Fırın ve eczaneler dahil bütün işyerlerinin kapalı olduğu
Hama'da insanî durum felaket boyutuna ulaştı.
Ordu birlikleri, şimdi de rejim karşıtı gösterilere sahne olan şehirlerden Deyr el-Zor'a yöneldi. Kente 250 civarında tank ve zırhlı aracın konuşlanması
katliam endişelerini artırırken,
Suriye yönetimine karşı dünyadan yükselen tepkiler sertleşiyor.
Ramazan ayında dünyanın gözü önünde ülkenin dördüncü büyük şehri Hama'ya tanklarla girerek katliam yapan Suriye ordusu, şimdi de doğudaki Deyr el-Zor'da geniş çaplı bir
operasyona hazırlanıyor. Suriye İnsan Hakları Gözlem Kuruluşu Başkanı, rejim karşıtı gösterilere sahne olan şehirlerden Deyr el-Zor'un dört semtine 250 civarında tank ve zırhlı
araç konuşlandırıldığını açıkladı. Yüzlerce askerin 600 bin nüfuslu şehri
küçük parçalara böldüğü haberleri geliyor. Suriye ordusunun daha önce operasyon gerçekleştirdiği Der'a, Hama ve
Humus gibi kentlerde de benzer taktiği uygulaması Deyr el-Zor'da da katliam yapılacağı endişelerini artırıyor. Muhalifler, muhtemel harekâta karşı şehir içinde barikatlar kurarken, 15 bin kişinin kentten kaçtığı belirtiliyor. Beşşar Esed yönetimi, Hama'ya
destek için cuma günü düzenlenen
protestolarda 24 kişiyi daha öldürdü. Hama'da bir hafta içinde hayatını kaybedenlerin sayısı 300'ü buldu. Suriyeli aktivistlere göre
halk isyanlarındaki ölü sayısı 2 bini aştı.
Hükümet güçlerinin yeniden kontrolü ele geçirdiği belirtilen Hama'da, insani durumun felaket boyutuna ulaştığı kaydediliyor.
Associated Press haber ajansına konuşan bir Hama sakini, kentteki manzarayı, "Fırınlar ve eczaneler dahil her yer kapalı. Tıbbi malzeme tükenmek üzere ve elektrik olmadığından gıdalar da bozuluyor. Hasta insanlar var. İnsülini biten diyabet
hastaları var. İnsanların nasıl bitkin düştüğünü ve dehşet içinde olduklarını hayal bile edemezsiniz." sözleriyle anlattı. Saldırılarda yaralanan Suriyelilerin ekipman ve ilaç yetersizliği sebebiyle öldüğü ifade ediliyor. Bir başka Hama sakini de insani durumun her geçen gün kötüleştiğini dile getirerek, "Bugün hayattayız, ancak yarın ne olur bilmiyoruz." diyerek çaresiz olduklarını belirtti. Kentin 600 bin olan nüfusunun dörtte birinin kaçtığı belirtilirken, halkın, camilere dahi gitmeye korktuğunu çünkü ordunun buraları
hedef aldığı ileri sürülüyor. Tank ateşinin devam ettiği cuma günü vurulan hedefler arasında bir hastanenin de olduğu iddia edildi.
ABD,
Fransa ve
Almanya liderleri, protesto gösterilerinin şiddet kullanılarak bastırılması nedeniyle Suriye Devlet Başkanı Beşşar Esed yönetimine yönelik
baskının artırılması yönünde yeni adımlar atılmasında mutabakata vardı. Beyaz Saray'ın açıklamasına göre, ABD Başkanı Barack Obama'nın önceki gün Fransa Cumhurbaşkanı Nicolas
Sarkozy ve
Almanya Başbakanı
Angela Merkel ile ayrı ayrı yaptığı
telefon görüşmelerinde her üç liderin de "Suriye halkına karşı rastgele şiddet kullanılmasını kınadığı" belirtildi. Liderlerin, "Esed rejimine baskı ve Suriye halkının desteklenmesi amacıyla ek adımlar atılması konusunda mutabakata vardığı" kaydedildi. Bu çerçevede Alman Federal Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Ruprecht Polenz,
Avrupa ülkelerinin Suriye'deki büyükelçilerini çekmesini
teklif etti.
İtalya da Suriye'deki Büyükelçisini çağırmış ve diğer Avrupa ülkelerine de böyle bir tutum izlemesi çağrısında bulunmuştu. Almanya ve diğer AB ülkeleri şimdilik Suriye'deki büyükelçilerini çekmek istemiyor. Öte yandan ABD
Dışişleri Bakanlığı, Suriye'de bulunan Amerikalılara, bu ülkeyi "derhal terk etmeleri" çağrısı yaptı. Bu ülkeye gidilmemesini isteyen
bakanlık, kalacak Amerikalılara da bir yerden bir yere hareketlerini kısıtlamaları tavsiyesinde bulundu.
KİK: Suriye'de akan kan durmalı
Suriye lideri Beşşar Esed'in, halkına karşı şiddeti artırmasına
Arap ülkeleri de tepki gösterdi.
Körfez İşbirliği Konseyi (KİK) Suriye'deki olaylar karşısında sessizliğini dün bozarak akan kanın durmasını istedi. Suudi
Arabistan,
Kuveyt,
Birleşik Arap Emirlikleri, Umman,
Katar ve
Bahreyn tarafından yapılan ortak açıklamada, Suriye'de aşırı güç kullanılmasından büyük endişe duyulduğu belirtildi.
Körfez ülkeleri, Suriye'de kan dökülmesinin durmasını talep etti. Şam'a somut reformları hayata geçirmesi çağrısında bulunan KİK, Suriye halkının şerefi ve haklarının muhafaza edilmesini istedi. Bu arada Suriye
Dışişleri Bakanı Velid el Muallim, ülkede genel seçimlerin bu yıl sona ermeden yapılacağını söyledi.
Hama'daki yaralı ve hastalar ilaç yetersizliğinden ölüyor
Hükümet güçlerinin yeniden kontrolü ele geçirdiği belirtilen Hama'da, insanî durumun felaket boyutuna ulaştığı kaydediliyor. Eczanelerin kapalı olduğu şehirde, ilaç yetersizliği sebebiyle yaralı ve hasta Suriyeliler bir bir hayatını kaybediyor. Hama'da yaşanan insanlık dramına karşı ülkelerin tepkileri de artıyor.
Körfez İşbirliği Konseyi ülkeleri Esed yönetimine, 'Kanı durdur' çağrısı yaptı.
Başbakan, Davutoğlu'nu Şam'a gönderiyor
Başbakan Erdoğan, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun salı günü Suriye'ye gideceğini belirterek, "Kendileriyle orada gerekli olan görüşmeleri yapacak. Mesajlarımız artık kararlı bir şekilde iletilecektir. Bundan sonraki süreç, verilecek cevaba ve uygulamaya göre şekillenecektir." dedi. Şam yönetimine, "Halkınızın üzerine kurşun yağdırarak kimi sevindiriyorsunuz?" şeklinde seslenen Erdoğan, Suriye konusunu dış değil iç mesele olarak gördüklerini söyledi.