Ülkede altyapı hizmetlerinin para eksikliği nedeniyle yapılamadığı belirtiliyor. Almanya’nın yabancıların eğitim ve iş sorunlarını çözememesi durumunda sınıf düşmesinin de kaçınılmaz olacağı uyarısında bulunuluyor. Avrupa’nın en gelişmiş altyapısına sahip ülkelerinden biri olan Almanya’nın altyapı ağı artık dökülmeye başladı. Ülkede bozuk asfaltlı yollar artarken bunların onarımı eskisi gibi yapılamıyor. Kurulduğu 1949 yılından bu yana en köklü değişim sürecinde bulunan Almanya’ya ekonomik büyüme oranının düşük olması, işsizlikle mücadelede yerinde sayması ve şirket iflaslarından dolayı Avrupa’nın hasta adamı sıfatını uygun görenler çıkarken şimdi bazı yayın organları ise Almanya’nın gerileyişini Titanic’in yavaş ama durdurulamaz batışına benzetiyor. Almanya önceleri ekonomik mucizesi ve ekonomik gücü, işletme ve okula dayanan iki ayaklı meslek eğitim sistemi ve toplumsal huzuru ile tanınıyordu. Konuyla ilgili olarak bir dizi başlatan Die Welt gazetesinin haberine göre Almanya’da altyapı hizmetlerinin onarımı için milyarlarca Euroluk kaynağa ihtiyaç duyuluyor. Ancak bu para bulunmuyor. Alman otomobil kuruluşu ADAC’ta 30 yıldır trafik mühendisi olarak görev yapan Thomas Hesseling acilen bakımı yapılması gereken yol ağının uzunluğunu 80 bin kilometre olarak veriyor. Bu ekvatorun uzunluğun iki katı. Thomas Hesseling sadece yerel yönetimler bazında bu yol ağının bakım ve onarımı için gerekli olan kaynak miktarının 25 milyar Euro olduğunu kaydediyor. Alman Şehir Birliği ise önümüzdeki 10 yıl için yerel yönetimler bazındaki gerekli yatırım miktarını birkaç yüz milyar Euro olarak veriyor. Ancak yetkililer ise bütçe durumuna işaret ederek yapabilecekleri bir şey olmadığını söylüyor. Özellikle Batı Almanya’daki yerel yönetimlerin sınırlarında altyapı bakım ve onarım ihtiyacının yüksek olduğu belirtiliyor. Zira Doğu Almanya’da yol ve su altyapı hizmetleri için geçtiğimiz yıllarda büyük miktarlarda para harcanmış durumda. Ancak yine de Doğu Almanya‘da da durumun pek iyi olmadığı ifadeediliyor. Batı Almanya’dan gelen kaynaklar her ne kadar yeni inşaat projelerine aktarılsa da yapılan yatırım miktarının düştüğü belirtiliyor. Geçtiğimiz yıl burada yapılan yatırımların miktarı 4.4 milyar Euro ile iki Almanya’nın birleşmesinden bu yana en düşük seviyeye geriledi. Bu düşünün devam etmesi bekleniyor. Zira Doğu Almanya’daki eyaletlere ayrılan dayanışma vergisi paraları 2008 yılından sonra her geçen yıl azaltılacak. Almanya’da 1992 yılı ile 2004 yılları arasında yerel yönetimlerde yapılan yatırım miktarı Almanya’nın tarihindeki en hızlı düşüşü yaşadı. Şehircilik Enstitüsü’nden edinilen bilgilere göre Batı Almanya’da bu süre içinde yapılan yatırım miktarı yüzde 40 oranında gerilerken Doğu Almanya’da ise yarıdan fazla miktarda geriledi. Almanya’da özellikle kanalizasyon sisteminin de ciddi boyutlarda onarıma ihtiyaç duyduğu belirtiliyor. Uzmanların konuyla ilgili olarak saatli bombadan bahsettiği kaydediliyor. Kanalizasyondaki arızalardan dolayı atık suların ortalama yüzde 15 ila 20’si arasındaki bir kısmının toprağa karıştığı belirtiliyor. Böyle giderse yüzde 20 sosyal yardımdan geçinecek Ancak Almanya’nın altyapısı gibi eski itibarının temel sacayaklarını oluşturan diğer kurumları da adeta sos veriyor. Alman eğitim sistemi 4. sınıftan sonra çocukları değişik okul türlerine ayırıyor. Bu karar ayna zamanda çocukların daha sonra öğrenecekleri meslek ve toplumda alacakları statünün de küçük yaşta belirlenmesi anlamına geliyor. Alman eğitim sistemi PİSA araştırmasının da ortaya koyduğu gibi işçi ailelerinden veya yabancı ailelerden gelen öğrencilere şans eşitliği tanımıyor. Bundan en çok etkilenen kesimlerden biri de yabancı çocukları. Her beş yabancı çocuğundan biri okulu bitiremiyor, 20 ila 29 yaşları arasındaki gençler grubunda herhangi bir mesleği olmayan yabancıların oranı yüzde 40. Meslek eğitim yapanların arasındaki yabancı gençlerin oranı ise sadece yüzde 6.5. Uzmanlar Almanya’nın doğal zenginliklerinin olmadığını, en büyük zenginliğinin ise insan beyni olduğunu belirterek göçmen çocuklarının eğitim hayatında ve daha sonrasında iş hayatındaki sorunlarını çözememesi, ülkeye eğitim ve mesleki olarak kaliteli yabancıları çekememesi ve yabancıların uyumunda başarılı olamaması durumunda insan sermayesi olarak da kaybedeceğini söylüyor. Bunun bir sonucu olarak ise sosyal yardımdan geçinenlerin oranının yakında beşte bire çıkabileceği uyarısında bulunuluyor. İsmail Kul / FRANKFURT