Dışişleri Bakanı
Ahmet Davutoğlu, gerek
Ankara protokolü, gerek Katma Protokol, gerekse
Gümrük Birliği ve bu hukuki zemin üzerindeki çalışmaların
Türkiye'ye de aynı Batı Balkanlar'daki gibi, onlardan daha öncelikli olarak bir
vize muafiyeti yaklaşımı benimsenmesini gerekli kıldığını söyledi.
Davutoğlu,
Dışişleri Bakanlığı konutunda,
AB Komisyonunun genişleme ve komşuluk
politikasından sorumlu üyesi
Stefan Füle ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında konuştu.
Füle'yi Ankara'da ağırlamaktan duyduğu memnuniyeti dile getiren Davutoğlu, bunun Füle'nin Türkiye'ye ilk ziyareti olduğunu, ancak son olmayacağını kaydetti. Davutoğlu, önümüzdeki dönemde çok sık görüşmeye karar verdiklerini, böylelikle Türkiye'nin AB üyelik sürecini yakından izleyeceklerini ve komşu
ülkelerle ilgili
dış politika konularını koordine etme imkanı bulacaklarını kaydetti.
Davutoğlu, bugün üç ana konuda kapsamlı ve yararlı görüşmeler yaptıklarını belirterek, bu konulardan ilkinin Türkiye-AB ilişkilerinin stratejik vizyonu olduğunu, hafta sonunda Finlandiya'da bu çerçevede çok faydalı ve gelecek vizyonu yüklü görüşmeler yaptıklarını kaydetti.
"AB bizim ortak birliğimiz,
Avrupa da ortak kıtamız" diye konuşan Davutoğlu, dolayısıyla AB'nin küresel dengeler içinde hak ettiği yeri alması yönünde çaba sarf edilmesi gerektiğini, bunun için de AB'nin jeopolitik olarak etkili,
ekonomik olarak dinamik ve kültürel olarak da içselleştirici bir yapıya kavuşması gerektiğini düşündüklerini bildirdi. Davutoğlu, bu çerçevede Türkiye'nin AB üyeliğinin bir fırsat olduğunu belirterek, "Türkiye için de AB, modernleşme çabasının
doğal sonucu olan son derece önemli stratejik temel hedeftir" dedi.
Bakan Davutoğlu, ele aldıkları ikinci önemli konunun karşı karşıya kalınan muhtemel sorun alanları ve müzakere sürecinin işleyişi olduğunu ifade ederek, bununla ilgili kendilerine Türkiye'de yapılan çalışmalar hakkında bilgi aktardığını ve Türkiye'nin AB sürecinin
Kıbrıs gibi doğrudan konuyla ilgili olmayan siyasal sorunlarla ya da AB içindeki iç kamuoyu bakışlarıyla etkilenmemesi gerektiğini aktardığını bildirdi.
Kıbrıs konusunu kapsamlı şekilde ele aldıklarını söyleyen Davutoğlu, müzakerelere ivme katılması ve kapsamlı ve kalıcı bir barışa ilişkin görüşlerini paylaştıklarını ifade etti.
Füle'ye Türkiye'de yapılan ve yapılmakta olan siyasal reformlar hakkında bilgi verdiğini belirten Davutoğlu, bu çerçevede özellikle geri kabul anlaşmasına paralel olarak Türkiye'nin AB'den geçmiş hukuki taahhütleri de göz önünde tutarak, mutlak vize muafiyeti talep ettiğini bir kez daha ilettiğini söyledi. Davutoğlu, "Gerek Ankara Protokolü, gerek Katma Protokol, gerekse
Gümrük Birliği ve bu hukuki zemin üzerindeki çalışmalar, Türkiye'ye de aynı Batı Balkanlar'daki gibi, onlardan daha öncelikli olarak bir vize muafiyeti yaklaşımı benimsenmesini gerekli kılıyor. Bu konudaki siyasi kararlılığımızı kendileriyle paylaştım" diye konuştu.
Davutoğlu, görüştükleri üçüncü konunun komşu bölgelerle ilgili yürüttükleri politikaların koordinasyonu olduğunu, özellikle Batı Balkanlar'daki gelişmeleri kapsamlı şekilde ele aldıklarını, Kafkaslar, Doğu
Akdeniz, komşu bölgeler ve enerji güvenliği konularını gözden geçirdiklerini kaydetti. Davutoğlu,
Lizbon Anlaşması sonrası AB'nin Türkiye ile yeni bir stratejik
diyalog mekanizması kurması gerektiği konusunda fikir birliğine vardıklarını belirtti.
Füle'nin yakın bir Türkiye dostu olduğunu bildiklerini kaydeden Davutoğlu, bu nedenle Füle'nin bundan sonra Türkiye'yi artık ziyaret ettiği ikinci bir ülke olarak değil, kendi ülkesi gibi görmesi temennisinde bulundu. Davutoğlu, Füle'ye Türkiye'nin AB sürecinde çok ciddi görevler düştüğünü de belirtti.
AB Komisyonunun Genişleme ve Komşuluk Politikasından Sorumlu Üyesi
Stefan Füle, Türkiye'nin yürütmekte olduğu
katılım müzakerelerine desteğini ve Türkiye'yi AB'nin bir üyesi olarak görme yönündeki taahhüdünü bir kez daha teyit ederek, Türkiye ile
Ermenistan arasındaki normalleştirme çalışmalarına desteğini vurguladı.
Füle,
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile görüşmesinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, görevini üstlenmesinin ardından Ankara ve AB
Kültür Başkenti olan İstanbul'u ziyaret ederek Davutoğlu ile bir araya gelmekten çok memnun olduğunu, iki gün boyunca yoğun görüşmeler yapacağını kaydetti.
Görüşmede ele aldıkları iki hususa değinmek istediğini söyleyen Füle, bunlardan ilkinin Türkiye'nin komşularla sıfır sorun politikası olduğunu, bu politikayı büyük bir memnuniyetle karşıladığını belirtti. Füle, "Bu çerçevede Türkiye ile
Ermenistan arasında atılan tarihi adımları da büyük bir memnuniyetle karşılıyorum. Bu iki ülke, ilişkilerin normalleştirilmesi yönünde önemli adımlar atmıştır" dedi.
Görüşmede Kıbrıs konusunu da ele aldıklarını söyleyen Füle, AB için önemli olan Kıbrıs konusunda "Türkiye'nin Katma Protokolü
uygulamasının büyük önem taşıdığını" kaydetti. Türkiye'nin Kıbrıs Rum kesimiyle ilişkilerini normalleştirmesi gerektiğini ifade eden Füle, Kıbrıs konusunda bulunacak kapsamlı bir çözümün gerek Türkiye, gerekse AB için tarihi bir gelişme olacağını söyleyerek şunları kaydetti:
"Türkiye'nin yürütmekte olduğu katılım müzakerelerine desteğimi ve Türkiye'yi AB'nin bir üyesi olarak görme yönündeki taahhüdümü bir kez daha teyit ederim. Bu sürecin inandırıcılığının sağlanması çerçevesinde AB'nin taahhütlerinin yanında durması ve Türkiye'nin de reform sürecinde adımlar atması gerektiği üzerinde durduk. AB'nin sadece içe değil, dışa dönük bir bakışı olması gerektiği konusunda görüş birliğine vardık. AB'nin sadece gözlemci olarak değil, dünyanın lideri olarak bir rolü olması gerektiğini de teyit ettik."
-VİZE MUAFİYETİ-
Bakan Davutoğlu'nun değindiği Türkiye'ye vize muafiyeti konusuna ilişkin soruyu yanıtlayan Füle, gerek Türkiye, gerekse AB için önemli olan bu konuyu da ele aldıklarını söyleyerek, yasadışı göçle ilgili olarak geçen aylar içinde yoğunlaşan diyaloğu memnuniyetle karşıladıklarını, bununla birlikte kısa bir süre içinde geri kabul anlaşmasının uygulama konulmasıyla ilgili olarak da fikir birliğinde olduklarını bildirdi.
Füle, yasadışı göçle ilgili olarak Türkiye'ye nasıl yardımcı olabilecekleri hakkında bazı çalışmaların söz konusu olduğunu belirterek, Türkiye üzerinden Avrupa'ya gidenlerin Türkiye'ye iadesiyle ilgili olarak bazı çalışmaların yapılması gerektiğini kaydetti.
Bu alanlarda ilerleme kaydedilirse bundan sonraki aşamalarda vize konusunda kolaylaştırıcı çalışmalara geçilebileceğini ifade eden Füle, bu adımdan sonra da bütün üye ülkelerin uzlaşısıyla vize muafiyeti konusunda Türkiye ve AB için gerekli adımların atılabileceğini kaydetti.
Füle'nin söylediklerini çeviren tercümanın son kısımdaki "vize muafiyeti" (visa liberalization) ibaresini "vizede kolaylaştırmalar" (visa facilitation) olarak çevirmesi üzerine, Bakan Davutoğlu devreye girdi ve "
Vize kolaylaştırılması değil, vize liberalleşmesi yani tümüyle kalkması" sözleriyle çeviriyi düzeltti.
Füle, kişisel olarak toplumlar arası diyaloğun artmasından yana olduğunu söyleyerek, bu konuyla ilgili olarak hem
komisyon, hem de Türkiye ile yoğun çalışmalar yapılması gerektiğini kaydetti.
Bir gazetecinin
İsveç parlamentosunun kabul ettiği son Ermeni tasarısına ilişkin değerlendirmesini sorması üzerine Füle, AB Komisyonunun üye ülkelerin iç kararlarına ilişkin yorum yapmadığını belirtti. Füle, "Eskiden Çekoslovakya olarak bilinen Çek Cumhuriyeti'nden gelen biri olarak tarihi siyasallaştırmanın bazen zorluklar
doğurduğunu söyleyebilirim. Komisyon, Türkiye ile Ermenistan arasındaki mevcut yakınlaşmaya ve anlaşmalardan doğan yükümlülüklerini yerine getirmeye yardımcı olmaya hazırdır" dedi.
Kıbrıs ile ilgili olarak ne tür adımlar beklediklerinin sorulması üzerine de Füle, Kıbrıs'la ilgili görüşmelerin bir süredir devam ettiğini ve iyi bir noktaya ulaştığını belirterek, bu görüşmelere AB'nin yüzde yüz
destek verdiğini, iki tarafta da iyi niyet olduğu sürece kapsamlı bir çözüme ulaşılabileceğini kaydetti.
Füle, "Komisyon böyle bir anlaşmayı uygulanır kılmak için üzerine düşen rolü oynamaya hazırdır" dedi.