Bağış,
Müslüman ülkelerden,
İsviçre bankalarındaki paralarını Türk bankalarına yönlendirmelerini istedi. Stockholm'e giderken aralarında Zaman'ın da bulunduğu bir grup gazeteciye gündemi değerlendiren Bağış, "Eminim bu
yasak, İsviçre bankalarında paralarını bekleten Müslüman ülkelerdeki kardeşlerimizin kararlarını gözden geçirmesine vesile olacaktır. 2008'de dünyada bankalar dökülürken hiçbir bankası etkilenmeyen Türk bankacılık sektörünün kapıları onlara açıktır." dedi.
Cumhurbaşkanı
Abdullah Gül de yasağa tepki göstererek minare konusunun temel hak ve özgürlükler anlayışına aykırı olduğunu söyledi. "Gül, Batı dünyasında
İslam düşmanlığının nasıl geliştiğini gösteren bir gelişme. İsviçreliler için ayıp olmuştur." ifadesini kullandı.
Dışişleri Bakanlığı da minare referandumunun 'hayal kırıklığı'na yol açtığını belirtti.
Bağış minare konusunun referanduma götürülmesinin hata olduğuna dikkat çekerek, "İsviçre AB üyesi değil. AB üyesi olsaydı, standartlara uymak durumunda kalacaktı." şeklinde konuştu.
Fransa ve
İsveç gibi AB üyesi ülkelerin İsviçre'ye tepki gösterdiğini hatırlatan
Devlet Bakanı, şunları söyledi: "Bu gelişmeden AB de rahatsız. Eğer bu tavrını değiştirmezse İsveç 'açık hava hoşgörüsüzlük müzesi' olmaktan kendini kurtaramayacak'.
Egemen Bağış, yüzde 99'u Müslüman olan
Türkiye'de
Ermeni,
Yahudi ve Rum kökenli vatandaşların ibadetlerini rahatlıkla yerine getirirken yüzyıllarca havra, kilise ve caminin barış içinde yaşadığını söyledi.
İsviçre'nin uluslararası kamuoyundan yükselecek tepkiler karşısında kararını gözden geçireceğine inandığını belirten
Başmüzakereci,
Avrupa ülkelerinde binlerce
ibadethane bulunduğunu, inananların huzur içinde ibadetlerini yerine getirdiğini söyledi. Bağış, camilere
Almanya'yı örnek gösterirken Hollanda'da ise Müslümanların din adamlarını kendileri yetiştirmek üzere okul kurduğunu aktardı.
muhalefete seslendi: 2010 ab yılı olsun
Türkiye'nin AB sürecine de değinen Bağış,
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun üyelik için 2023'e kadar bir dönemi işaret etmesini değerlendirdi. Bağış, "Dışişleri Bakanı'mız Davutoğlu, 2023'ten evvel AB'ye üye olacağımızı söyledi. Benim anladığım o." dedi. Bağış,
AB üyeliği için tarih vermekten kaçınırken şöyle konuştu: "Bugüne kadar hiç yılla ilgili tahminde bulunmadım, tahminde bulunmayı doğru bulmuyorum. AB bir siyasi proje, siyasi sürecin sonunda olacak bir iş. Nasıl 18 milyonluk Doğu Almanya bir gecede siyasi konjonktür gerektirdiği için AB üyesi olduysa Türkiye de siyasi konjonktür gerektirdiğinde üye olur. AB projesi, Türkiye'nin katılımıyla tamamlanacak. Dikkat ederseniz AB binası bitmemiş izlenimi verir. Bu bir
mimari mesajdır. Türkiye AB'nin çatısı olacak."
ÇOCUKLARIM KOÇ MÜZESİ'NE 3 KEZ GİTTİ
AB yasalarını Meclis'ten geçirmekte zorlandıklarını belirten Bağış, muhalefet liderlerine yaptığı
çağrıda, "Gelin el ele verelim, yasaları birlikte çıkaralım ve 2010 AB yılı olsun." dedi. Egemen Bağış, 1940'lı yılların zihniyetiyle yazılmış Türk
Ticaret Kanunu'nu değiştirmekte bile güçlük çekildiğini belirterek, "AB projeleri üzerinde ilerleme sağlamak kolay değil. 2013 sonuna kadar AB mevzuatı tamamlanmış olacak. Bu bir ulusal taahhütname... Programı o tarih perspektifiyle takip edebiliyor muyuz?
Hayır." ifadelerini kullandı. Bağış, AK Parti'nin AB'yi
iktidar projesi olarak değil, herkesin projesi olarak gördüğünü söyledi.
Bağış,
Kafes Eylem Planı'yla ilgili bir soruyu şöyle cevaplandırdı: "Bu iddiaların doğru olmadığına inanmak istiyorum. Koç Müzesi'ndeki denizaltıya benim çocuklarım iki-üç kere götürüldü. İddialar karşısında bir
baba olarak yüreğim acıyor. Eğer doğruysa o zaman bu tür vahim olayların yaşanmaması için ne lazımsa yapmalıyız. Hiç kimse hukukun üzerinde değildir." Başmüzakereci,
darbe iddialarıyla ilgili olarak da "
Karanlık günleri geçmişte bıraktığımıza inanıyorum,
siyaset için
ödül de ceza da sandıktır. Bir buçuk sene sonra
seçim olacak. İsteyen ödüllendirir, isteyen cezalandırır." dedi.
CHP, MHP ve DTP liderlerini İzmir'de yaşanan olaylar konusunda kafa yormaya davet eden Egemen Bağış, "Umarım bu olaylar demokratik
açılım sürecine negatif yaklaşanların durumlarını gözden geçirmesine vesile olur." ifadelerini kullandı.
AB zirvesinin 10-11 Aralık'ta yapılacağını hatırlatan Bağış, toplantı sonucunu görmeden muhtemel kararlar üzerine yorum yapmanın doğru olmadığını söyledi.
Kıbrıs'la ilgili olumsuz karar beklemediğini vurgulayan Bağış, şöyle konuştu: "AB, 600 binlik Kıbrıs Rumu'nun keyfine, NATO üyesi 70 milyonluk Türkiye'yi dışlama kararı alacaksa o zaman Türkiye de kendi durumunu değerlendirir. AB üyesi olmadan da yolumuza devam ederiz. AB, olmazsa olmazımız değil."
MUSTAFA ÜNAL- ZAMAN