinin kullanılmasının faydalarına olacağını, tam tersi şekilde kısıtlayıcı bir düzenlemenin ise onlara dezavantaj sağlayacağını anlattığı belirtiliyor. Ayrıca, TÜBİTAK’ın “Bilim ve Teknik” dergisine de ulaşıldığı ve tarımsal bioteknolojinin faydaları konusunda bir
makale yayınlama olasılıkları hakkında konuşulduğunun altı çiziliyor.
Belgelerde Türkiye’nin
Avrupa Birliği üyeliği umudu nedeniyle, Avrupa’nın izinden gittiği ve GDO’lu ürünlere kısıtlama getirmek istediği sık sık vurgulanmış.
Yine
Eylül 2005 tarihli belgede, “tüm bilimsel verilere rağmen GDO’ların güvenli olmadığına inanan kamuoyunun” bu fikrini değiştirmesi için İllinois Üniversitesi’nden Mikrobiyolog Dr.
Bruce Chassy’ nin Türkiye’de çeşitli üniversitelerde konferanslar vermesine kararlaştırılıyor.
4 şehirdeki buluşmalar
Türkiye’ye 2004 yılında 600 milyon dolar değerinde mısır, soya fasulyesi, soya küspesi, bitkisel yağ ve
pamuk sattıklarını belirten Amerikalı yetkililer, bu ürünlerin büyük bir kısmının da ya genetiği ile oynanmış ya da genetiği ile oynanmışlardan üretilmişler ürünler olduklarının altını çiziyor ve Türkiye’deki “yanlış bilginin” değiştirilmesi, doğru bir bilgilendirme sağlanması gerektiğine dikkat çekiliyor.
Dr. Chassy de bu kapsamda 4 şehirde akademisyenler, hükümet yetkilileri, öğrenciler ve şirket temsilcileri ile buluşturulmuş. Doktor Chassy’nin aynı zamanda 2005’te Bilim ve Teknik dergisine de
röportaj verdiği belirtiliyor.
‘
Hükümete alenen
baskı’
3 Haziran 2008 yılında yazılan bir belgede de yine Türkiye’nin GDO konusunda AB’yi izlediği, bunun da ABD’nin bu ülkeye olan ihracatını olumsuz etkilediği vurgulanıyor. Bu durumda, hükümete alenen baskı yaparak GDO’lu ürünler konusundaki siyasetinin değiştirilebileceğine inanılıyor. Ayrıca aynı belgede Türkiye’ye yıllık 1 milyar doların üzerinde GDO’lu ürünlerin satıldığı hatırlatılıyor.
Dr. Bruce Chassy kimdir?
Dr. Bruce Chassy, ABD’ nin İllinois Üniversitesi’nde gıda mikrobiyolojisi ve beslenme bilimleri profesörü. 1962’de San
Diego Deblet Üniversitesi’nde
kimya alanında eğitimini tamamlayan Chassy, 1966’da da Cornell Üniversitesi’nde Biyokimya üzerine doktorasını tamamladı.
Ulusal Dental
Araştırmalar Enstitüsü ve Ulsal
Sağlık Enstitüsü’nde 21 yıl çalışan Chassy, Illinois Üniversitesi’nin Gıda Bilimi ve İnsan
Beslenmesi Bölümü’nün başkanı olarak atandı. ABD’de GDO’lu gıdaların savunucusu olarak tanınan Chassy, genetiği değiştirilmiş mısır tohumlarının dünya çapındaki en büyük üreticisi olan ABD merkezli çok uluslu Monsanto şirketi için seminerler düzenlemişti. Chassy’ nin bazı araştırmaları gıda şirketleri NestlÈ ve Dean Foods tarafından finanse edilmişti.
MİLLİYET