AB Komisyonunun Genişlemeden Sorumlu Üyesi Olli Rehn, ifade özgürlüğü'nün AB'nin temel ilkesi olduğunu belirterek, bu konuda Türkiye ile at pazarlığı yapmadıklarını söyledi. Rehn, NTV'ye yaptığı açıklamada, Türkiye'nin AB sürecinde reformların uygulamasında sorunlar olduğunu belirterek, "Reform süreci son bir yılda yavaşlamaya girdi. Bizler bunun hızlanmasını istiyoruz. İlerleme olmazsa ilerleme raporu olumsuz olur. 9. uyum paketi çok önemli. İfade özgürlüğü alanında da adım atılması lazım" dedi. 'KORKTUĞUMUZ OLDU' 301. madde üzerinde önemle durduklarını kaydeden Rehn, "Başka ülkelerde ceza kanunlarında, örneğin 'İngiliz olmaya, Finli olmaya hakaret' diye bir madde yok. Burada 301. maddeden son bir yılda 69 dava açılmış. Bu son derece endişe yaratıyor. Bu madde ifade özgürlüğü açısından sınırlayıcı olarak yorumlanabiliyor. Bundan iki yıl önce uygulamada sorun yaşanmayacak teminatı verilmişti. Maalesef bu anlamda en büyük korkularımız gerçek oldu" diye konuştu. 'TÜRKİYE'DE ÇOK DAVA VAR' 12 Ekimde Fransa'da Ermeni soykırımı iddialarını reddedenlerin cezalandırılması ile ilgili sürecin hatırlatılıp, AB'nin bu konuda çifte standart uygulayıp uygulamadığının sorulması üzerine Rehn, "Bu konu Fransa'da henüz yasalaşmadı. Bekleyip göreceğiz. Bazı AB ülkelerinde münferit, ilkel unsurlar içeren düzenlemeler olabilir. İnsan hakları raporlarına baktığımız zaman AB'ye üye ülkelerde ifade özgürlüğüyle ilgili son derece nadir davalar açılıyor. Türkiye'de ise çok dava var. Çoğu AB ülkesinin sayfası temiz. Türkiye'ye ise 8,5 sayfa ayrılmış durumda. Biz AB'nin temel, demokratik değerlerinden bahsediyoruz. Biz ifade özgürlüğüne saygı duyuyoruz. İfade özgürlüğünün sağlanması Türkiye'nin çıkarına." 'ANKARA PROTOKOLÜ UYGULANMALI' Rehn, Kıbrıs konusunda yoğun çaba sarf ettiklerini ifade ederek, "Türkiye Ankara Protokolü'nü uygulamak zorunda. Finlandiya dönem başkanlığı Kıbrıs konusundaki tıkanıklığı gidermek için sıkı bir şekilde çalışıyor. Ben de ilgili tarafları yapıcı bir yaklaşım sergilemeye teşvik ediyorum. Finlandiya formülü uzun bir dönem için son fırsat penceresi olabilir" dedi. 'TSK İLE GÖRÜŞMEYE HAZIRIM' Rehn, ordunun sivil liderliğin denetimi altında olması gerektiğini de belirterek, "Türk Silahlı Kuvvetleri'ne saygı duyuyorum. TSK ile toplumun diğer temsilcileri gibi görüşmeye hazırım. AB ve ben, Türk hükümeti ve parlamentosuyla politikalarımızı tartışıyoruz, değerlendiriyoruz. Seçilmiş yönetimler bizim muadilimizdir" diye konuştu.