Almanya’da
uçak yolcularının önceden profillerinin çıkarılarak farklı güvenlik
kontrollerinden geçirilmesi
önerisi yolculara din ve etnik kimlikleri nedeniyle ayrımcılığa uğrayabileceği belirtildi.
Deutche Welle’ye göre,
Almanya’nın en işlek üçüncü havalimanı olan
Düsseldorf Havaalanı’nın yöneticisi
Christoph Blume, güvenlik konusunda ortaya attığı yeni öneriyle büyük
tartışma meydana getirdi. Gelecek yıl Alman Hava Meydanları Birliği ADV’nin de başkanlığını üstlenecek olan Blume, uçakla
seyahat edilecek yolcuların önceden profillerinin çıkarılmasını ve buna göre havalimanında farklı güvenlik kontrollerinden geçirilmesini önerdi. Blume’nin önerisine göre sık seyahat eden ve profillerinde risk bulunmayan yolcuların “ekspres” olarak adlandırılan, hızlı güvenlik kontrol noktalarından geçirilmesi, profillerinde “riskli noktalar” saptanan yolcular ise daha sıkı güvenlik önlemlerine maruz kalacak.
Christoph Blume, "Rheinische Post" gazetesine yaptığı açıklamada, bu modelin
İsrail havalimanlarında başarıyla uygulandığını savunarak, “İsrail’de, yolcular belirli risk gruplarına ayrılıyor. Hakkında yeterli bilgi bulunan, aynı güzergah üzerinde sıklıkla seyahat eden yolcular, haklarında çok az ya da hiç bilgi olmayan yolculara göre daha hafif kontrollerden geçiriliyor” dedi. İsrail havalimanlarında, özellikle Ben Gurion Uluslararası
Havalimanı’nda uygulanan yöntemde, yolcuların önceden profillerinin çıkarılması gerekiyor. Uçak yolcuları büyük ölçüde etnik kimliklerine göre ayrılırken, seyahat eden yolcuların profillerinin çıkarılmasında, milliyetleri,
görünüm ve davranışları da etkili oluyor. İsrailli güvenlik birimleri genelde Arap ve
Müslüman yolcuları yüksek risk taşıyan grupta değerlendiriyor.
Alman
havacılık yetkilisi Christoph Blume, Almanya için yaptığı öneride yolcuların milliyetleri ya da etnik kimliklerine atıfta bulunmazken, böyle bir güvenlik sisteminin, herkesin çıkarına olacağını bildirdi.
Terör tehdidinin tartışıldığı, yoğun güvenlik önlemlerinin sürdüğü Almanya'da ortaya atılan öneri, polis sendikası ve siyasilerden tepki aldı. Alman
Polis Sendikası GdP'nin Başkanı Bernhard Witthaut, önerinin güvenlik önlemlerini güçlendireceğinin
şüpheli olduğunu, bununla birlikte böyle bir uygulamanın ayrımcılığa kapı aralayacağını kaydetti. Witthaut, “Potansiyel saldırganların sadece belirli ülkelerden geldiği ya da belirli özellikleri taşıdığı varsayımıyla hareket etmek, sizin çıkardığınız profile uymayan bir kişinin saldırı düzenlemesi ihtimali nedeniyle, büyük riskler taşıyan vahim bir hataya yol açabilir” uyarısında bulundu.
Almanya
İçişleri Bakanlığı Sözcüsü Stefan
Paris de öneriyi temkinli karşılayarak, “Havalimanlarında güvenlik önlemleri konusunda halihazırda iyi bir durumdayız” dedi. Paris, havalimanlarında çok iyi eğitimli polislerin görevlerini başarıyla yürüttüklerini kaydetti.
Almanya'da
koalisyon hükümetinin büyük ortağı Hrıstiyan Demokrat Birlik'in
Meclis İçişleri Komisyonu Başkanı Wolfgang Bosbach da ortaya atılan öneriye
destek vermekten kaçındı. Önerinin büyük sorunlar içerdiğini belirten Bosbach, bunun güvenliğini artırmak yerine yeni sorunlara yol açabileceğini kaydetti. Bu önerinin ayrımcılık yaratma riski taşıdığını da belirten deneyimli politikacı, “Her yolcu, neden kendisine diğerlerinden farklı muamele edildiğini sormaya başlayacak” dedi. Bosbach, böyle bir yöntemin, İsrail'de uygulanabileceğini ancak her yıl milyonlarca
transit yolcunun da geçiş yaptığı Alman havalimanlarında yaşama geçirilmesinin son derece zor olduğuna da dikkat çekti.
Muhalefetteki Sol Parti de önerinin, Anayasa’nın ayrımcılığı yasaklayan ilkelerinin ihlal edilmesi anlamına geleceği uyarısında bulundu.
Uçakla seyahat edecek yolcular hakkında bilgilerin önceden incelenmesi yönünde bir öneri daha önce Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği’nin (
IATA) de gündemine getirilmişti. IATA üyelerinin bu önerileri gelecek yıl ele alması bekleniyor