Amerika Birleşik Devletleri ile 2004 Mayıs'ında yapılan
anlaşma,
Avrupa havayolu şirketlerinin, yolcularına ait kişisel bilgileri Amerikalı yetkilileri aktarmasını öngörüyordu.
Arnlaşmaya göre bu işlemin, Avrupa'dan havalanan bir uçağın
Amerika Birleşik Devletleri'ne doğru yola çıktığı 15 dakika içinde yapılması gerekiyordu. Toplam 34
kalem olarak belirlenen bu bilgiler arasında, isim, adres,
kredi kartı bilgileri ve
telefon numaraları da bulunuyordu.
Amerika Birleşik Devletleri, söz konusu bilgilerin, 11
Eylül saldırıları sonrasında "terörle savaş" adı altında başlattığı mücadelede son derece önemli olduğunu savunuyordu.
Ancak
Avrupa Birliği'nin en yüksek
mahkemesi konumunda olan
Avrupa Adalet Divanı anlaşmayı yasalara aykırı buldu. Lüksemburg'taki mahkeme uygulamanın, yolcuların özel hayatının gizliliğini yeterince koruyamadığına hükmetti.
Mahkeme böylece, daha önce Avrupa Birliği tarafından dile getirilen, kişisel bilgilerin ABD tarafından yeterince korunduğu görüşünü de reddetmiş oldu.
Benzer kaygıları dile getiren
Avrupa Parlamentosu da, söz konusu anlaşmaya başından beri karşı çıkıyordu.
Avrupa Adalet Divanı'na göre Avrupa Birliği, Amerika Birleşik Devletleri ile böyle bir anlaşma imzalayarak hukukun dışına çıkmış oldu.
Aslında Avrupa Birliği ve ABD, söz konusu bilgi alışverişini, gayrı resmi bir anlaşma çerçevesinde 2003'ten bu yana gerçekleştiriyordu. Ancak havayolu şirketleri, bu konuda resmi bir zemin oluşturulmasını talep etmişti.
Resmi bir anlaşma için yürütülen müzakerelerde, Avrupa Birliği Washington'dan bazı ödünler koparmayı başardı.
Örneğin, bilgilerin Amerika tarafından saklanacağı süre sınırlandı. Ayrıca bazı hassas bilgilerin de,
Amerikan makamlarınca elde edilmesi ardından derhal silinmesi hükme bağlandı.
ABD, elde ettiği bilgileri üçüncü ülkelerle sadece istisnai durumlarda paylaşmayı da kabul etti.
BBC TURKISH