Dünya'nın gözü ABD seçimlerinde

Amerikan halkı, Irak'taki kötü gidiş ve yolsuzluk skandallarıyla sarsılan Bush yönetimi hakkında son sözü söylemek için bugün sandık başına gidiyor

Dünya'nın gözü ABD seçimlerinde

Ülke tarihinin 'en çok para harcandığı' ara seçimler referandum niteliğine büründü. Cumhuriyetçi Parti'ye verilecek oylar, Bush'un Irak politikasına destek anlamına gelecek. Demokratların kazanacağı sandalye sayısı ise Washington'daki dengeleri ve bir ölçüde politikaları değiştirecek. Seçim, 2008 başkanlık seçimleri için de gösterge olacak. Anketler, özellikle Irak'taki savaştan rahatsız olan tarafsız seçmenin Demokratlara yönelerek iktidardaki Cumhuriyetçilere ders vereceğini gösteriyor. Kampanya süresince gündemden düşmeyen Irak Savaşı'nın, seçim sonuçlarına damgasını vurması bekleniyor. Irak'ta bitmeyen savaş, patlak veren skandallar ve ölen askerler Amerikalıları tedirgin ediyor. Anketlere katılanların büyük bölümü Bush'un politikasını beğenmiyor ve askerin dönmesini istiyor. Bush'un politikalarını onaylamayanların oranı 2 yıl öncesine göre büyük ölçüde düşmüş görünüyor. Kamuoyunun desteğini kaybeden Bush'un seçimlerde alacağı sonucun 1950'de 29 sandalye kaybeden Harry Truman ve 1982'de 26 sandalya kaybeden Ronald Reagan gibi olabileceği ifade ediliyor. Bush, eleştirilere Amerika'ya yönelen terör tehlikesini anlatarak karşılık verirken, Demokratları Irak'la ilgili bir politikaları olmamakla suçluyor. Demokratlar ise Başkan Bush'un Amerika'yı Irak'ta batağa sapladığını iddia ediyor. Demokratların Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu elde etmesi halinde, Amerika'nın Irak politikalarında çok ciddi bir değişiklik beklenmese de Bush'un eskisi gibi rahat haraket edemeyeceği belirtiliyor. Seçimlerde Irak'-tan sonra ekonomi ve sağlık politikaları gibi konular sonuçları etkileyecek. Ülke tarihinin en pahalı Kongre seçimi olarak tarihe geçen 7 Kasım ara seçimlerinde kampanyalar, çok renkli görütülere ve skandallara sahne oldu. 2,6 milyar dolar harcanan seçimlerde, adaylar salonlarda ve televizyon ekranlarında birbirlerinin kirli çamaşırlarını ortaya dökmeye çalıştı. Cumhuriyetçi ve Kongre üyesi Mark Foley'in 18 yaşından küçük bir erkek stajyere cinsel içerikli e-posta attığının basına sızması ile başlayan skandalların ardı arkası kesilmedi. Seçime kısa bir süre kala Bush yönetimine yakınlığı ile bilinen Ulusal Evanjelistler Birliği Başkanı'nın, 3 yıl önce bir erkekle para karşılığı eşcinsel ilişkiye girdiği iddiaları ortalığı karıştırdı. Evanjelik dinî lider suçlamaları kabul edip görevinden istifa ederken, skandal Cumhuriyetçilere büyük bir darbe vurdu. Cinsel içerikli skandalların yanı sıra Cumhuriyetçiler rüşvet skandallarıyla da güç kaybetti. Ünlü lobici Jack Abramoff'un birçok partiliye haksız kazanç sağladığı ortaya çıkmıştı. Ohio milletvekili Robert Ney de rüşvet ve yolsuzluktan hüküm giydi. Ney'in de hâlâ istifa etmemiş olması Cumhuriyetçilerin Ohio'daki seçim kampanyalarını yaraladı. Bush'u biraz rahatlatan ise 2004'teki rakibi John Kerry'nin Irak'taki askerlerle ilgili yaptığı konuşma oldu. Bush, Kerry'yi askerlere 'eğitimsiz' diyerek hakaret ettiği için özür dilemeye çağırdı. Başkan adayları arasında adı geçen Kerry, kamuoyundan ve kendi partisinden gelen baskılara dayanamayak askerlerden özür diledi. Cumhuriyetçi adaylar Bush'la aynı kareye girmek istemiyor Kongre'de partisinin hakimiyeti kaybetmesi durumunda Beyaz Saray'daki görevinin son iki yılında ciddi siyasi engellerle karşılaşmaktan ve icra gücünü iyi kullanamamaktan endişe eden Başkan Bush, seçim çalışmalarına kritik eyaletlere yaptığı ziyaretlerle katkıda bulunuyor. Birçok Cumhuriyetçi aday, popülaritesi düşük olan Bush'un kendilerine kefil olmasından zarar göreceklerini düşündüklerinden ABD Başkanı ile aynı kareye girmemeye özen gösteriyor. Ancak merkez ve bağımsız seçmelerden ümidin kesildiği ve sadece muhafazakar Cumhuriyetçi tabanın gayrete getirilmek istendiği yarışlarda Bush ve Cheney kartı işe yarayabiliyor. Oy verme oranlarının yüzde 30'larda seyrettiği Amerika'da taraftarını sandığa çekmeyi başaran parti, genelde daha başarılı sonuçlar alıyor. Seçmenler 37 eyalette oy pusularına iliştirilen bazı referandum sorularına da cevap verecek. Bunlar arasında en tartışmalı olanları asgari ücretin artırılması, homoseksüel evliliklere izin ve embriyonik kök hücre araştırmalarının genişletilmesi. Referandumda sorulan konularda hassas olan kesimlerin sandık başına gitme ihtimali artıyor. Özellikle homoseksüel evliliklerle ilgili referandumlar bir önceki seçimlerinde muhafazakar grupları sandığa çekerek Cumhuriyetçilerin galibiyetinde önemli rol oynamıştı. Uzmanlar bu seçimde çekişmeli eyaletlerde referandumların eskisi kadar Cumhuriyetçilere fayda sağlamayacağını, hatta bazılarında Demokratların lehine işleyeceğini öngörüyor. 'Demokratlar bu kez kendinden emin' Seçimleri yakından takip eden İngiliz basınına göre anketlerde açık ara önde giden Demokratlar, Cumhuriyetçiler karşısında kendilerinden oldukça emin Daily Telegraph, Demokratların giderek kendilerinden daha emin göründüklerini belirtirken Independent da Cumhuriyetçilerin, kendilerini feci bir yenilgiye hazırladıklarını vurguladı. İngiliz basını ayrıca Kongre seçimlerini Bush yönetiminin başta Irak olmak üzere dış politikasına güvenoyu olarak değerlendiriyor. İki yılda bir seçimle Kongre canlı tutuluyor ABD'de sonu çift rakamla biten her iki yılda bir kasım ayı içerisinde pazartesiyi takip eden ilk salı günü genel seçimler yapılıyor. Bu seçimlerde Amerikan Kongresi'nde Temsilciler Meclisi tamamen, Senato kısmen yenileniyor. Genel seçimler dört yılda bir başkanlık seçimlerine denk geliyor. Başkanlık seçiminin olmadığı senelerdeki seçimlere dönem-ortası seçim deniyor. Şu anda Kongre'de temsil edilen iki parti var. Biri Büyük Eski Parti (GOP) ya da bilinen adıyla Cumhuriyetçi Parti, diğeri Demokratik Parti. Eyaletler ABD Kongresi'ne ikişer senatör gönderiyor. Dolayısıyla toplam 100 senatör bulunuyor. Senatörler altı yıllığına seçiliyor. Her iki yılda bir yapılan genel seçimlerde 100 senatörün yaklaşık üçte biri (33) koltuğunu korumaya çalışıyor. Temsilciler Meclisi üyelerinin (milletvekilleri) görev süreleri ise iki yıl. Bu nedenle her iki yılda bir 435 sandalyenin tamamı için yarış yapılıyor. Eyaletlerin Amerikan Kongresi'ne göndereceği milletvekili sayısı ise nüfus yoğunluğuna göre belirleniyor. ABD'nin 50 eyaletinin dört yıllığına seçilen valilerinin de büyük kısmı iki yılda bir seçime giriyor. 15 fazla sandalye Demokratlara yetecek 7 Kasım 2006 seçimleri, başkanlık seçimi yapılmadığından dönem-ortası ya da bir başka deyişle ara seçim niteliğini taşıyor. Temsilciler Meclisi'nde halihazırda Cumhuriyetçilerin 230, Demokrat Parti'nin 201 sandalyesi bulunuyor. Mecliste bulunan tek bağımsız vekil de Demokrat meclis grubu üyesi. Üç Cumhuriyetçi, üç Demokrat koltuğu boş. Demokratların kendilerine Temsilciler Meclisi'nde çoğunluğu getirecek 218 sayısına ulaşabilmeleri için Cumhuriyetçilerden en az 15 daha fazla sandalye elde etmeleri gerekiyor. Senato'da ise 55 Demokrat, 44 Cumhuriyetçi var. Bir sandalye de Demokrat grubuyla işbirliği yapan bağımsız bir senatöre ait. Bu sene 33 sandalye için yarışa giriliyor. Neticede eğer Demokratların net 6 sandalye kazancı olursa, Senato'nun kontrolü bir sandalye ile Demokratlara geçecek. 50-50 beraberlik ise Cumhuriyetçilere yarıyor. Çünkü başkan yardımcısı Dick Cheney partisi lehine oy kullanarak beraberliği bozma hakkına sahip. Son anketlere göre ibre Demokratlardan yana Ülke çapındaki kamuoyu araştırmaları, başlangıçta tutarlı bir şekilde Demokratların lehine sonuçlar veriyordu. Washington Post-ABC'nin iki hafta önceki araştırmasında Kongre'de hangi partinin hakim olmasını tercih ettikleri sorusuna Demokratlar diyenlerin oranı yüzde 14 daha fazlaydı. Ancak geçen hafta bu farkın yüzde 6'ya düştüğü gözlendi. (Yüzde 51'e yüzde 45) Bu sonuç seçim gününe girilirken Cumhuriyetçilerin ümidi biraz arttı. Başkan Bush'un iş performansına duyulan güvensizlik de Cumhuriyetçilerin oy kaybında rol oynuyor. Kongre seçimlerinde Bush'a destek niyetiyle oy kullanacağını söyleyenlerin oranı yüzde 17'de kalırken, Bush'a muhalefet amacını güdenler yüzde 31. Yetişkinler arasında Bush'un icraatlarını genel olarak beğenenlerin oranı yüzde 40 dolayında. Bush hükümetiyle özdeşleşen Irak politikasına halkın desteğinin çok düşmüş olması da seçmen tercihlerinde önemli bir faktör. Demokratlara oy vereceğini söyleyenlerin yüzde 73'ü Irak Savaşı'nın kendileri için en önemli konu olduğunu ifade ediyor. Cumhuriyetçilere oy vermeye niyetli olanların en öncelikli konusu ise yüzde 77 ile terörizmle mücadele. Cumhuriyetçi seçmenler için ikinci en büyük konu göçmenlik sorunu. Demokrat eğilimler içinse ekonomi yüzde 54 ile ikinci önem sırasını alıyor. Cumhuriyetçilerin 12 yıllık tahtı sallanıyor Senato'da 33 sandalyeyi ele geçirme mücadelesi yapılırken, gözler ne Demokratların ne de Cumhuriyetçilerin kolaylıkla kazanabileceği bazı çekişmeli yarışlara çevrilmiş durumda. Senato hakimiyetinin Cumhuriyetçilerden Demokratlara geçip geçmeyeceği, bu yarışların sonucuna göre belli olacak. Bunlardan en kritik olanları Missouri, Montana, Rhode Island, Tennessee, Virginia, Maryland ve New Jersey. Başkanlık seçimlerinde Cumhuriyetçilerin yüzünü güldüren kritik eyaletler Ohio ve Pennsylvania ise bu kez Demokratlara kaymış durumda. Temsilciler Meclisi'nde Cumhuriyetçilerin 12 senelik hakimiyeti Demokratlara kaptırmama mücadelesi akim kalacağa benziyor. Gözlemciler Demokratların çoğunluk grubu oluşturabilmeleri için gerekli 15 net sandalyeyi garantilediğini, hatta 25-30 sandalyelik fark bile atabileceğini söylüyor. Her ne kadar Cumhuriyetçiler seçimin son günlerine yaklaşırken biraz arayı kapatsa da Temsilciler Meclisi'nde bir Demokrat devrimi olma ihtimali büyük. Bu durumda meclis ve komisyon başkanlıkları da el değiştirecek. 36 eyalette yapılan valilik yarışlarında ise Demokratların 12 yıldır ilk defa çoğunluğu elde etmesi bekleniyor. Aralarında New York, Massacchussets ve Ohio gibi kilit eyaletlerin de bulunduğu en az beş yerde yönetimin Cumhuriyetçilerden Demokratlara geçeceği tahmin ediliyor. ZAMAN
<< Önceki Haber Dünya'nın gözü ABD seçimlerinde Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER