-Erdoğan ve AKP yetkilileri eleştirel gazeteciler, iş dünyası liderleri ve Alevi azınlığın üyeleri dahil diğerlerine karşı “hainler” diye konuştular. Hükümetin hoşuna gitmeyecek yayın yapan medya kurumları kapatıldı ya da soruşturma kapsamına alındı. 30 Aralık’ta gazete editörleri, dizi yazarları dahil Gülen’le ilişkili 30’dan fazla kişi, terörist örgüt kurma suçlamasıyla gözaltına alındı. Bu geniş çaplı protetostalara neden oldu.

- Türkiye’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yıl boyunca gücü elinde topladı ve demokratik çoğulculuğa karşı artan şekilde agresif bir kampanya başlattı. Açık bir biçimde medya sahiplerinden yayınlarını sansürlemelerini ve eleştirel gazetecileri işten atmalarını istedi. Anayasa Mahkemesi’ne kararlarına saygı duymadığını söyledi. Muhabirleri tehdit etti, kadın gazetecileri azarladı ve okul müfredatlarında radikal, hatta acayip değişiklikler yapılması emri verdi. Ağutos’ta başbakanlıktan cumhurbaşkanlığına yükselince, anayasal kuralları ve kendi (eski) partisinin hükümetindeki bakanları aşıp ülkeyi cumhurbaşkanlığı sarayından yönetmesini sağlayacak gölge bir kabine kurdu.

-Yolsuzlukla mücadele mekanizmaları ve yargı sürecine siyasi müdahaleler, Alevi azınlık ve Sünni çoğunluk arasındaki gerilimler nedeniyle Türkiye’nin puanı aşağıya doğru bir eğilim sergiliyor.

-Erdoğan, daha önce AKP tarafından destekleniyorken şimdi hükümeti devirme komplosu kurmakla suçlanan Fethullah Gülen’in takipçilerinden oluşan “paralel devlet” unsurları tarafından uydurulmuş saydığı ses kayıtları dahil yolsuzluk kanıtını göz ardı etti. 45 binden fazla polis ve 2 bin 500’den fazla yargıç ve savcı farklı görevlere kaydırıldı.  Hükümet, bunun kurallara uymayan yetkililerin cezalandırılması için gerekli olduğunu söyledi. Eleştirenler ise bunun yolsuzluk soruşturmalarını durdurmak ve yargı bağımsızlığının altını oymak için tasarlandığını savundu.