Birçok
Avrupa ülkesinde kürtajın yasallaşması ve çalışan kadınların
doğumu ertelemesi,
yaşlı kıtada çocuk doğurma oranının hızlı şekilde gerilemesine yol açıyor.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (
OECD) bu hafta yayınladığı rapora göre, doğurma oranı son 4 yılda Avrupa tarihinin en düşük seviyesine geriledi. 15 Avrupa ülkesinde yapılan çalışmaya göre, kadın başına 1,3 çocuk düşüyor.
Özellikle, Doğu Avrupa’da AB üyesi ülkelerdeki düşüş dikkat çekiyor.
Çek Cumhuriyeti,
Slovenya,
Letonya ve
Polonya son 10 yılda dünya tarihinin en düşük
doğum oranına geriledi. Bu ülkelerde, kadın başına 1,2 çocuk düşüyor. Doğu Avrupa’da doğum oranındaki düşüş, komünizm sonrası
yaşam koşullarının zorlaşmasına ve birçok
ailenin çalışmak için Batı Avrupa ülkelerine göç etmesine bağlanıyor. Çek Cumhuriyeti’nde bu düşüşün devam etmesi halinde 40 yıl sonra nufüsun yüzde 20 oranında azalması bekleniyor. Batı Avrupa ülkelerinde de, durum farklı değil. Son 10 yıldır
Yunanistan,
İtalya ve
İspanya’da kadın başına doğum oranı 1,3.
Fransa ise, kadın başına 1,8 çocukla AB’nin lider ülkesi.
‘Avrupa’nın göçmenlere ihtiyacı var’
OECD raporunda, Avrupa ülkelerinde devam eden göçün de, gelecekte doğacak
genç nufüs ihtiyacını karşılayamayacağı belirtildi. OECD, birçok Avrupa ülkesinde “günah keçisi” ilan edilmelerine ve ırkçı saldırılara maruz kalmalarına rağmen, sanılanın aksine yaşlı kıtanın daha çok göçmene ihtiyacı olduğunu vurguladı. AB verilerine göre, yaşlı kıta 2030’da fazladan 20 milyon işçiye ihtiyaç duyacak. Avrupa’daki göçmen nufusta doğum oranı, Avrupalılardan üç kat daha fazla. Özellikle, Batı Avrupa’daki
Müslüman göçmenlerde doğum oranının yüksek olduğu biliniyor. Avrupa’da ailelerin daha az çocuk doğurmasına sebep olarak, kürtajın yasallaşması, doğum
kontrol haplarının yaygınlaşması gösteriliyor. Özellikle, kürtajın yasal olmadığı
İrlanda,
Portekiz ve
Malta gibi AB ülkelerinde, doğum oranının diğer ülkelere göre çok daha yüksek olması dikkat çekiyor. Ayrıca, iş hayatı ve aile arasında sıkışan kadınların, ilk çocuklarını doğurma yaşları da gittikçe artıyor. Son 20 yılda Avrupa’daki kadınların ilk çocuğu doğurma yaşı 22-23’ten 30’a yükseldi.
En yüksek doğum oranı İslam ülkelerinde
Çocuk sayısındaki tehlikeli düşüş, birçok Avrupa hükümetini de harekete geçirdi. Çek Cumhuriyeti Parlamentosu bu yıl çocuk yardımlarını ikiye katladı.
Almanya’da
Başbakan Angela Merkel ise, çalışan kadınları doğuma
teşvik etmek için yeni bir yasal
düzenleme hazırladıklarını açıkladı. Ailelere yönelik sosyal yardımların yoğun olduğu Fransa’da, üçüncü çocuğunu doğuran ailelere aylık 750
Euro maddi
destek veriliyor. OECD raporunun sonuç bölümünde, Avrupa ülkelerinin genç nufüstaki düşüşü engelleyememesi halinde, AB’nin güçlü bir
ekonomik birlik olma hayallerinin suya düşeceği savunuluyor. Avrupa ülkelerinin aksine İslam ülkelerinde, aile başına çocuk yapma oranı çok yüksek. Avrupa ülkelerinin hiçbirinde aile başına ortalama çocuk yapma oranı 2’nin üstüne çıkmazken, bu oran
Somali’de 6,91,
Nijerya’da 6,83,
Afganistan’da 6,78,
Yemen’de 6,7’e kadar yükseliyor.
Türkiye ise aile başına 2,2’lik ortalamayla Avrupa’nın lider ülkesi durumunda.
ZAMAN