Hizbullah,
Lübnan'da yolsuzluğa bulaşmamış tek güç. Kurdukları sosyal
dayanışma mekanizmasıyla gönülleri çeliyorlar. Pek çok aydın, Hizbullah'ın
İslami devlet istediği iddiasına katılmıyor.
"İdeolojik olarak Hizbullah ile yüzde 100 ters düşüyoruz ama onları
destekleyip desteklemediğimi sorarsanız yüzde 100 destekliyorum" diyor, Lübnan Komünist Partisi'nin
genç üyesi Aiwan Moolleh. Nedenini şöyle açıklıyor: "Direnişi üstlendikleri ve yolsuzluğun bu denli yoğun olduğu bu
ülkede, yolsuzluğa batmamış güçlü tek parti oldukları için." Lübnan'da BM'de uzun süre görev yapmış Timur Göksel de, Hizbullah'a duyulan güveni şöyle anlatıyor: "Bazen cami önlerinde para toplarlar. Halkın para attığı kutuların kapağı yoktur. Yani görevlilerin paranın bir kuruşuna bile dokunmayacağına inanırlar."
Hizbullah, değişik din ve mezhepler barındıran nüfus nedeniyle merkezi hükümetin zayıf inşa edildiği Lübnan'da, özellikle Şii kesimde sağladığı sosyal dayanışma mekanizmalarıyla sempati topluyor. Hastaneler işletiyor, burslar dağıtıyor. Hemen her Şii'nin, bu yardımlara örnek oluşturan bir hikâyesi var."
Lübnan'a özgü bir gerilla
Göksel, Hizbullah'ın, Lübnan'a özgü bir gerilla örgütü olduğuna da dikkat çekiyor: "Araziyi çok iyi bilen insanlar bunlar. Tarlalarında çalışır, sonra ortadan kaybolurlar. Bir yerde giysileri gömülüdür, bir yere silahları. Bir yığının altında savaşmak için günlerce kımıldamadan az bir yiyecekle bekleyebilirler ve işleri bitince tarlalarına dönerler." Göksel, Hizbullah saflarında mühendis, doktor, bankacı gibi eğitimli kişiler de olduğunu ekliyor.
Hizbullah, 1982'deki
İsrail işgali döneminde,
İran İslam Devrimi'nden sonra, zamanın İran Büyükelçisi Ali Ekber Muhteşemi'nin desteğiyle, din adamı
Muhammed Faddallah tarafından kuruluyor ve 'Allah'ın Partisi' anlamına geliyor. Hizbullah'ın, Lübnan'ı İslami bir ülke yapma niyeti konusunda ise
laiklik savunusuyla tanınan Hıristiyan yazar Nazik Yared, Komünist Parti'den Aiwan Moolleh, Lübnan uzmanı Hana Ziadeh ve Hıristiyanların çoğunu temsil eden Özgür Yurtsever Hareket Partisi
vekili İbrahim Kenan, aynı görüşte: "Belki isterlerdi ama Lübnan'ın iç yapısını iyi biliyorlar ve böyle bir çabaları yok."
'Kaide'den farkımız kalmaz'
Hizbullah yöneticileri de aynı fikirde: "Biz, İslamı çözüm görüyoruz. Ama İslami devlet kurmaya çalışmıyoruz çünkü bu çoğunluğun rızasını gerektirir. Ülkemizde birçok mezhep var. Düşüncemizi zorla kabul ettiremeyiz. O zaman Kaide'den farkımız kalmaz."
Hizbullah'ın güvenlik güçleri bile İran'dakilerden farklı. İran'da besiçlerden, "Hanım, hanım, hicab" dışında bir şey duymamış bir gazeteci olarak, Hizbullah güçlerinin farklı yaklaşımına bizzat tanıklık ettim. Lübnan'daki ilk günümde Beyrut'un güneyinde fotoğraf çekerken, onlara rastladığımda, kameramdaki
Kudüs hatıra fotoğraflarından hiç memnun kalmadılar. Beni bir saatten fazla tutup, eşyalarıma el koydular. Ama kibar davranarak sadece derin bir şüpheyle sorular sordular. Ve gazeteci olduğuma ikna olduklarında eşyalarımı iade ederken, üzerimdeki parayı mutlaka sayarak teslim almamda ısrar ettiler.
Ziadeh, 14 vekili ve iki bakanı bulunan Hizbullah'ın bloklar halinde girilen seçimlerde istese daha çok vekil çıkarabileceğini söylüyor: "Bunun yerine, zayıf Şii partilerle
işbirliği yapıp daha çok destek sağlıyorlar."
Bir oğlu ve torununu savaşlarda yitirmiş
yaşlı bir nine, "Ya oğullarınızdan biri daha Hizbullah'a katılırsa?" diye sorduğumda şöyle diyor: "Katılmadığını nereden biliyorsun, gurur duyuyorum oğlumla ve Hizbullah'la."
Radikal