Bundan 50 yıl önce 17
Ekim 1961 günü,
Cezayir'in bağımsızlığını savunan gruplar,
Paris'te savaş karşıtı, barışçıl bir gösteri düzenlemişti. Düzenlenen gösteri esnasında Cezayir
Ulusal Özgürlük Cephesi'nin öncülüğünde organize edilen barışçıl gösteriye,
Fransız polisinin tepkisi sert olmuş ve polisinin bu tutumu
modern Fransa'nın en karanlık günlerinden biri olarak kabul edilmişti.
17 Ekim 1961'de polisin şiddet kullanarak onlarca kişiyi katletmesi ve bir o kadarını da cezaevine atmasının ardından, günlerce aç ve susuz bırakılan Cezayirlilere işkence yapılmıştı.
İşkencelerle ölen Cezayirliler Seine nehrine atılmış cesetler de, başkent Paris'te kıyılara vurmuştu.
Cezayir ve çoğu tarihçinin devlet eliyle yapılan asrın soykırımı olarak tanımlanan 17 Ekim 1961 olaylarının Fransa Devleti tarafından resmen soykırım olarak tanınması için, bazı Fransız tarihçiler ve hatta bazı Fransız siyasilerin girişimde bulunduğu bu katliamın 50'nci yılı dolayısıyla yapılan
protesto gösterilerine Yahudiler, Araplar ve bazı sol görüşlü Fransız siyasiler ile birçok
sendika üyesi de
destek verdi. Göstericilerin ellerinde "Devlet devlet katliamı olduğu görüldü" gibi yazılı pankartlar taşıdıkları görüldü.
1961 yılında hayatını kaybeden Cezayirlilerin fotoğraflarının taşındığı protesto yürüyüşünde, Houriye isimli Cezayirli kadın, "Biz, 3 nesildir bu soykırımı Fransa'nın kabul etmesi için mücadele veriyoruz. Mücadelemiz sonsuza kadar devam edecektir. Ta ki Fransa devlet eliyle yaptığı bu soykırımı kabul edesiye kadar " dedi.
Öte yandan, geçtiğimiz haftalarda Ermenistan'a resmi ziyarette bulunan Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas
Sarkozy, Türkiye'ye çağrıda bulunarak sözde 'soykırımı' tanımasını istemişti.