2007 yılından bu yana Charleroi
Merkez Belediyesi'ne bağlı okullarda vazifeli olan
genç öğretmen, iki buçuk yıl boyunca sorun teşkil etmeyen başörtüsüyle
ders verdi. Ancak okul yönetimi sene başında öğretmenliğe devam edebilmesi için başörtüsünü çıkarma şartı koştu. Neye uğradığını şaşıran ve bu şartlarda okuldan ayrılmak zorunda kalan Nuran T.,
avukatı Jean-Claude Derzelle aracılığıyla Charleroi Asliye Mahkemesi'ne başvurarak kararı iptal davası açtı. İsteği
mahkeme tarafından reddedilen davacı, bir üst yargı mercii olan Mons İstinaf Mahkemesi'ne başvurdu. İstinaf Mahkemesi, dün açıkladığı kararda davacıya hak vererek, okul yönetimini eski öğretmenini 10 gün içerisinde aynı şartlarda yeniden işe almaya mahkûm etti.
Charleroi Asliye Mahkemesi, okula hak verirken öğretmenlerin "tarafsızlığını" teminat altına alan bir
genelgeyi dayanak olarak kullanmıştı. Mons İstinaf Mahkemesi ise bu genelgenin sadece
Fransız Topluluğu'na doğrudan bağlı olan okullarda uygulanabileceğine hükmederek, okul yönetiminin başörtüsü takan öğretmenler konusunda net bir
düzenleme yapmadığını ve öğretmenin yeniden işe alınması gerektiğine karar verdi. Kararın gerekçesini uzun uzun anlatan mahkeme, haç ve kippa da olduğu gibi başörtüsünün de öğretmenler tarafından takılabileceğini, fakat bunu yaparken "ölçülü" davranmaları gerektiğini vurguladı.
Öğretmenine başörtüsünü yasaklayan okulun 'tarafsızlık genelgesine' dahil olmak için gerekli formüleri doldurmadığı öğrenildi.
Nuran T.'nin avukatı Jean-Claude Derzelle, çeşitli medya kuruluşlarına verdiği demeçlerde mahkemenin verdiği kararı şu şekilde yorumladı: "Mahkeme, fikir hürriyeti prensibine istisna oluşturabilmek için açık bir metnin olması gerektiğini hatırlatıyor. Charleroi Belediyesi ise bunu yapmamış. Bu yüzden öğretmenini -başörtüsü takmasına izin vererek- 10 gün içerisinde tekrar işe almakla mahkûm edildi. Mahkeme gerekçesinde öğretmenlerin, kanaatlerini öğrencilere zorla kabul ettirmeye teşebbüs etmedikçe, başörtüsü olsun, kippa olsun, haç olsun, dini sembolleri üzerinde
taşımalarına müsaade ediyor."
Avukat Derzelle, müvekkilinin çok ihtiyatlı davrandığını, dininden hiçbir zaman bahsetmediğini ve hiçbir velinin bu konuda şikâyeti olmadığını vurguladı. "İstinaf Mahkemesi, Asliye Mahkemesi'yle taban tabana zıt bir karar verdi. Demokrasimizin temelinin kanaatini, fikrini, dolayısıyla dinini açığa vurma hürriyeti olduğunun hatırlatılması gerektiğine kanaat getirdi. Bu hürriyet,
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 9. maddesi tarafından teminat altına alınmıştır." şeklinde konuşan Jean-Claude Derzelle, sözlerini şöyle sürdürdü: "Buradan yola çıkarak,
kanuni metinlerde açıkça atıfta bulunması şartıyla, bazı kısıtlamalar olabilir. İstinaf Mahkemesi, Charleroi Belediyesi'nin kararını dayandırdığı 'tarafsızlık genelgesinin' dini bir sembolü taşımayı yasaklamadığını belirtiyor. Genelge, öğretmenlere partizan söylem ve davranışları yasaklıyor. Mahkeme bu metnin, dinini açığa vurma temel hürriyeti gözetilerek yorumlanması gerektiğini hatırlatıyor. Dolayısıyla, bu doktrinleştirmeye veya
beyin yıkamaya yönelik bir davranış değilse, dini
inanç açığa vurulabilir."
Cihan'ın telefonla ulaştığı Nuran T., karar hakkında yorum yapmaktan kaçındı. Ses tonundan üzgün olduğu anlaşılan genç öğretmen, herhangi bir provokasyona mahal vermemek için prensip olarak yorum yapmama kararı aldığını ve mahkeme kararıyla ilgili sadece avukatının konuşacağını belirtti. Öğretmenin bu şartlarda tekrar işinin başına dönüp dönmeyeceği bilinmiyor. Mons İstinaf Mahkemesi'nin haksız bulduğu Charleroi Belediyesi için temyiz yolu halen açık bulunuyor. Davayı
Yargıtay'a taşıma hakkını koruyan belediye, kararla ilgili hiçbir açıklamada bulunmadı.
Öte yandan Fransız Topluluğu Eğitim Bakanı Marie-Dominique Simonet bir açıklama yaparak devlet okullarında vazife yapan personelin üzerinde dini sembol taşımasına karşı olduğunu söyledi.
Okul çalışanlarının üzerlerinde dini sembol taşımaların tarafsızlığa gölge düşüreceğini savunan Bakan, mahkeme kararını değerlendireceklerini belirtti. Hukuki bir analizin gerçekleştirilmekte olduğunu aktaran Simonet, din, vicdan ve fikir hürriyetine saygı temelini de gözeterek tarafsızlığı teminat altına alan genelgelerde yapılacak değişiklikleri belirlemeye çalıştıklarını da ekledi.
(CİHAN)