Fransa, bazı başlıkların askıya alınma sürecine bir tarih getirilmesi konusunda nabız yoklamak için
Ankara'yla doğrudan temasa geçti. Diplomatik kanallardan
Türkiye'ye gönderilen
mesajda, "Fransa'da nisan ayında yapılması beklenen seçimler döneminde, Türkiye konusunu
gündemden düşürmemiz gerekiyor.
Fransız kamuoyuna, Türkiye'yle sürecin dondurulduğuna dair çarpıcı bir mesaj vermemiz lazım. Askıya alınan başlıklarla ilgili tarih koyalım. Süreci 18 aylığına kısmen donduralım" denildi.
Geçen hafta sonu Ankara'ya gelen mesaj ortalığı karıştırdı.
Dışişleri Bakanı Abdullan Gül, hafta sonu olmasına karşın, Fransa'nın Ankara Büyükelçisi Paul Poudade'ı apar topar Dışişleri rezidansına çağırdı. Ağır ifadeler kullanan Gül, Türkiye'nin 18 aylık bir kısmi
dondurmayı kabul etmesinin sözkonusu olmayacağını söyledi. Gül, "Ermenilerin soykırım iddialarına verdiğiniz
destek nedeniyle zaten
darbe alan ilişkiler hepten kopar" diye uyardı.
Paris'e farklı kanallardan gönderilen mesajlarda da "18 aylık bir mola alınmasının Fransa'nın istediği amaca
hizmet etmeyeceği, Türkiye'nin bu şekilde gündemden düşmesinin sağlanamayacağı, ancak bu tür bir kararın özellikle Türkiye'deki sürece zarar vereceği" de dile getirildi.
Müzakere sürecine ilişkin 18 aylık süre dolaylı olarak
Almanya tarafından da dile getirildi. Almanya
Başbakanı
Angela Merkel, NATO zirvesi nedeniyle bulunduğu Riga'da yaptığı açıklamada, Ankara'nın AB sürecinin daha iyi denetlenmesinin ve 18 ay sonra gözden geçirilmesi gerektiğini söyledi.
Avusturya Dışişleri Bakanı Dışişleri Bakanı
Ursula Plassnik de hafta başında yaptığı açıklamada, AB ile Türkiye ilişkilerindeki gerilimin azaltılması için müzakerelerde mola verilmesini istemişti. Plassnik açıklamasında, "Hiçkimse ciddi olarak Türkiye'nin Birlik ile yürüttügü müzakerelerin raydan çıkmasını istemiyor. Hem Türkiye hem de AB, birbirlerine karşı olumlu tavırlarını korumak için çaba göstermelidir. Türkiye ile müzakerelerde ileriki dönemde bir
kriz yaşanmasının önüne geçilmesi için Birlik, gerekli önlemleri almalıdır. Sembolik önlemler yeterli değildir. Her 2 tarafında soluklanması için bir mola verilmesi gerekiyor. Bu mola sırasında Türkiye, konuyu netleştirmenin bir yolunu bulacaktır" ifadelerini kullanmıştı.
Ankara: 1 ile 35 arasında fark yok
Başbakan Recep
Tayyip Erdoğan, NATO zirvesi için bulunduğu Riga'da
Avrupa Komisyonu'nun kararının "kabul edilemez" olduğunu duyururken, Türkiye'nin tutumu, "Bir başlıkla, 35 başlık arasında fark yok" şeklinde özetlendi. Dışişleri yetkilileri, "Kamuoyunda yaratacağı
psikolojik etki açısından bakıldığında, ha bir başlık askıya alınmış, ha 35 başlık" diye konuştular.
Komisyon'un
tavsiye kararı, cuma günü Türkiye'ye gelecek olan AB Dönem Başkanı Finlandiya'nın Başbakanı Matti Vanhanen'le yapılacak görüşmenin tek gündem maddesini oluşturuyor. Yetkililer, Vanhannen'in, Türkiye'den bir son dakika tavizi koparmak için Ankara'ya gelmek istediği görüşündeler. Hatta Komisyon'un bu nedenle kararını bir hafta önceye çektiği düşünülüyor. AB dönem başkanının, Komisyon'un 8 başlıkta müzakereleri başlatmama kararını
baskı aracı olarak kullanacağı tahmin ediliyor. Komisyon'un Genişlemeden sorumlu üyesi
Olli Rehn dünkü basın toplantısında, "Türkiye için hala geç değil. Türkiye bir adım atarsa, bu tavsiye kararı gereksiz hale gelebilir" dedi. Ancak Dışişleri'ne göre, Türkiye geri adım atma noktasında değil.
Bu arada Türkiye ile AB'nin yeni bir krizin eşine gelmesiyle AB'nin en önemli ülkelerinden
İngiltere de devreye girdi. Erdoğan'la Riga'da biraraya gelen
İngiltere Başbakanı Tony Blair, danışmanını da Ankara'ya gönderdi. Blair'ın AB konularındaki danışmanı Kim Darroch bugün Dışişleri yetkilileriyle biraraya gelecek.