Özellikle, Türkiye'nin Musul'daki konsolosluğunun basılmasına geniş yer ayrılan Economist dergisi IŞİD'in 49 Türk vatandaşını kaçırması "fiyasko" olarak yorumlandı.
BBC Türkçe tarafından derlenen yazıdan bazı bölümler şöyle:
O KONSOLOSLUK 5 YIL SONRA IŞİD KARARGAH BİNASINA DÖNÜŞTÜ
2009 yılında güneşli bir Ekim günü bir zamanlar Osmanlı İmparatorluğu'nun parçası olan Musul'da ülkesinin konsolosluğunu açan Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun göğsü gururla kabarıyor, Davutoğlu "Sizi kendimizin bir parçası olarak görüyoruz, ben sizin de bakanınızım" diyordu.
Sözleri Türkiye'nin, Balkanlar, Orta Asya ve Orta Doğu'yu kapsayan bir Sünni hilaline liderlik etmeye yönelik yeni-Osmanlıcı hayallerine bir ipucu sağlıyordu. Beş yıl sonra Türk konsolosluğu eski adı İŞİD olan İslam Devleti'nin merkezi olarak hizmet vermekte.
KİBİR, MEZHEPÇİLİK VE KÖTÜ KARARLAR, 'SOFT POWER'İ TÜKETTİ
Musul fiyaskosu Türkiye'nin bölgede azalan nüfuzunu göstermektedir. Yakın zamana kadar AB ile üyelik müzakerelerinde bir NATO üyesi olan Türkiye, İslam ve demokrasinin bir arada yaşayabileceğine parlak bir örnek olarak gösteriliyordu. Fakat kibir, Sünni mezhepçilik ve Adalet ve Kalkınma Partisi'nin kötü kararlarının bir karışımı neticesinde, yumuşak gücünü tüketti.
Türkiye'nin aşırı gruplarla ilişkisi olduğu iddiaları Washington'da endişeye neden oluyor. Bir Amerikan yetkilisi "Erdoğan'a derin bir güvensizlik var" diyor.
''FİYASKOYA RAĞMEN NÜFUZUNU YİTİRMİYOR, BAŞBAKAN BİLE OLABİLİR''
İstanbul Marmara Üniversitesi'nden siyaset bilimci Behlül Özkan, 1990'larda eski hocası Davutoğlu tarafından kaleme alınmış 300'den fazla makaleleyi taramış. Özkan, ''Davutoğlu İslam Devleti'nin ideolojik düşmanı. O, Müslüman Kardeşler ile daha uyumludur" diyor. Ancak son aksiliklere rağmen Davutoğlu'nun nüfuzunu yitirdiğine dair hiçbir işaret yok.
Londra merkezli bir think-tank olan RUSI'den Aaron Stein "AKP iktidarda kaldığı sürece Türk dış politikasını o devam ettirecektir" derken 10 Ağustos tarihinde Türkiye'nin halk tarafından seçilmiş ilk cumhurbaşkanı olması muhtemel olan Erdoğan'ın başbakan olarak yerine Davutoğlu'nu seçtiğine dair güçlü söylentiler var.
Musul felaketinin onun Osmanlı fantezilerini ortadan kaldırması umut edilir. Ancak, henüz bu yönde hiçbir işaret yok.