Kurulan özel
komisyon, diğer ülkelerdeki
futbol federasyonları ile de temasa geçerek, şiddetle ortak mücadele yöntemlerini arıyor. Temasa geçilen federasyonlar arasında
Türkiye Futbol Federasyonu da var.
Geçtiğimiz ay içinde, önce
İtalya’da
Catania - Palermo maçında çıkan olaylarda, bir
polis memuru öldü, yüzlerce kişi yaralandı. Ardından,
Almanya’da, Lok Leipzig - Erzgebirge Aue karşılaşması sonrasında, yaklaşık 800 holigan karşı takımın
taraftarları ve polisle çatıştı, olayların bilançosunda yine yüzlerce yaralı vardı.
Bunlar, son haftalarda futbolda yaşanan olaylara sadece iki örnek oluşturuyor.
Almanya’da son aylarda, özellikle yerel liglerdeki futbol karşılaşmalarında yaşanan şiddet olayları manşetlerden düşmüyor.
Ancak Malatya
spor ve Hertha
Berlin takımlarında
forma giymiş eski
futbolcu Sezgin Aksakal, şiddetin yeni olmadığını söylüyor: “Futbolda şiddet her zaman vardı. Yalnız şimdi medyaya daha çok yansıyor. Veya insanlar bu konuda daha da hassaslaştı. Yoksa,
küfür ve şiddet futbolda olan şeylerdi. Toplum bunu göz ardı ediyordu.”
Özel komisyon kuruldu
Yeşil sahalarda şiddetle mücadele etmek için, geçtiğimiz
Aralık ayında, Alman Futbol Federasyonu bünyesinde bir komisyon kuruldu. Bu komisyonun üyeleri arasında bulunan Alman Futbol Federasyonu Uyum Sorumlusu Gül Keskinler, en çok
seyirci çeken spor dalı futbolun, şiddetle birlikte anılmasını
toplumsal nedenlere bağlıyor.
Keskinler’e göre, “Orada insanların işsizlik sorunu, iş yerlerindeki sorunu, ailevi depresyonları, siyasi görüşleri, hepsinin bir anda patlak verdiği bir
arena oluyor, futbol sahaları”. Keskinler, özellikle Almanya’nın
doğu eyaletlerinde artan aşırı sağcı eğilimlerin sahalara da yansıdığına dikkati çekiyor: “Almanya’da son senelerde aşırı sağcılık var. Ve bu sağ aşırılıkla birlikte orada olan bir şiddet var. Fakat çok vurgulamak istiyorum, futbolla bunun bir ilgisi yok. Siyasi gelişmelerin, siyasi yanlış gelişmelerin futbol arenalarına yansıması var.”
Gül Keskinler, aşırı sağcılığı engellemenin, aslında futbol federasyonlarının değil, siyasetçilerin işi olduğunu vurguluyor. Buna rağmen, Alman Futbol Federasyonu, şiddetle birlikte ırkçılığı ve
yabancı düşmanlığını engellemek için çaba gösteriyor. Bu çerçevede, yerel düzeyde ‘fan’ yani taraftar projesi adı altında çalışmalar yürütülüyor.
Türkiye'den
heyet
Keskinler, “Bu fan projeleri ile seyircileri daha başka bir yöne veya daha başka alışkanlıkların içine sokmak isteyen sosyal pedagoglar, gayet güzel iş yapıyorlar. Fakat güney ülkelerde, Türkiye gibi ülkelerde, bunlar daha yaygınlaşmış düşünceler değil, bunları inşallah Türkiye’de de görürüz önümüzdeki günlerde” diyor.
Türkiye’de sahalardaki şiddetin Almanya’daki gibi siyasi içerikli olmadığını ileri süren, ancak , bu şiddetin engellenmesi için de taraftar projelerinin yararlı olacağına inanan Alman Futbol Federasyonu Uyum Sorumlusu Gül Keskinler, 27
Mart Salı günü Frankfurt’ta
Türkiye Futbol Federasyonu’ndan bir heyeti ağırlayacak.
Ceza sona eriyor
Bu arada Uluslararası Futbol Federasyonları Birliği'nin (
FIFA), 2006 Dünya Kupası elemelerinde
İsviçre ile yapılan play-off
baraj rövanş maçında çıkan olaylar nedeniyle Türkiye'ye verdiği üç maçlık tarafsız sahada seyircisiz oynama cezası yarınki
Norveç maçıyla birlikte sona eriyor.
Türkiye ile İsviçre (A) milli futbol takımları arasında 16
Kasım 2005'te
İstanbul Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Stadı'nda yapılan ve ay-yıldızlı ekibin 4-2 kazanmasına rağmen, ilk maçtaki 2-0 yenilgi nedeniyle elendiği 2006 Dünya Kupası Elemeleri play-off baraj rövanş maçında yaşananlar nedeniyle FIFA, Türkiye'ye tarafsız sahada 6 maç seyircisiz oynama cezası vermişti. Ancak, Türkiye Futbol Federasyonu'nun FIFA Tahkim Kurulu'na yaptığı
itiraz sonucu ceza üç maça indirilmişti.