Angela Merkel’in
2022 yılında nükleer santrallerin kapatılacağını açıklanması ardından
ülkedeki enerji devleri RWE ve E.ON gibi şirketlerin hisseleri borsada büyük oranda düştü.
Hükümetin nükleer santrallerden alınan bir vergiyi kaldıracağı iddiaları geçen hafta enerji şirket hisselerini yükseltirken, Pazar gecesi açıklanan tarihi karar üzerine borsada sert düşüş görüldü.
Japonya’daki
Fukuşima faciasından sonra birçok ülke
nükleer enerji güvenliğini masaya yatırırken,
Almanya bu konuda tarihi bir karar aldı.
Önümüzdeki 10 yılda çevre dostu enerji kaynakların iki kat daha fazla kullanılacağını bildiren Merkel, “Kademeli olarak 2022 yılı sonuna kadar nükleer enerjiden vazgeçeceğiz. Bu adımla bizim ülkemiz
yenilenebilir enerji üretilmesi noktasında öncü role sahip olacak” diye açıklama yaptı. Merkel, 'sağlayacağı tüm fırsatlar, ihracat,
kalkınma, teknoloji ve istihdamla yenilenebilir enerji kaynaklarına geçen ilk ülke olabileceklerini' söyledi. Büyük bir
politika değişikliğini açıklayan
Almanya, nükleer enerjiden vazgeçeceğini açıklayan en büyük sanayileşmiş ülke konumuna geldi. Merkel'in attığı bu adımla gelecekte
Yeşiller Partisi ile bir koalisyona sıcak bakabileceği ileri sürüldü.
Almanya’nın enerji açığını nasıl kapatacağı henüz açıklanmazken halen enerji ihtiyacının yaklaşık 4’te 1’inin nükleer santrallerden karşılandığı bildirdi. Almanya şu anda enerji ihtiyacının yüzde 43’ünü kömür, yüzde 22’sini nükleer enerji, yüzde 18’ini yenilenebilir enerjiden, yüzde 14’ünü ise
doğal gazdan sağlıyor. Yenilenebilir enerjiler ülkenin açığını
kapatmasının en doğal ve çevreci yolu olarak gösterildi. Alternatif enerji oranını 2020’ye kadar yüzde 35’e çıkarmayı hedefleyen Almanya’nın önceliklerinin başında halen enerjinin yüzde 6’sının karşılandığı
rüzgar türbinleri geliyor.
Ortaya çıkacak enerji açığını kapatmak için enerji ihtiyacının yüzde 40’ını sağladığı Almanya’nın
fosil yakıtlara yönelebileceği ancak, kömürün aşırı kullanılması halinde
sera etkisi yaratan gazların azaltma hedefini zorlaştıracağı belirtildi. Doğalgazın da dışarıdan
ithal edilmesinin ülkenin dışa olan bağımlılığını arttırabileceği belirtildi.
Yenilenebilir enerjilerin ülke ihtiyacını karşılayamaması ihtimaline karşı hükümet iki yıl boyunca bir nükleer santrali çalıştırmaya devam edecek.
GAZETELERİN YORUMLARI
Frankfurter Allgemeine Zeitung, hükümetin aldığı kararın
maliyet ve enerjiden tasarruf etme zorunluluğunun her kesimi etkileyeceği belirtirken, “Bütün ülkenin çehresini değiştirecek olan bu proje tamamlandığında, kaça mal olduğunu ve hangi arzu edilmeyen sonuçlara yol açtığını öğrenebileceğiz. Almanya, daha fazla güvenlik istediği için önemli fırsatlar kadar
tehlike ve risk de barındıran uzun bir yolculuğa çıkıyor. Bilinmeyene doğru atılan adımların Almanya’nın şartlarına göre büyük bir cesaret örneği olduğu söylenebilir. Aynı zamanda, doğruyu, güzeli ve iyiyi keşfettikten sonra Almanya’yı kimsenin tutamayacağı şeklindeki anlayışın enerji revizyonunda kendini gösterdiği de” diye yazdı. Diğer gazetelerin yorumları kısaca şöyle:
Süddeutsche Zeitung:
Nükleer enerji çağını kapatma kararı; kayıp, sanayi sektörünün zehirlenmesi ya da, nükleer reaktörler sayesinde dönen dünya ekonomisinin ortasında tek başına kalmak değil de, büyük bir fırsat olarak algılanmalı. Nükleerden çıkışın önemli bir geçiş, hatta
ekonomik bakımdan da kazançlı olan
güneş enerjisi çağına giriş şeklinde idrak edilmesi büyük fırsatlar yaratır. Doğru uygulanırsa, Almanya, rezervleri sınırlı olan dünyamızdaki bütün ülkelerin er veya geç yapmak zorunda kalacağı değişikliğin öncülcüğünü üstlenmiş olacaktır. Bu önemli reform sadece Alman nükleer reaktörlerinin kapatılmasıyla kalmayacak ama aynı zamanda
hammadde tüketen enerji üretimine de son vermiş olacak.
Tagesspiegel:
Fransız nükleer endüstrisinin önde gelen temsilcileri, Almanya’nın enerji politikasındaki yol ayrımını dünyada benzeri olmayan bir adım olarak niteliyor. Almanya, büyük sanayi ülkeleri arasında istisna teşkil ediyor. Olumsuz intiba uyandıran, ‘Almanya’nın başına buyruk tutumu’, kavramın, Alman enerji politikası açısından isabetli olduğunu teslim etmek gerekir. Bu özgün politikayı onaylayanlar, siyasi aktörlerin iyi ya da kötü niyetlerinden bağımsız olarak, şeytanın ayrıntıda gizli olduğunu da görmek zorundadırlar. Örneğin, nükleer atıkların nihai depolanması, enerji maliyeti, iklim,
rekabet kabiliyeti, ikmal güvenliği. Almanya’nın ikinci kez aldığı nükleer enerjiden çıkış kararı, ilk kararı eleştiren siyasi sorumluları, seçilen özel yolu bir öncülük hamlesi kılmaya adeta mahkum ediyor.
DHA