Hong Kong'da belgesel film yapımcılığı yapan ve Uluslararası Nuh'un
Gemisi
Araştırmaları (Noah's Ark Ministries International) grubunun üyelerinden Yang Ving Çıng, "
Ağrı Dağı'nın yaklaşık 4 bin metre yüksekliğinde 4 bin 800 yıl öncesine ait geminin ahşap parçalarının bulunduğunu" öne sürdü.
"Parçaların Nuh'un Gemisi'ne yüzde 99,9 ait olduğunu iddia eden Yang, geminin iskeletinin birçok bölüm barındırdığını ve bulunan kalıntıların geminin içinde hayvanların konulabileceği birçok bölme olduğuna işaret ettiğini" söyledi.
Yang, bölgenin kazılar süresince korunması için yerel Türk yetkililerin hükümetle bağlantıya geçerek,
UNESCO'nun bölgeyi "dünya mirası" listesine almasını isteyeceğini belirtti.
Yeri gizli tutuluyor
Basın toplantısına, gruba çalışmalarının başından beri
destek veren Ağrı
Vali Yardımcısı Murat
Güven, Ağrı İlk
Turizm Müdürü
Muhsin Bulut ve
Doğubeyazıt Kaymakamlık Yazı İşleri Müdür İbrahim
Şahin de katıldı. Toplantıda, şu anda yeri gizli tutulan Nuh'un Gemisi'nin UNESCO Dünya Mirası Listesi'ne alınması ve üzerinde
bilimsel araştırma yapılması çağrısı da yapıldı. Grup, yapının yerinin Türk yönetiminin bölgede arkeolojik kazı için gerekli önlemleri alana kadar gizli tutulacağını da söyledi.
Gemiye girdik
Türk hükümetinin destek verdiği ilk Nuh'un Gemisi araştırma grubu olduklarını söyleyen grubun lideri Man Fai Yuen, basın toplantısında şöyle konuştu: "Bizim girdiğimiz bölüm, tarihte anlatılan gemiye çok benziyor. Biz, bu ahşap yapının içini bulan ve görüntüleyen ilk
ekip olduk. 38 milimetre uzunluğundaki bir
tahta parçasına, İran'da karbon testi yaptırdık. 4 bin 800 yıl öncesine ait bir selvi ağacına ait olduğu ortaya çıktı."
Kalıntıyı buzul korudu
Araştırmaya katılan ve daha önce birçok kez Ağrı Dağı'nda araştırmalar yapan Hollandalı Gerrit Aalten gemiyle ilgili verileri değerlendirirken, "Elimizde efsanevi Nuh'un Gemisi'ni bulduğumuza dair güçlü kanıtlar var" diye konuştu.
İstanbul Üniversitesi'nden
arkeolog Prof.
Oktay Belli de, bu ahşap yapının bir insan yerleşim biriminden kalmasının mümkün olmadığını, 3 bin 500 metreden daha yüksek bir yerde, bugüne kadar hiç insan yerleşimi bulunmadığını söyledi. Grubun bir diğer üyesi Sütçü
İmam Üniversitesi Jeoloji Bölümü'nden Dr. Ahmet Özbek de buzulların ve volkanik maddelerin düşük ısıda bu bölgenin bozulmadan kalmasına
yardım etmiş olabileceğini söyledi. Basın toplantısında hazır bulunan Ağrı İl Turizm Müdürü Muhsin Bulut, "Bu dünyayı şoke edecek bir haber. 2 bin yıldan fazla süredir tarih ve görgü tanıkları bize bir geminin tufandan kurtularak Ağrı Dağı'na oturduğunu söylüyor. İnsanlar bunun Nuh'un Gemisi olduğuna inandı. Ben bu grubun nihayet bu gemiyi bulduğuna ve bunun Nuh'un Gemisi olduğuna inanıyorum" dedi. Ağrı Vali Yardımcısı Murat Güven de, gruptan 4 Hong Konglu'ya Ağrı'nın fahri hemşehriliği verildi.
Ortak bildiri yayınlandı
Uluslararası Nuh'un Gemisi Birliği (NAMI) ile Türk yetkililer, basın toplantısından sonra açıkladıkları bildiride Nuh'un Gemisi'nin bulunmasının ideolojik farklılıkları da bitireceği savunuldu. Bildiride, "Burada imzası bulunanlar Ağrı Dağı'nda Nuh'un Gemisi için bilimsel araştırmalar yapılmasında anlaşmıştır. Buradaki sonuçlar, insanoğlunun ortak inançları ve tarihleri için çok önemlidir. Nuh'un Gemisi'nin keşfinin yüzyıllardır süren ulusal ideolojik farklılıkları bitireceğine inanıyoruz.
Araştırmalar 2008'de başladı Grubun Türk lideri Ahmet
Ertuğrul da, bölgedeki bu yapıdan 2008 Haziran'da kendisine gelen bir bilgiyle haberdar olduğunu belirterek, "Hemen bir ekip topladım ve yola koyuldum. Ahşap yapıyı bulduk ve içine girdik. Fotoğraflarını çektim. Yıllardır NAMI ile çalıştığım için de keşfimden onları haberdar ettim" diye konuştu. Bunun üzerine
Ekim 2009'da bölgeye bu kez kameralarla giden Hong Konglu ve Türk uzmanlar, volkanik kül ve buzlar altında bulunan ve el yordamıyla kazılan ahşap yapının içine girdi ve görüntüledi.
Gemiden parçalarla toplantı!
Bilim adamları Hong Kong'daki basın toplantısında ortaya çıkardıkları çok çarpıcı verileri de açıkladılar. Ahşap yapının girilen bölümünün 5 metre yüksekliğinde, 12 metre genişliğinde olduğunu açıklayan uzmanlar yapının kutu şeklinde değil, bir gemi gibi eğimli olduğunu vurguladı. Araştırmacı Panda Lee, "Orada bir metre eninde, yarım metre boyunca
küçük bir kapı vardı. Bu kapı da, başka bir bölüme açılıyordu" diye konuştu. İki metre boyunda, iki metre eninde ve iki metre yüksekliğindeki bu kutu şeklindeki bölümün, hayvanların konulduğu bölüm olduğuna inanan araştırmacılar, burada çivi, ip ve askı parçaları da buldu. Grup, yeterli oksijenleri olmadığı için bu bölüme giremediklerini de söyledi.
AA - VATAN