ABD'nin Irak'ta tehlikeli taktiği

ABD ordusunun Irak'ta yeni ve riskli bir taktiği uygulamaya koyduğu anlaşılıyor.

ABD'nin Irak'ta tehlikeli taktiği

Amerikan güçlerinin, Sünni direnişçileri ve aşiretleri, ülkedeki El-Kaide' class='textetiket' title='El Kaide haberleri'>El Kaide militanlarına karşı kullanmaları umuduyla silahlandırmaya başladıkları bildiriliyor. Başkan Bush yönetimi, Irak'ta bir türlü önü alınamayan direnişin üstesinden gelebilmek için ülkeye 35 bin ek asker sevketmeye karar vermiş ve son aylarda Bağdat ile çevresinde, güvenliği sağlamayı hedefleyen yeni bir operasyon başlatmıştı. Bu operasyonun ilk iki ayında Bağdat'taki saldırıların sayısında bir düşme görülmesine rağmen, direniş ülkenin diğer bazı bölgelerinde bütün şiddetiyle sürüyor. İşte Amerikalılar bu yüzden, silahlarını El Kaide militanlarına çevirmeleri şartıyla, bazı Sünni aşiretlerine silah, cephane ve mühimmat sağlama yolunu denemeye karar verdi. 2003 ve 2004 yıllarında Irak ordusunun eğitiminden sorumlu olan Amerikalı emekli tümgeneral Paul Eaton, yeni uygulamanın "dostlarınızı yakınınızda, düşmanlarınızı ise iyice yakınınızda tutun" mantığına dayandığını söylüyor. Kısa bir süre önce yayımlanan "Direnişe Karşı Mücadele El Kitabı"nda çözümün yüzde 20'sinin askeri, yüzde 80'inin ise siyasi olduğunu belirttiklerini söyleyen Eaton, "Şimdi belli çıkarları olan bir kesimle ilişki oluşturmak için siyasi bir yola giriyoruz." diyor. Sünnilerin siyasi sürece daha fazla dahil edilmesi, 2003 yılında yürürlüğe konan, Irak kurumlarının Baasçılardan temizlenmesi politikasından vazgeçilmesi, petrol gelirlerinin paylaşılmasını öngörülen yasa tasarısının kabul edilmesi gibi özendirici bazı teşviklerle Sünni kesime ulaşılabileceği düşünülüyor. Paul Eaton, bu uygulamanın aslında Başbakan Nuri el-Maliki'nin hükümetini devre dışı bırakma politikası anlamına geldiğini söylüyor ve Irak hükümetinin Sünnilerle bağ kurmakta direnmesi halinde, bu işi koalisyon güçlerinin yapacağını belirtiyor. Emekli tümgeneral Paul Eaton, ayrıca Amerikalıların denediği bu taktiğin aslında yeni olmadığına, Fransızların Cezayir'de, İngilizlerin Malezya'da, Amerikalıların da Vietnam'da bu tür uygulamaları hayata geçirdiğine de dikkat çekiyor. Bazı gözlemciler de, Sünni aşiretleri El Kaide'ye karşı savaşmaları için silahlandırma taktiğinin Anbar eyaletinde de bir süredir uygulandığını ve kısa bir süre öncesine kadar Irak'ın en tehlikeli bölgesi sayılan bu vilayetin şimdi en sakin bölgelerden biri haline geldiğini belirtiyor. BBC'nin Irak'taki muhabiri Jim Muir ise, Anbar deneyinin örnek gösterilmesine rağmen, bu uygulamanın pek de başarılı olmadığına işaret ediyor. Muhabirimiz, El Anbar Selamet Konseyi adındaki yapının liderinin, El Kaide liderlerinden birini serbest bırakma karşılığında örgütten rüşvet aldığı gerekçesiyle aranmakta olduğunu, konseyin ne derece iyi çalıştığı ve bölgedeki aşiretlerden kaçını kapsadığı konusunda soru işaretleri olduğunu söylüyor. Riskler Bazı Sünni aşiretleri kendi tarafına çekerek silahlandırma ve çoğu Irak'a dışarıdan girdiği düşünülen El Kaide militanlarına karşı savaşmaya teşvik etme taktiğinin aynı zamanda ciddi riskler taşıdığına da dikkat çekiliyor. New York Times gazetesinin Bağdat büro şefi John Burns bu tehlikelere işaret ediyor ve şeytanın ayrıntılarda gizli olduğunu söylüyor. Burns, "Bu taktiğin tehlikeli yanı, eğer geçmişte Amerikalılara saldırmış, Amerikalı askerleri öldürmüş gruplarla işbirliği yapıyorsanız, bunlara şimdi silah, cephane ve para verdiğinizde, bu silahları size karşı kullanmamalarını nasıl garanti edeceksiniz?" diye soruyor. Uygulamanın el-Maliki hükümetini devre dışı bırakma politikası anlamına geldiği söyleniyor John Burns, aynı şekilde, Şiilerin çoğunlukta olduğu ve Şii bir hükümetin emri altında işleyen Irak güçlerine saldırmalarını önlemenin de zor olacağını söylüyor. Burns sözlerini şöyle sürdürüyor: "Bu taktiğin arkasında yatan asıl önemli soru şu: Amerikalılar 15 milyar dolar harcayıp asıl olarak Şiilerin kontrolunda olan Irak ordusunu ve polis gücünü inşa ettikten sonra, şimdi gelecekte çıkabilecek bir iç savaşın diğer tarafı olan Sünni muhalefeti mi silahlandırıyor? Fakat tabii öbür taraftan, bu taktik başarılı olur ve El Kaide geriletilebilirse o zaman savaşın bütün çehresi değişebilir ve Amerikalı askerlerin ülkelerine geri dönüş süreci hızlanabilir." El Kaide hakkında araştırmaları olan, Washington merkezli Brooking Enstitüsü'nün uzmanlarından Bruce Reidel de Amerikalıların ateşle oynadığını ve sonunda kendilerini yakma olasılığının daha büyük olduğunu söylüyor. Breidel, Cezayir, Malezya ve Vietnam örneklerini kastederek, merkezi yönetim yapısı dışında silahlı milis örgütleri yaratmanın kısa dönemde işgalci güçlere fayda sağlayabileceğini, fakat uzun dönemde sorunları daha da derinleştireceğini vurguluyor. Bu uygulamanın hükümetin kontrolu dışında her türlü milis grubunun varlığını meşru hale getirdiğine işaret eden Reidel, "Bu taktik, ülke çapında savaş beylerinin varlığını muşrulaştırmaktan başka bir işe yaramayacak. En önemlisi de, Irak hükümetinin meşruiyetini de ortadan kaldıracak. Çünkü bu aşiretlerin, savaş beylerinin ne Başbakan el-Maliki'ye, ne de seçimle işbaşına gelen hükümete bir bağlılığı var." diyor. BBC
<< Önceki Haber ABD'nin Irak'ta tehlikeli taktiği Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER