Hayvan türlerinin %40'ı yok olabilir

Küresel ısınma doğanın dengesini bozdu, hayvan türlerinin yüzde 40'ının yok olmasınına yol açacak.

Hayvan türlerinin %40'ı yok olabilir

Küresel iklim değişikliğinin geleceğimizi tehdit ettiği uyarısında bulunan ve Kyoto anlaşmasının uygulanmasını talep eden milyonlarca kişinin, bugün dünyanın dört bir yanında düzenlenen eylemlerde bir araya gelmesi bekleniyor. Küresel ısınmadan sorumlu olan gazların yayılımı, Kyoto anlaşmasının yanı sıra uzun vadeli politikalarla sınırlanmaya çalışılmasına rağmen, özellikle enerji ihtiyacının her geçen gün arttığı gelişmekte olan ülkeler, bu sorumluluğu yerine getirmekte zorlanıyor. Uzmanlar, küresel ısınma hızının önceki yıllara oranla düştüğünü açıklasa da çevreci gruplar, buzullardaki erime, beklenmedik fırtınalar ve sıcaklıktaki ani artışlar ya da 1996 hariç son 10 yılın, 19. yüzyıldan beri tespit edilen en yüksek sıcaklık ortalamalarına ulaşmasının, yeterince tehlikeli işaretler olduğunu vurguluyor. Dünyanın geleceği için kaygılanan herkesin hemfikir olduğu önlemler arasında ise fosil atıklardan uzaklaşarak, doğaya yeni yükler getirmeyen güneş, rüzgar gibi temiz enerji kaynaklarına yönelinmesi ile enerji tasarrufuna katkı koyacak "bireysel" önlemlerle bu çabaya destek verilmesi yer alıyor. 189 ülkenin temsilcileri, küresel ısınmaya karşı atılacak bir sonraki adımı belirlemek ve BM'nin Kyoto protokolünün uygulanması üzerine yapacakları çalışmalar için 6-17 Kasım tarihleri arasında Kenya'da bir araya gelecek. -BİRAZ ISINSAK NE OLUR?- Atmosfere insan faaliyetleri nedeniyle hızla yayılan metan, ozon ve kloroflorokarbon gibi gazların, ısı tutma özellikleri nedeniyle meydana gelen küresel ısınmanın, buzulların erimesi ve okyanusların yükselmesi gibi ciddi sonuçlar doğuracak iklim değişimlerine neden olması bekleniyor. Küresel ısınma, doğanın dengesini geri dönülemez biçimde bozarak, hayvan türlerinin yüzde 40'ının yok olmasının, kitlesel göçlere ve susuzluğa neden olmasının yanı sıra "büyük bir ekonomik felaketi" de tetikleyecek. Dünya Bankası'nın eski ekonomi uzmanlarından Sir Nicholas Stern, ekonomik ve sosyal faaliyetlerin bozulmasının ardından ortaya çıkan sonucun "20. yüzyılın ilk yarısındaki büyük savaşlar ve büyük buhranla ortayan çıkan krize benzeyeceği" uyarısında bulundu. Stern'in hazırladığı rapora göre, ülkeler yıllık gayrisafi milli hasılalarının yüzde birini küresel ısınmayla mücadeleye ayırmazsa bunun 5 ila 20 katını daha sonra ödemek zorunda kalacak. Küresel ısıda sadece 2 derecelik bir artışın, dünya nüfusunun neredeyse yarısının susuz kalmasına neden olabileceği belirtiliyor. -KYOTO BİZİ KURTARIR MI?- Enerji santralleri, fabrikalar ve otomobillerin baş sorumlu olduğu ve sera etkisi yaratan gazların atmosfere salınımını azaltmak konusunda bağlayıcı ilk anlaşma olan Kyoto, 1997'de Japonya'da yapılan BM toplantısında doğdu. 16 Şubat 2005'te yürürlüğe giren Kyoto protokolünün, gelişmiş ülkelerin neden olduğu zararlı gazların yüzde 61,6'sı üzerinde bağlayıcılığı bulunuyor. Dünyada atmosfere en fazla sera gazı yayan ABD, Kyoto'nun mali olarak çok fazla yük getirdiği ve gelişmekte olan ülkeleri "yanlış" yönlendirdiği gerekçesiyle 2001'de anlaşmadan çekildi. ABD ve Avustralya'nın dışarıda kalmasının, "fazla sorumluluğu olan" 35 gelişmiş ülkenin, 2008-2012 dönemine kadar gaz salınımını 1990'daki miktarlarının yüzde 5 altına indirmesiyle ulaşılması beklenen düzelmeye engel teşkil ettiği belirtiliyor. Öte yandan, atmosferi en çok kirleten ülke olarak kendi bağımsız önlemlerini alan ABD'nin, AB ülkelerinde ulaşılan durumdan çok daha ileride olduğu kaydediliyor. BM verilerine göre, AB 2004 itibariyle 1990 miktarlarının yüzde 0,6 gerisine inmişken, ABD'de yüzde 15'i aşan bir gerileme görüldüğü ifade ediliyor. Uzmanlar, zararlı gazların atmosfere salınımında küresel düzeyde 2030'a kadar yüzde 60, 2050'ye kadarsa yüzde 80 oranında azalma olması gerektiğinin altını çizerken, en fazla yükümlülük altına giren AB ülkelerinin bile, yüzde 8 oranında azalma hedeflemesi yetersiz görülüyor. Türkiye'de, Küresel Eylem Grubu'nun organize ettiği etkinliklerin ana sloganı da "Küresel Isınmayı Durdurun! Türkiye Kyoto'yu imzala!" olarak belirlendi. BM'nin hazırladığı raporda, atmosfere en çok zehirli gaz bırakan ülkenin ABD, sera etkisi yaratan gazların salınımında en "hızlı" artışın ise Türkiye'de olduğu belirtilmişti. BM İklim Değişikliği Sekreterliği'nin yaptığı çalışmada, 1990-2004 yılları arasında, 40 ülkenin değerlendirildiği raporda, Türkiye, yüzde 72,6 artışla birinci sıraya yerleşmişti. "Pahalı, kirli ve dışa bağımlı fosil yakıta dayalı ekonominin terk edilmesini ve yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı, tarımsal ekonomiler üretilmesini" isteyen gruplar, yetersiz olmasına rağmen Kyoto protokolünün bir an önce imzalanmasını talep ediyor.
<< Önceki Haber Hayvan türlerinin %40'ı yok olabilir Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER