Yakın zamana kadar saygı duyulan bir siyasetçi olan Davutoğlu, AP’de bu yılki ilk Türkiye raporu taslağı müzakerelerinde sert eleştirilerden payına düşeni aldı. Tartışmalarda eleştirilen konuların başında, basın ve ifade hürriyeti, Türkiye’nin Suriye politikası ve demokratik standartlardaki gerileme yer aldı.
Avrupa Parlamentosu (AP), önceki gün yapılan ilk Türkiye raporu taslağı müzakerelerinde AKP iktidarını sert ifadelerle eleştirdi. Bu yılki tartışmalarda dikkat çeken husus, eleştirilerin hedefinde sadece Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın değil, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun da bulunmasıydı.
Yakın zamana kadar akademik derinliği ile saygı duyulan bir siyasetçi olan Davutoğlu’nun Suriye siyasetindeki derin başarısızlığı ve ardından Başbakan olarak Erdoğan’ın gölgesinden çıkamamasının Brüksel’de not edildiği ve ciddi itibar kaybına uğradığı gözleniyor.
Hollandalı Sosyal Demokrat Kati Piri tarafından kaleme alınan raporun Dış İlişkiler Komitesi’ndeki ilk tartışmasında eleştirilen konuların başında basın ve ifade hürriyeti, Türkiye’nin Suriye politikası ve demokratik standartlardaki gerileme yer aldı.
'TÜRKİYE NATO'DAN UZAKLAŞIYOR'
Salı günkü tartışmaların en sık tekrarlanan görüşlerinden biri Tür-kiye’nin sadece Avrupa Birliği’nden (AB) değil, 1952’den bu yana üyesi olduğu NATO’dan da uzaklaştığı tespitiydi. En sert eleştirilerden biri AKP’nin tam üyesi olduğu Avrupa Muhafazakârlar ve Reformcular (ECR) Grubu’ndan geldi. Grup üyesi Charles Tannock, Türkiye’nin hem AB’den hem de NATO’dan uzaklaştığını söylerken, Hıristiyan Demokrat Dan Preda, Türkiye’nin gittiği istikametten çok endişeli olduğunu, bu istikametin nasıl isimlendirilmesi gerektiğini bilmediğini ancak ülkenin demokrasiden uzaklaştığının aşikâr olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin AB’den uzaklaştığını savunan milletvekilleri en büyük delil olarak basın hürriyetini gösterdi. Zaman ve Samanyolu gruplarına yapılan baskınlar tekrar gündeme gelirken, AP Başkan Yardımcısı Alexander Graf Lambsdorff, Zaman Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı’nın başına gelenleri tekrar gündeme taşıdı.
Türkiye’nin Avrupa’nın DNA’sını oluşturan basın ve ifade hürriyeti gibi temel değerleri hiçe saydığını savunan Lambsdorff, “Bu böyle gidemez. Türkiye’ye yeni şeyler söylenmeli.” dedi. Alman liberal siyasetçi, Türkiye’yi eleştirdiklerinde Erdoğan’ın çok ağır ifadelerle kendilerine ‘işinize bakın’ dediğini hatırlatan Lambsdorff, Türk hükümetini eleştirirken, ülkesi Almanya’nın Başbakanı Angela Merkel ile eski Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy’nin Türkiye karşıtı tutumlarını da tenkit etti.
DAVUTOĞLU BİR ÖYLE BİR BÖYLE!
Hıristiyan Demokratlar da Türkiye’de basın hürriyetine ilişkin gelişmelerin ‘korkunç’ olduğunu, Davutoğlu’nun Paris’te farklı, ülkesine döndüğünde farklı konuştuğunu savundu. Piri’nin raporunu basın hürriyeti konusunda daha sert bir dil kullanmaya çağıran AP’nin en büyük grubu Hıristiyan Demokratlar, AP’nin 14 Aralık özgür basına darbe operasyonunu kınayan 15 Ocak tarihli kararına, raporda yer verilmesini istedi.
Önceki günkü tartışmaların bir başka önemli noktası da oturuma katılan AP üyelerinin büyük kısmının Türkiye’nin IŞİD’e desteğini iddia olarak değil, hakikat olarak yansıtmasaydı. AP üyeleri, Ankara’nın IŞİD’e destek verdiğini iddia ederken, Erdoğan’ın Kobani’ye gözlerini kapadığının altını çizdi.
ZAMAN